Milli bayramları tahrip etmek

30 Ağustos Zafer Bayramı iki seneden bu yana bir garip saldırı altında. Önce Başbakan Erdoğan’ın basına yansıdığı şekli ile “Benim bana bağlı bir makama gidip sıraya girerek bayram tebriği gerçekleştirmem doğru değil, Başbakan olarak bayramları benim kabul etmem lazım” demesi ile kriz başlamıştır. Genelkurmay Başkanı Özel, bu krizi aşmak ve 30 Ağustos’larda Başbakan kutlaması yapmak gibi bir münasebetsizliğe yol açmamak için ehven-i şer bir çözüm olarak “Anayasaya göre Cumhurbaşkanı Başkomutandır. Cumhurbaşkanı Başkomutan olarak tebrikleri kabul etsin” çözümünü ortaya atmıştır.
Böylece 30 Ağustos Meydan Muharebesi’nin Başkomutanı olan Atatürk tarafından Türk Ordusunun bayramı olarak kutlanan, Atatürk’ün “Durun ordunun komutanı bendim, Cumhurbaşkanı da benim, beni kutlayacaksınız” demediği, 30 Ağustos’ta zafer kazanan ordunun komutanlarından olan İsmet İnönü’nün 1938-1949 arasında Cumhurbaşkanlığı sırasında bir kere bile “Tebrikleri ben kabul edeceğim” demek aklından geçmemiştir. İnönü, 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanları’nın şahsında Türk Ordusu’nu tebrik etti.
İstiklal Harbinin ‘Galip Ağa’sı Celal Bayar’ın da aklından 1950-1959 arasında, üstelik Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olmasına rağmen, “Tebrikleri Çankaya’da ben kabul edeceğim” demek geçmemiştir. Bayar da İnönü gibi, 30 Ağustos’ta Başkanlarının şahsında Türk Ordusu’nu tebrik etti.
Çanakkale, Filistin, Suriye ve sonra İstiklal Harbinde Batı Cephesi’nde bütün savaşlara üsteğmen olarak katılan ve Büyük Zafer’de savaşan, iki sene Cumhurbaşkanı ve Başbakanlık görevlerini uhdesinde tutmasına ve sonra beş sene Cumhurbaşkanlığı yapmasına rağmen Orgeneral Cemal Gürsel de “Ben oradaydım. Üstelik Cumhurbaşkanıyım. Kutlamaları ben kabul edeceğim” dememiştir. Gürsel, 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanlarının şahsında Türk Ordusu’nu tebrik etti.
Orgeneral Cevdet Sunay 1917’de 18 yaşında Kuleli’de sürdürdüğü askeri eğitimini bırakarak savaşa katıldı. Suriye cephesinde savaştı. 1918’de İngilizlere esir düştü. Mısır’daki esaretten sonra Türkiye’ye döndü. Önce Güney cephesinde sonra Batı cephesinde görev aldı. Büyük Taarruzda görev yaptı. Ancak 1927’de Harp Okulu öğrenimini tamamlayabildi. Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Sunay’ın da aklından, “Hem savaştım hem Cumhurbaşkanıyım. Tebrikleri ben kabul etmeliyim” demek geçmedi. Sunay, 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanlarının şahsında Türk Ordusu’nu tebrik etti.
Fahri Korutürk, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer de akıllarından 30 Ağustos Zafer Bayramını Türk Silahlı Kuvvetleri’nin elinden almak geçmedi. Anılan cumhurbaşkanlarının hepsi, 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanlarının şahsında Türk Ordusu’nu tebrik ettiler.
“Milli bayramları halkın katıldığı daha coşkulu kutlanan bayramlar yapacağız” iddiası ile bayram yönetmeliğini değiştiren “neden ise???!!”, daha coşkulu kutlamak ve Atatürk’ün heykellerine çelenk bırakmak isteyen halkın, çelenk veya çiçek bırakmasını yasaklayan AKP Hükümeti, milli bayramların profilini aşağıya çekmek için elinden geleni yapıyor. Bu sene 30 Ağustos kutlamalarına katılımlar basına inanırsak büyük ölçüde azalmış görünüyor. Bunun bir nedeni, “TSK’nın elinden alınan bir 30 Ağustos Bayramını kutlamak istemiyorum” tepkisi olabilir. Doğrusu ben de TSK’nın elinden alınan bir 30 Ağustos’u tebrik etmek istemiyor, “Bayram ne zaman asli sahibine döner o zaman kutlarım” diye düşünüyorum.
Ancak tek sorun bu değil. Geçen sene Ankara’da yapılan kutlamalara katılan askeri birliklerin sayısı % 50 azaltılmış. 2 saatten fazla süren gösteri 1 saat 10 dakikaya indirilmiş. 16 Türk devletinin bayrağı asılmamış. Bunları neye yormak lazım? Kim verdi sizce bu talimatları?
Öte yandan, 30 Ağustos gibi 19 Mayıs’ı, 23 Nisan’ı milli bayram olmaktan çıkarmak isteyenler için bu davranış, aradıkları vesile de olabilir. Bundan dolayı; kendisini 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkan milli ruhun, 23 Nisan’da BMM’yi açan demokrat ruhun ve 30 Ağustos’ta emperyalizmi denize döken Türk ruhunun mirasçısı sayanların, her türlü entrikaya rağmen milli bayramlara daha fazla sahip çıkması gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları