Bazı seyahat programlarını hayretle izliyorum. Bunları yapanların ortak özellikleri aynı. Ayhan Sicimoğlu, Sinan Kunter, Saffet Emre Tonguç'un içerikleri genelde benzeşiyor. Şapeller, bazelikalar, kiliseler ve katedraller... İtalya'nın bilmem neresindeki dini yapı başlangıç ve hatta yanış tarihleri ile veriliyor. Kaç penceresi var asla unutulmuyor.
Al eline tanıtım broşürünü ezberle. Sonra izleyiciye tekrarla dur. Bunlar arasında Tonguç'un anlattıkları tamamıyla Hıristiyan gözlüğünden.
-Önemli olan-
Salzburg izlenimlerini aktarırken şehrin isminin mevcut tuz -salt- yataklarından geldiğini ifade etmeyi unutmuyor. Tabii Mozart'ın burada doğduğu önemli. Daha 35 yaşında vefat eden ünlü sanatçının ismini taşıyan çikolataların ilk kez imal edildiği yerde röportaj yapıyor. Jesti de güzel. Kasada, satın aldıklarının parasını ödedi.
Bu sponsoru bol propagandistleri özellikle tatil dönemlerinde tekrar tekrar görüyoruz.
-Bu da kazığı-
Öte yandan çikolata denilince bir anımı anlatmak istedim. İsmail Küçükkaya Akşam'a henüz yönetmen olmuştu. Programına bir Viyana seyahati sıkıştırdı. "Abi bir şey istiyor musun?" demek gafletinde bulundu. Genelde bu tip tekliflere, "Sağol" cevabını veren ben "Evet"i yapıştırdım; "Mozart çikolatası..."
"Tamam" diyerek havaalanına hareket etti. Seyahat dönüşünde beni görünce bakışları tuhaflaştı, "Yaktın beni" diye bağırdı. Yediği kazığı daha karşıdan gözlerinden anlamıştım. Onun söylenmesine aldırmadan elimi uzattım. O da pek kibar sayılmayacak şekilde Mozart kutusunu avucuma bıraktı.
-Tatilde-
İsmail kardeşimi bu aralar ekranda göremiyorum. Herhalde yenilenen İstanbul seçimlerinin yorgunluğunu atıyor. Gerçekten bu tatili hak ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
-Cayır cayır yanarken-
Örtülü misyonerlerimiz bir yana, çevrecilerimiz de var. Hatta son olarak bu ekibe Güven İslamoğlu da dahil oldu. O da fiyortlar ülkesi Norveç'te soluğu almış. 800 kişinin yaşadığı Svolvaer'i her yıl 1 milyonu aşkın turistin ziyaret ettiğini söyleyince şaşırmadım. Çünkü Turizm Bakanı'nın Yunan Adalarına turlar düzenlediği ülkede yaşıyoruz...
-Çelişkiler-
Ondan sonra 3 kruvaziyer geldi diye bayram ediyoruz. Artvin-Hopa'dan Kefken'e kadar Karadeniz tüm İskandinav ülkelerine 8 tur basar. Sadrece denizimiz mi? O yaylaları, o mutfağı İsviçre'de bulmanız mümkün mü? Bugün Rize'de ne Heidi'ler var. Tek farkları adlarının Ayşe, Fatma olması. Kurban olsunlar bu memleketin her şeyine
Basketbol goygoycuları
Hidayet Türkoğlu ve arkadaşları işin kolayını buldu. Önce Senegal, sonra Ürdün ile hazırlık maçları oynadı. Bu rakipleri duyunca 100 yiyecekleri bulmuşlar dedim. Nitekim birine 94, diğerine de106 sayı attık. Esas güç gösterisini Yunanistan'daki turnuvada yapacağız. Rakipler; Sırbistan, İtalya ve Yunanistan. Buradan çıkarılacak ikincilik dahi başarı sayılır. Göreceğiz.
Beklenen sonuç
Başakşehir rövanşta da yenildi: 0-2. Statü gereği UEFA'da devam edecek. Mucidi Ümit Davala olan lafı tekrarlayacağım; Bu takımdan bi cacık olmaz. Takımın başında Abdullah Avcı Hoca olmasa bile kaderi değişmeyecek.
Her fırsatta bu takımı ben kurdum diyen Göksel Gümüşdağ'a cevap verme zamanı geldi. İBB Spor'u Nurettin Sözen kurdu. Sene 1990'dı. 1994 seçimlerini Erdoğan kazanınca başkanlığa Göksel Gümüşdağ geldi. 2014 yılında ise Gümüşdağ ve 6 arkadaşı kulübü satın aldılar ve ismini Başakşehir yaptılar. Gümüşdağ'ın en önemli vazifesi Şampiyonlar Ligi elemelerinde kaybedip paraları Galatasaray'a havale etmek oluyor. Gerçekleri hatırlattığı için meslekdaşım Arif Kızılyalın'a teşekkür ediyorum.
---KUTLAMA: Olympiakos-Başakşehir maçını Erdoğan Arıkan anlattı. Bazıları alınmasın ama Arıkan TRT'nin elindeki en başarılı 2 spikerden biri. Böyle bir yetenek ihmal edilmemeli
Kabahat kimin?
Dünyada yılın bombası İtalya'da patladı. Ünlü ama tenor Glacido Domingo 9 kadın tarafından tacizle suçlandı.
Adamı nasıl itham edebilirler?..
Bu kadar fazla sokulmasalar bir şey yapması mümkün mü?..
Sizce kabahat kimin?
Ben ise görme engelli tenoru kutlamakla yetineceğim...
GÜNÜN SÖZÜ
Her şeye benzeyen bir şeye benzemez. Türk atasözü
