Eğri oturalım, doğru konuşalım.
Mersin''de, şehit de verdiğimiz PKK saldırısının failinin, bir dönem CHP tarafından "gazeteci" olduğu gerekçesiyle "hakkı aranan, hukuku kovalanan" isimler arasında yer alması, nereden bakarsanız bakın tam bir fecaat.
Skandal; üstelik de, iktidarın, üzerinde tepinmek için arasa bulamayacağı cinsten bir skandal.
*
Peki ihanet denilebilir mi?
Gaflet.
Üstelik sadece CHP''nin değil Türkiye''deki çoğu sol hareketin de, sadece sol hareketlerin değil "hak, hukuk ve hürriyet mücadelesi" vermek iddiasındaki çoğu muhafazakar yapının da sıkça düştüğü bir gaflet.
Kaynağı:
Kürt kökenliler de dahil olmak üzere her bir vatandaşın aynı temel hak ve özgürlüklere sahip olduğunu savunanların kendilerini bir anda "etnikçi" yahut "etnikçilerin dayattığı" çizgide bulmaktan alıkoyamaması;
Öyle olmadıkları halde!
*
Türkiye''nin en amansız, anlayışsız, haksız "mahalle baskısı" bu.
Vaktiyle Birgün yazarı Cüneyt Cebenoyan''ın maruz kaldığı dışlanmayı hatırlayın. Ablası Yasemin Cebenoyan''ın katilinin PKK olduğunu söylediği için sadece… Sadece bunun için uğradığı baskıyı… Ve isyanını:
"CHP''yi eleştirebilirsiniz, nefret edebilirsiniz.
MHP''yi de. AKP''yi de.
Bu 3 partinin tümünden de nefret edebilirsiniz, yani parlamentodaki tüm Türk partilerinden. Bu durum yine de sizi Türklere karşı ırkçılık yaptığınız suçlamasıyla karşı karşıya bırakmaz.
PKK ablanızı öldürür. Tek talebiniz özür dilenmesi olur. Dilemezler ama talep eden olarak siz ırkçısınızdır.
PKK, şehrinizin ortasında bomba patlatır. Katliam yapar. Protesto edersiniz. Irkçısınızdır.
ABD havadan saldırır. Yüzlerce, binlerce sivili öldürür bombalarla. Ardından YPG karadan girer. Protesto edersiniz, siz ırkçısınızdır.
YPG, Hristiyanların terk ettiği mahallelere el koyar. Biz savaşırken onlar Avrupa''ya kaçtı, buralar bizim hakkımızdır der. Böyle devrimcilik olmaz olsun dersiniz, siz ırkçısınızdır. Faşistsinizdir.
Onat Kutlar''ı öldürür PKK. Bu gerçeği bir tek Türk solcusu ve liberali kabul etmez, PKK kabul eder. Hiç bir sinema adamı bu konuda bir tek şey söylemez. Sonra bir yönetmen çıkar, kendisine memleketi olan Almanya''da prestij sağlayacağını bildiği, kendisi için hiçbir risk içermeyen bir proje yapacağından söz eder. Onat Kutlar''ı öldüren örgütün propaganda posterini paylaşır. Örgütle mesafesinin sıfır olduğunu ilan eder. Protesto edersiniz. Irkçısınızdır, faşistsinizdir.
Çünkü PKK demek, Kürt demektir onlar için. CHP; MHP ya da AKP gibi bir siyasi örgüt değildir PKK. Alperen Ocakları ya da Ülkücüler gibi değildir. Ona laf edilemez."
*
Hele bir kimsenin itirazı edemeyeceği "insan hakları"yla, "bölücü dayatmalar sonucu kabule dönüştürülmüş sözde hakçılık" arasına çizgi çekmeye kalkışın…
Yeryüzün görüp görebileceği en leş, en insanlıktan çıkmış, en cani güruhunca "insanlığınız" sorgulanırken bulursunuz kendinizi bir anda!
Ellerindeki kana bakmadan "katil"leştiriler sizi "halklar (!)" nazarında!
Faşist dilleri size yansıtır bütün zehrini; bir tür şizofreni!
*
CHP''nin yaşadığı trajik talihsizlik, partiye ihale edilemeyecek daha genel boyutta, ülke çapındaki bu "çizgisizliğin" bedeli.
Geçenlerde başka bir vesileyle, HDP üzerinden de yazdığım gibi; temeli Şeyh Sait gibi bir gerici, faşist, emperyalizmin işbirlikçisi, feodal figürce atılan alanın "Türkiye''nin demokratlığını ispat eşiğine/ölçüsüne dönüşmesi".
*
Bu tespit, eleştiri, düşünce ve yorumlar bir yana…
Eğer, "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak"tan hüküm giymiş birinin adını, bir gaflet neticesi "tutuklu gazeteci" listesine sokmak, bir siyasi partiyi "milli güvenlik sorunu"na dönüştürüyorsa, "PKK hükümlüsü" olduğunu sağır sultanın bile bildiği birini "gazeteci", hatta "yerli ve milli gazeteci" olarak devlet protokolüne ait uçakta ağırlamak neye dönüştürür acaba?
Sonradan "Fetullahçı terör örgütü" diye yaftalanan yapıya aşk şiirleri yazan, destek mesajları yayınlayan, hatta seçilmişlere karşı bu yapının yanında yer alan ve bu yapıyla birlikte devlete meydan okuyan tipleri, kamu kurumlarından "huzur hakkı" ödeyerek ihya etmek neye dönüştürür?
*
CHP''lilerin, yaptığı ve dayanağı da bizatihi iktidarın oluşturduğu, herkesin "terörist varsayılabildiği" iklim olan açık hata, CHP''yi "milli güvenlik sorunu" yapıyorsa;
Çözüm Süreci''nde, AK Partililerin, 40 bin kişinin katili olan PKK''nın cani başını "Ortadoğu''da Türkiye''nin önünü açan" bir minnet odağına dönüştürmesi, AK Parti''yi ne yapar?
Terör örgütü başına "Kürtlerin lideri" diye "meşru bölücü(!)" konum bahşetmek, AK Parti''yi ne yapar?
Bazı milletvekillerinin, "PKK terörist bir örgüt değildir. PKK kendi topraklarında belli bir siyasi programı hayata geçirmeye çalışan bir politik harekettir" sözleri ne yapar?
"Öcalan''ın duruşu milli" sözleri ne yapar?
Bir siyasinin valilere, askerlere, polise "PKK operasyonlarını engelleyici talimat" vermesi, partisini ne yapar?
Bir terör örgütünün "metropolleri cephaneliğe çevirdiğini" bile bile buna göz yummak, bu cephanelerle düzenlenen saldırılarda yüzlerce vatandaşını kaybetmiş bir ülkenin yöneticilerini ne yapar?
*
Köşesinde "gereğini yapan" biri olsa da öğrensek.
