Milli bilince balyoz vurdu
Kars, bilinçli ve kasıtlı politikalarla tarihinden, gerçeklerden ve Türkiye’den koparılmak isteniyor. İşte bu amacın 700 tonluk anıtlaşmış belgesi
Kars ili ve çevresinde 1,5 milyon şehit yatmaktadır. Kars halkı bu şehitlerin aziz hatırasına bir abide beklerken, diasporadan alınan paralarla sözde barış anıtı yapmak akılcı olmasa gerek.
Eski Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, tantanalı törenlerle Kars’ta bir anıt yapılacağını ilan etti. Anıta son derece cazip isimler buldular. “İnsanlık anıtı” dediler. “Barış abidesi” dediler. “Huzur heykeli”, “Özgürlük heykeli” dediler En son olarak “Yurtta Sulh Cihan da sulh” dediler. Ancak, bu anıtın ne olduğunu, niye yapıldığını, ne anlama geldiğini kimse çözemedi.
Anıtın dikildiği yer, Kars tarihinin ve dolayısı ile Türk tarihinin en şanlı sayfalarının yazıldığı, bunun yanında Ermeni zulmünün en zalim, en vahşi cinayetlerine şahitlik etmiş Kars kalesinin dibi. Anıt Ermenistan’ın Başkenti Erivan’dan da görünecekmiş (Mümkün değil). Anıtta iki asker birbiriyle kucaklaşıyor. Kim kiminle kucaklaşıyor belli değil. Başkana göre, Türkiye ile Ermenistan kucaklaşıyor. Ancak, başkaları başka türlü yorumluyor. Kimine göre, PKK Asala’yı kucaklıyor. veya karşı taraftaki Ermeniler, Türkiye’deki hayallerini kucaklıyorlar.
İyi niyetli olalım. Başkan gibi düşünelim. Bu kucaklaşmanın bir “barış” olduğunu kabul edelim. O zaman sormak gerekmez mi, kim kiminle barışıyor? Bir savaş mı var? Akan gözyaşları kimin?
Eğer bir göz yaşı varsa, bu Kars’ın kara talihinin, sahipsizliğinin ve yaşadığı ihanetin gözyaşları olabilir.
Şimdi bu anıtın gerçek yüzüne gelelim. Alibeyoğlu, meydanı boş bulduğunu, Türkiye’nin uç kalesi olan serhat Kars’ı kimsenin hatırlamayacağını zannediyordu.
Kars’a hizmet ettiklerini söylediği muhteremlerin bütün dünyada yaptıkları ortada. Bu fonun Türkiye’deki ortağı olan Anadolu Kültür A.Ş.’nin başında da niyeti ve yaptıkları ortada olan bir zat var. Soros’un ‘Açık Toplum Enstitüsü’ gibi, gittikleri her yeri karıştıran kurumlar destek veriyor.
Kars kalesinin dibinde yükselen anıtı da yine bu kurumların finanse ettiğini söylemek, her halde yeterli olacaktır. İşin içinde iyi niyet aramak, kendi kendini kandırmaktır. Kars, bilinçli ve kasıtlı politikalarla tarihinden, gerçeklerden ve Türkiye’den koparılmak isteniyor. Anıt, bu amacın anıtlaşmış belgesidir. Son hamlesidir.
Daha önce sözde festivaller düzenleyerek Ermeni iftiralarına haklılık kazandırmaya uğraştılar. Ani harabelerine Ermeni bayrağı astırdılar.
Bugün anıt dikiyorlar. Ermeni sınırının açılması için ellerinden ne gelirse yapıyorlar. Kimden alındığı belli olmayan imzalarla Ankara’ya dayanıyorlar. Yarın da Türkiye’nin teslim olmasını, sözde soykırımı kabul etmesini isteyecekler.
Erzurum Koruma Kurulu detaylı incelemeye başlayınca, orasının sit alanı olduğunun anlaşılması üzerine yürütmeyi durdurma kararı aldı. Anıtın ve etrafındaki yapıların sökülmesi kararı tebliğ edildi. Aldırmayan başkan, göğüs üzerinde bulunan Ermeni anıtının yapımına hız vererek geceleri çalışmak şartıyla bitme noktasına getirdi. Erzurum Koruma Kurulu’nu, “Kars’ın çalışkan belediye başkanının çalışmasını hazmedemeyen MHP’li Kurul üyeleri” diye bakana şikayet etti.
Eylül’de Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ısrarla “Burası tarihi alanmış, bu konuda şikayetler var” dedi. Bakanımızın talimatıyla Diyarbakır Koruma Kurulu’nun incelemesi sonucu yıkım kararı ikinci bir kez belediye başkanı Naif Alibeyoğlu’na tebliğ edildi. Alibeyoğlu daha fazla gerilime sebebiyet vermemek ve Mart seçimlerinde başkanlığı tehlikeye düşmesin diye yerde duran eli heykele taktırmadı.
Timur Paşa Tabya taşıyıcı payandaları, üzerinde bulunan 700 tonluk kütle ağırlığıyla çatırdamaya başladı.
* F. Ç / Kars
++++++
Misilleme için yapıldı
Haksız olarak yeni başkan Nevzat Bozkuş’u eleştiren “Kars’ta şehitler için anıtın nerede?” diye sormayan gazeteler, Ermeni dostluğundan bahsderler. Geçenlerde şöyle bir fikir atıldı ulusal basında “Siz Ermenistan’daki Anıtı biz Iğdır’daki anıtı sökelim Kars’takini de barış anıtı olarak bitirelim.”
Yahu Kars’taki anıt Ermeni’den özür dilemek için Iğdır’daki anıta misilleme anıtıdır.
* Y. Ö
++++++
Heykel de özür diliyor
İşte adını, telefonunu, “kendilerini anlayacağımızı bildikleri için” bize bildirmekten çekinmeyen bir başka Kars’lı tepkisi: “Figürlerden uzanan iki kol, iyi niyetin, umudun köprüsü gibi iki figürü birbirine bağlıyormuş. Heykelin dikey kısmında ikiye bölünmüş bir insan figürü var. İkiye bölünmüş bu kişi, eliyle diğerinin omuzuna dokunuyor. Sözüm ona aydınlar “Özür diliyoruz” kampanyası başlattı ya Kars’taki heykel de özür dilemeye başladı. Ermeni’nin kolu kayboldu ve başka bir figür ortaya çıktı. Ermeni Türk’ün karşısında hazırolda, Türk elini uzatmış “özür diliyorum gel barışalım” oldu. Oysa Başbakanımız gazetelerde şunları söylemekteydi: “Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş olacaklar ki özür diliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle bir sorunu yok!”
Karslılar’ın Erzurum ve Diyarbakır Koruma Kurulları’nın kararlarının uygulanarak bir an evvel yıkılmasını beklediği sözde insanlık anıtının Kars Kalesi’nin dibine,
tarihi tabyaların üzerine inşa edilmesi bölge halkını ve konuyla ilgili akademisyenleri kızdırmıştı.
++++++
Sorosgillerin rahatsızlığı
Uras ve Oranlar, yüksek komutanların siyaset yapmasına değil, sitem dışına çıkma eğilimi taşıyan siyaseti yapmalarına karşıdır.
Komutanlar, MGK içinde Eşbaşkan hükümetinin ABD tarafından dikte edilmiş siyasetlerine takoz koymasalar, yani o siyasetleri aynen benimseyip bunu da kamuoyuna açıklasalar, Uraslardan ve Oranlardan, suç duyurusu tepkisi değil, alkış alırlar.
Bugün birçok ilin Valisi, örneğin Bolu Valisi, eski Tunceli ve yeni Giresun Valisi gibi, açıktan açığa AKP il örgütü başkanı gibi davranmaktan çekinmiyorlar.
Devlet hiyerarşisinde Valilerin yeri Genelkurmay Başkanı’ndan hiç de aşağı değildir. Üstelik Valiler de, Genelkurmay Başkanı gibi, devle-tin silahlı bir gücüne, kendi ilindeki polis gücüne komuta ederler. Bu yazıyı okuyacak olanlar belleklerini zorlasınlar bakalım, Ufuk Uras ve Baskın Oran, bir parti ve tarikata mensubiyet derecesinde siyasetin içinde olan bu yüksek bürokratlarla ilgili, bırakalım suç duyurusunu, nesnellik görüntüsünü korumak için olsun, bir eleştiride, kınamada vb bulundu mu?
İşin daha ilginç yanı, bu Soros demokratlarının, Genelkurmay Başkanı’nın onca demeci içinden, suç duyurusu yapmak için bula bula ağalığı eleştiren demecini bulmalarıdır.
Nedir bu denklem?
Demokrasi düşmanı kurumlarla inşa edilen gladyo “demokrasi” sinin denklemi: “Dinci irtica ile ittifak+etnik ve mezhepsel bölücülüğe özgürlük+ağalığı savunma+mandacı kozmopolitizm=Sorosgiller demokrasisi”.
Bu denklem, 1919-20’lerden beri değişmedi.
* Arslan Kılıç / Teori
++++++
Sütü içer Amerika’yı severdik
Ben 1960’ın ilk yıllarında ortaokul öğrencisiydim, o zaman “Barış Gönüllüleri” adı altında ülkemize gelenlerden biri de Mr Kent idi. Uzun boylu, çakır gözlü Mr. Kent gibi Türkiye genelinde değişik bölgelerde inğilizce öğretmeni olarak çalışan 50’nin üzerinde barış gönüllüsü (ajan) vardı. Aynı yıllarda yine ilk ve ortaokullarda Amerikan süt tozu ile yağ dağıtırlardı. Çok hoşumuza gider, sütü içer, Amerika’yı severdik.
Bir Niyazi Hocamız vardı.Kimyacı. Mr Kent’e “Pis ajan” diye bağırdıkca, süt içen ekmek arası yağ yiyen öğrencilerin hemen hemen tamamı Niyazi Hocamız’a kızardık. Mr Kent ve digerleri bir yıl boyunca bizlere İngilizce dersi verdi, yıl sonunda başarılı öğrencileri, tüm barış gönüllüleri Mersin Tevfik Gür Lisesi’nde kampa götürdüler.
Meğer bizleri süt, ekmek ve yağın rüşvetiyle susturuyorlarmış.
Yaşıyorsan ellerinden öperim niyazı hocam.
* Mansur Alparslan
++++++
Siz kim Türk olmak kim
Onlara göre Türkiye çok kimlikli ve çok kültürlü bir ülke ve böyle bir ülkenin yapısına “Türk’üm, doğruyum çalışkanım” diye başlayan “küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak” diye devam eden bir and uymamaktadır. Öyle ya; Ne demek “varlığım Türk varlığına armağan olsun” böyle zihniyet mi olur, bu çağda böyle militarist anlayış mı olur? Sözüm şurda birkaç senedir iktidarsız bir iktidardan yüz bulmuş zavallılara. Siz kim, Türk olmak kim.
* Aykut Kaplan
++++++
Trabzon uçağı kimleri taşıyor?
Bir okuyucumuz, Karadeniz ve elbette Türkiye üzerinde oynanan oyunlara örnek olması için, 2006 yılında, Trabzon İller Bankası Bölge Müdürlüğü’nde şahit olduğu şu olayı aktarmış: “Bölge müdürlüğünde, ağırlık jeoloji mühendisi arkadaşlarla otururken eski bir sınıf arkadaşları geldi. Avrupa Birliği’nin Karadeniz Bölge Sorumlusu (proje bazında para veren birim) olduğunu söyledi. ‘Doğru projeler gelirse’ ve inceyip uygun bulunursa (kendisi yüzde 5 veya 10 gibi bir pay alıyormuş) paranın verileceğini söyledi.
Bir süre önce Diyarbakır Belediye Başkan Yardımcısı’nın kendisini aradığını ve “ne kadar para problemi varsa (AB’nin fonları ile ilgili olarak) halledeceklerini” söylediğini anlattı. Şaşırmıştı. “Ne ilgisi var AB’nin fonları ile Diyarbakır belediyesi’nin” dedi.
Sohbet ilerlediği bir anda söylediği daha da ilginçti: “Trabzon’a her ay bir uçak dolusu insan gelir ve aynı uçak görevli diğer insanları alır gider.”
ABD büyükelçisi de Trabzon’da dostları olduğunu söylemedi mi ?”
++++++
Dörtlü sacayağı
Ahmet Türk Erbil’de “4 parça Kürdüstan’da( Türkiye-İran-Irak-Suriye) Kürtler zorluk içinde ve baskı görüyorlar” dedi.
Demek oluyor ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, taviz verdikçe PKK ve DTP doymayacak daha fazlasını isteyecek Bu dört ülkedeki parçaları birleştirip bir devlet kurmadıkça Ahmet Türk’ün-Abdullah Öcalan’ın-Talabani nin-Barzani’nin istek ve arzuları, mücadeleleri bitmeyecektir.
* Nuri Yüceer
++++++
MİNİ YORUM
Sindirim sistemi çalışıyor
Kars’tan gelen tepkileri kaleme alırken resmi makamların üzerinde bile baskı olduğunu yazmıştık. “Lütfen ismimi vermeden yayımlayın” diyen okuyucu sayısındaki artış bunu destekliyor. Boyun eğdikçe, sindirmek için daha da sınır tanımaz hale gelecekler biliyorum. Ama en dokunulmazların, bile teslim olduğu böyle bir ortamda bir başına kalmış Anadolu insanına ne diyebilirim ki?