Milli düşüncenin merkezleri ve taşıyıcıları -4-
Bugün geçen hafta ele aldığım milli düşünce kuruluşları, milli süreli yayınlar, milli yayınevleri konulu yazıların değerlendirmesini yapmak istiyorum. Türk milliyetçiliği Türk milletine ve Türk kültürüne hizmet duygu ve düşüncesi, Türk milletine sadakat ve bağlılıktır. Türk milliyetçiliği bir dünya görüşü, hayatı anlayış, duruş, yaşam biçimi ve felsefedir. Türk milliyetçiliği sadece bir parti değildir. Türk milliyetçiliği sadece bir dernek değildir. Her şey parti değildir. Her şey dernek değildir. Türk milliyetçiliğini sadece bir parti veya dernek boyutuna indirgeyerek değerlendirmek, Türk milliyetçiliğine karşı yapılmış en büyük haksızlık olur.
Türk milliyetçiliğinin tarih içindeki konumu, başarısı, etkinliği, bir siyasi partinin veya derneğin konjontürel başarısına veya başarısızlığına bağlanır ise ve Türk milliyetçisi olmak dört yılda bir oy verme görevini yerine getirmek, aradaki yıllarda sadece eleştiri/övgü ile kısıtlanır ise bu anlayış Türk milliyetçiliğini başarısızlığa mahkum eden bir yaklaşıma neden olur. Türk milliyetçiliği herhangi bir kurum olmadan önce bir düşünce, felsefe ve yaşam biçimi olarak anlaşılmalıdır. Bir fikir sürekli beslenmeden geliştirilmeden zamanın akışına terk edilir ise, zaman onu tahrip eder.
Bir fikri zamanın tahribatından koruyup onu zamana hakim kılan, bugünü ve geleceği açıklayan bir fikir haline getiren, o fikre mensup aydınların ortaya koyduğu zihinsel çabalardır. Türk milliyetçiliğini, de zamanın tahribatına karşı koruyan, Türk milliyetçiliğini bugünü ve geleceği açıklayan ancak açıklamanın ötesinde toplumsal olarak en etkin düşünce haline getirecek olanlar, Türk milliyetçisi aydınlardır. Bir siyasal fikir eğer işlenmemiş, geliştirilmemiş, bugünü ve geleceği açıklayıp, izah etmiyor ise, bir siyasal dalga o fikri iktidara taşısa bile o fikir uzun süre iktidarda kalıcı olamaz. Öte yandan alt yapısı üzerine ısrarla çalışılan, geliştirilen, dünya ile iletişim/etkileşim içine girip kendisini güçlendiren siyasal bir görüş, siyasal iktidardan bir zaman için uzaklaşsa da tekrar iktidara gelir.
Siyasal fikirler genellikle siyasi partilerde gelişmez. Siyasi partiler kendi dışlarında gelişen fikirleri disipline eder, programlar ve iktidar mücadelesi için değerlendirir. Bir siyasal parti için yapılabilecek en büyük hata, kendi fikri zeminini besleyen çevre ile kavgalı veya kopuk olmaktır. Bir diğer büyük hata ise çevrenin fikri çalışmalarını parti eksenli gerçekleştirmesidir. Fikir, parti için üretilmez. Fikir millet için üretilir, parti üretilen fikirden istifade edebilir veya etmez.
Türk milliyetçisi aydınlar başarı ölçütünü sadece seçim sonuçlarına odaklayarak fikri çalışmaları terk ettikleri takdirde bu yeni başarısızlıkları tetikleyen bir süreci başlatacaktır. Oysa yapılması gereken, Türkiye Cumhuriyetini kuran fikir olan Türk milliyetçiliğini 21. Yüzyıl’da Türk Birliğini sağlayacak fikir olarak inşa etmenin çabası içine girmektir. Bu ise Türk milliyetçisi aydınların sözlü kültürden yazılı kültüre dönmeleri ile mümkündür. Bir çok Türk milliyetçisi aydın konumundaki insan, düzenli olarak günlük gazete bile okumamaktadır.
Oysa fikri üretim bilgiye dayanır. Bilgi ise ancak dış kaynaklardan gelen veri, haber ve bilgi akışı ile üretilir. Türk milliyetçisi aydınlara düşen milli düşüncenin taşıyıcısı olan dergilere, kitapevlerine, düşünce kuruluşlarına ve gazetelere sahip çıkmaktır. Bu dergileri almalıyız, dayanışma için, Türk milliyetçiliği ve Türk milletinin adının anayasadan çıkarılmasına uzanan baskılara meydan okumak için. Türk milliyetçiliği fikrinin gelişmesi, 21. Yüzyılda da Türk milleti ve Türk Dünyasına yol göstermesine yardımcı olmak için ve en önemlisi bugün nerede durduğumuzu göstermek için almalıyız. Ben dört senede bir oyumu veririm, arada da oturur eleştiririm diyerek, Türk milliyetçisi olarak görev yerine getirilmez.