Remzi Çayır, Kahramanmaraş''tan başkente gelip üniversite öğrencisi olarak istikbal arayan idealist bir genç idi... 1980 öncesi kaldığı öğrenci yurdunda inandığı "Ülkü" ile "Vatanı kurtarmak" için saflarında yer aldığı teşkilatın bazı uygulamalarını sorgularken bir anda işkencehanede buldu kendini. 12 Eylül''ün ünlü "Kafes"inde aylar süren insanlık dışı işkenceler neticesinde hayatını ve ailesini kurtarabilmek için on binlerce genç gibi dayatılan suçların bir kısmını kabullenmek zorunda kaldı. Katılmadığı eylemlerin delillerinin araştırılmasında "Nasıl olsa gerçekler ortaya çıkar" umuduyla cezaevini kabullendi. Günümüzde kendisini "Kahraman olarak ilan edip, caka satanlar gibi" tavır yerine kadere olan inancı yüzünden "Manevi anlamda teslim etti kendisini..." Ankara Bahçelievler''de başlayan gençlik macerası Mamak''ta devam ederken Gaziantep''te inşaa edilen "E Tipi" Cezaevi''ne geçtiğinde bu satırların yazarı da haksız yere tutuklu ve hükümlüler ile ilgili "Mektup arkadaşı kampanyası" düzenlemişti. Yaklaşık 2 bin kişinin başvurusunu kura ile belirleyip, dışarıdakiler ile içeridekiler arasında manevi köprü kurmak amacı ile başlattığımız etkinlik neredeyse beş yıl sürdü. Daha önce hiç tanımadığım Gaziantep E Tipi Cezaevi''ndeki Remzi Çayır ile 3 yıl yazıştık. 79''da başlayan Cezaevi macerası esnasında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesini bitirdi. Mektuplarla başlayan yazı hayatını demir parmaklıklar ardından sürdürürken, bir dönem görev aldığım Yeni Düşünce Gazetesi''nin roman-hikaye yarışmasında "Zibilde Papatya Açtı" hikayesi ile ödüle layık görüldü. Bizim Ocak, Aydınlık Dergisi, Mavera, Birliğe Çağrı, Vahdet, Gözyaşı, Dolunay gibi aylık dergilerin yanında haftalık "Yeni Düşünce"de düzenli yazıları kaleme aldı. 1991''de "Özal Affı" olarak bilinen ceza indirimleri sonucunda 12 yıldan fazla yaşadığı mahpusluğu sona erdi.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu''nun MÇP''den istifa ederek kurduğu BBP''de kurucu üye oldu. Haftalık "Yeni Hafta"nın yanında günlük "Gündüz Gazetesi"nde yazarken "Zerafetin Fal Çiçekleri, Adım Yeşil, Onlar Diridirler, Koğuş Türkiye, Koğuş Dünya, Mamak Mapushanesi, Gel Dedin Geldim İşte, Alperenlerin Davası" adlarını verdiği kitaplara imza atarken, "Eylül Fuarcılık"ı kurup kitap ve yayın dünyasına hizmet etmeye devam ediyor. BBP''de M. Yazıcıoğlu''nun Genel Başkan Yardımcılığı görevini uzun yıllar yüklenirken, Yazıcıoğlu''nun kimilerine göre kaza, bana göre "Suikast" olan helikopter olayının peşini bırakmadı. Yıllardır süren davanın en yakın davacısıdır. Yazıcıoğlu''ndan sonra partideki görevini vasiyet niteliğinde sürdürürken; "İlkelerden uzaklaşma" konusunda uyarılarda bulundu. BBP''nin kuruluş ilkeleri ile çeliştiğini vurgulayıp "Parti içi demokrasi"ye dikkat çekerek sürdürdüğü mücadelede Yazıcıoğlu aile bireylerinin bırakınız delege, üyeliklerinin bile iptal edilmesi üzerine isyan etti. Kurucuları arasında olduğu, emek verdiği partisinden istifa edip; "Milli Yol Partisi"ni kurdu.
Geçmişe olan hukukumuza dayanarak; "Remzi Başkan, Milli Yol Partisi adı bana Muhsin Yazıcıoğlu Partisi"ni çağrıştırdı. böylesi girişimler Türk Siyasetinde başarılı olmadı. Örneğin, MHP''den dışlanan Tuğrul Türkeş de "Aydınlık Türkiye Partisi"ni kurmuştu. "Alparslan Türkeş Partisi" anlamı taşıyordu. Ancak uzun sürmedi. İktidar Partisi AKP''ye karşı muhalefet bayrağı kaldıran BBP, Yazıcıoğlu sonrası AKP''nin aparatı oldu. Tuğrul Türkeş de MHP''den ihraç edilince AKP''de bakan, vekil oldu! Sizin işiniz sor. Merhum Yazıcıoğlu, Hırant Dink cinayetinden sonra FETÖ''nün gerçek yüzünü keşfetmişti. Ve bu yüzden suikaste uğradı. Siz, Yazıcıoğlu''nun ilkeleri ile bugünkü koşullarda nasıl siyaset yapacaksınız?" diye sordum.
Milli Yol Partisi''ni kurup 4 katlı genel merkez binasında hummalı bir çalışma ile seçime girebilecek parti hüviyetini kazanarak Türk siyasetine yeni soluk getireceği iddiasında bulunan Remzi Çayır ile yaptığımız görüşmenin ayrıntılarını yazmaya devam edeceğim...
