Mısıroğlu ölmedi zihinlerinde yaşıyor

Bir 26 Ağustos günü, siyaset kronolojisine göre Sultan Alparslan''la girmiş sayıldığımız Anadolu''daki Türk varlığı açısından hayati önemdeki bir tarihin, tarihte sadece bir defa denk gelinebilecek, en sembolik anma vesilelerinden biriydi dün.

Yine bir 26 Ağustos günü, Mustafa Kemal tarafından, Anadolu''yu düşmandan temizlemek üzere başlatılan "Büyük Taarruz"''un 100. yıldönümüydü.

*

İktidarın alternatif tarih şuuru oluşturma ümidi ile beyhude "Atatürk ve Cumhuriyet''i cami cemaatinden uzak tutma/uzaklaştırma" gayretinin gölgesinde, mahcubiyetle kutladık!

Çünkü, "resmî olarak" bir tek camide bile Atatürk''ün adı anılmadı/andırılmadı!

"Zaferlerimizin ardındaki ruh ve mana" konulu, 26 Ağustos 2022 tarihli cuma hutbesinde, millete o ruhu üfleyen kahramanlardan başka ne ararsanız vardı!

Ayıptı!

Bu kaçıncı?

*

Oysa…

Anadolu''nun, Sevr taslağına uygun şekilde işgali sırasında en büyük yarayı Atatürk''ün adını anmaktan imtina ettikleri o camiler aldı.

"Gazi" camileri var bu ülkenin; başka izaha, ispata gerek var mı!

Yunan işgali sırasında yakılan Güneyköy Eski Camisi, yıllarca "Gazi Minareli Cami" diye anıldı. 100 yıl geçti; üzerindeki top ve kurşun izleri hâlâ geçmedi.

*

İşgalciler;

Alaşehir''de, Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan camiyi yaktılar. Yıldırım Bayezid Camisi''nin orijinal halinden bugüne sadece kuzey batıdaki minare kaidesi kaldı.

Aydın''da Hamidiye Camisi''ni içindeki muhacirlerle birlikte yaktılar.

Çanakkale''de boğazladıkları Müslümanları, domuzlarla birlikte camilere doldurdular.

*

Karatepe''de Kuvayı Milliye''ye destek olan köylüleri, Sekiyurt ve Ahmetler camilerine doldurup kurşuna dizdiler. Yetmedi, ölmeyen olursa diye tek tek süngülediler. Yetmedi, benzin dökerek, içindeki cesetlerle birlikte camiyi ateşe verdiler.

Kapıdağ Yarımadasında, bilmiyorum; içine köylülerin doldurulup da yakılmadığı cami kaldı mı!

*

İzmir''de kadınları camilere kapatıp…

Neyse…

*

Bursa''da 2. Murat''ın yaptırdığı Muradiye Camisi''nin içine Yunan bayrağı, ordu flaması ve taç motifleri bastılar; yıllarca durdular!

*

Bursa, Manisa, Balıkesir, Aydın, İzmir, Eskişehir; dön doğuya Gaziantep''te…

Gidin herhangi bir sokağında, herhangi bir tarihi camiye, öyle eni konu da değil şöyle bir bakmayı deneyin; hâlâ duvarları, minareleri, top mermilerinin izleri, şarapnel parçalarıyla bezeli.

Şeyh Fetullah Camisi üstelik de hastane olarak kullanıldığı sırada saldırıya uğradı mesela!

*

Benim iddiam değil, dönemin şahitlerinin ve tarihçilerin belgelediği gerçek:

- Yunanlılar, "işgal ettikleri yerlerde ne namaz kılınacak bir cami, ne namaz kılacak bir cemaat bıraktılar"!

- Kurtuluş Savaşı verilmemiş ve kazanılmamış olsaydı, "Anadolu''da ne İslam''dan bir numune, ne İslamiyet''ten nişane kalacaktı"

- Pek çok minare "çan kulesi olacaktı".

*

Ellerine verilen hutbe gereği, dün camilerinde "Zaferlerimizin ardındaki ruh ve mana"yı anlatırken "Tarih bir milletin hafızasıdır" dedi hatipler.

Bu nasıl hafıza?

O zafer ruhunun da, zaferin manasının da mimarı olanların, müstemlekeleştirilme yolundaki bir milletin yüreğinde hürriyet ateşini harlayanların olmadan yapılan bir hafıza aktarımı, tam olarak neyi taşımış olacak yarınlara?

*

Keza, aynı hutbe uyarınca, "tarihi ibret nazarıyla okumak"tan söz ettiler cemaatlerine;

Bu nasıl ibret?

Hadi gelsin de kurt kemirmesin içini;

Gaye ibret değil de sanki, camilerin yakıldığı Alaşehir''e gelerek halka "Yunan ordusuna direnmeyin, Yunan ordusu halife ordusudur" diyen hocalara rahmet!

Zira, Atatürk''e rahmet okumaktan kaçınabilecek olan, en azından benim bildiğim, bir tek o zihniyet!

*

Kadir Mısıroğlu öldü bilirdik…

Bazılarının zihninde yaşıyor demek ki!

Yazarın Diğer Yazıları