Milyonlar böyle akıtılmış
Sabiha Gökçen Metro işi ile ilgili ilk yazıyı yazmış ve iş artışı yapmak yerine yeniden ihale yapılmasını ve yüzde 110 bin 999 kat artırılan harcamaları yazmıştım.
Bu artırmalar neticesinde meydana gelen 250 milyon TL fazla ödemeyi yazmıştım.
Maalesef devamı var.
Yapılacak iş şu: Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Bağlantısı hattı, Kartal-Kaynarca Raylı Sistem Hattı''nı Sabiha Gökçen Havalimanı''na bağlayan yaklaşık 7,4 km. uzunlukta çift hatlı ve üzerinde 4 adet yolcu istasyonu bulunan bir raylı toplu taşıma sistemi…
Gayet net değil mi?
Sözleşme ise yüklenici tarafından teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan tutarların toplamı olan 169 milyon 500 bin Euro bedel üzerinden imzalanmış.
Bu sözleşme sonrasında ihale kapsamına "Ölçüm ve Değerlendirmeler" iş kalemi ile kuyruk tüneli elektromekanik işleri ayrıca dâhil edilmiş.
Ama sonra görülüyor ki…
İşteki artışlar dolayısıyla yükleniciye herhangi bir ilave ödeme yapılmayacağı da verilen birim fiyat tarifinde açıkça belirtilmiş.
Peki, Ulaştırma Bakanlığı ne yapmış?
Söz konusu "Ölçüm ve Değerlendirmeler" iş kalemi kapsamındaki işler yapılarak teklif bedeli olan 2 milyon 250 bin Euro''nun tamamı yükleniciye ödenmiş.
Bugünkü kurla yaklaşık 25 milyon lira!
Hâlbuki sözleşmeye göre söz konusu ilave işler için yükleniciye ayrıca bir bedel ödenmeyeceği açıkça ifade edilmiş.
Ancak aynı projenin devamı olan "Sabiha Gökçen Metrosu Yaya Bağlantı Tünelleri ve Kuyruk Tüneli İnşaatı İşi" ihalesi kapsamına söz konusu iş kaleminin de dahil edildiği ve belirtilen iş kaleminin birim fiyatının 3.5 milyon TL olarak belirlendiği görülmüş.
Yanisi şu…
Aslında ikinci ihalede belirtilen iş zaten ilk ihalede sözleşme maddesinde var ve ikinci ihalede havadan 3 milyon 500 bin TL para ödeniyor.
Yukarıda belirtilen güzergah projeleri ve birim fiyat tarifelerinden, sağ ve sol hatta ayrı ayrı 380''er metre kuyruk tüneli imalatının işin ilk sözleşmesi kapsamında yer aldığı açık.
O da yetmemiş ihalede mekanik işler için de 2.9 milyon TL bedel belirlenmiş.
Yani ilk sözleşmede açık açık belirtilmesine ve parası ödenmesine rağmen yeni ihalede sanki ayrı bir iş yapılıyormuş gibi ek ödemeler yapılmış.
6 milyon 484 bin TL fazladan para ödenmiş.
Sayıştay konuyu Bakanlığa sormuş.
Ulaştırma Bakanlığı da cevabında, işin yapımı sırasında yapılan proje değişiklikleri nedeniyle istasyon yapılarının yerleşim planında ve toplam istasyon metrekare alanında ve toplam tünel güzergah uzunluğunda değişiklikler (uzama, kısalma, artış vb.) olmasından dolayı fiyatlamaların değiştiğini savunmuş.
Bakanlık herhangi bir kamu zararı da oluşmadığını söylemiş.
Araştırdım öyle değil…
İhale dokümanı kapsamında yükleniciye yapılacak ödemeler, söz konusu iş kalemlerinin kapsamında meydana gelecek artış veya azalışlardan söz konusu iş kalemlerinin birim fiyat tanımları gereği etkilenmemeliydi. Böyle olunca yükleniciye ödenmesi gereken bedellerin değişmemesi gerekiyordu.
Öyle olmadı. Milyonlarca lira şirkete aktarıldı.
Örneğin, bulgu konusu "Ölçüm ve Değerlendirmeler" iş kaleminin yukarıda yer verilen birim fiyat tarifinde bu durum "İş''deki artış ve azalışlardan dolayı ilave ve kesinti yapılmaz" ifadesi ile açık bir biçimde ortaya konulmuş.
Kaldı ki 2 milyon 250 bin Euro tutarındaki iş kalemi bedelinin tamamı, herhangi bir kesinti yapılmaksızın yükleniciye ödenmiş zaten.
Şuraya geleceğim…
Bu metro bitmez.
Benim takıldığım nokta ise milyonlarca liralık ödemelerin Euro üzerinden yapılması. Dövize karşı "mücadele" adı altında o kadar çağrılar yapıldığı dönemde bu ödemelerin dalgalı kur piyasasında yapılması daha başlangıçta bir kamu zararını doğuruyor.
Çünkü kurun bugünü yarını belli değil.
Diyeceksiniz ki marketten tereyağı alamıyoruz sen bize ne anlatıyorsun…
Tam olarak onu anlatıyorum aslında.
Marketteki pazardaki fiyatların el yakmasının nedeni bu plansız, iş bilmez, usulsüzce hatta kasıtlı bir şekilde ödenen büyük ve gereksiz paralardır.
Hem anketlerden hem de sokak röportajlarından görüyorum ki; yıllardır yazdığım yazıların kamuoyunda öyle ya da böyle bir bilinç oluşturması beni teşvik ediyor.
Birebir olarak sokakta da şahit olduğum şeylerin paralellik göstermesi de milyonların nereye akıtıldığı konusunda anlatma ve araştırma isteğimi arttırıyor.
Takipte kalın…