''Milletimiz cömerttir'' de…

Türkiye Cumhuriyeti''ni yönetme makamında bulunanlar, Akdeniz ve Ege''deki orman yangınları ile ülkemizin birçok yerinde meydana gelen ve önümüzdeki günlerde meydana gelebilecek sel felaketlerinde zarara uğrayan/uğrayacak afetzedeler için yardım kampanyası başlatma kararı aldılar.

Böylelikle "ön ödemeli" afet yardımını da görmüş oldu bu gözler!

***

"Milletçe birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerde" dayanışmak iyidir.

Düştüğümüz yerden birbirimize tutunarak kalkmak güç, moral ve güven verir.

E zaten "milletimiz de cömerttir".

Amenna.

***

Peki "devletimiz" nedir?

"Devletimiz" derken tüzel yapıyı değil; onun her türlü güç ve imkânını kullanma yetkisine sahip olanları kast ediyorum.

Türk devlet/devlet adamı geleneği uyarınca "cömert millet"in refahı için gündüz oturmaması, gece uyumaması beklenenler, açları doyurması, çıplakları giydirmesi, azı çoğaltması, yoksul milleti zengin kılması velhasıl kalkındırması gerekenler nedir?

Müsrif mi?

Savurgan mı?

Tedbirsiz mi?

Sorumsuz mu?

İhmalkâr mı?

Vurdumduymaz mı?

Öngörüsüz mü?

Gafil mi?

***

Zira ne zaman, kendisini "devlet" olarak konumlandıran iktidar sahipleri, amiyane tabirle "pamuk eller cebe" şeklinde yorumlanabilecek bir çağrıda bulunsa "cömert millete", sizi bilmem ama benim aklıma, iç edilen "ihtiyaç akçesi" gelir.

Merkez Bankası''nın tam da bu günler için yani doğal felaketleri de kapsayan olağanüstü hallerde devlet kimselere el-avuç açmak durumunda kalmasın diye biriktirilen bu para Hazine''ye aktarılmamış olsaydı, amacı doğrultusunda kullanılabilir durumda olsaydı, "IBAN" mı olurdu böyle günde tartışılacak konu?

SORUN AFAD DEĞİL SİCİLDEN DOĞAN ŞÜPHE(LER)

Yanlış bir algı var AFAD konusunda.

AFAD, bir yandaş sivil toplum kuruluşu değil. İktidarın torpilli/ayrıcalıklı vakıf yahut derneklerinden biri değil.

Devletin, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.

Ne kadar başarılı, ne kadar başarısız olduğu, kadrolaşmasında ne kadar sadakat ne kadar liyakat esasına bağlı kalındığı ayrıca tartışılabilir. Yapılan yardımların amacı dahilinde kullanılıp kullanılmadığı, akıbeti sorgulanabilir. Ama, afet durum ve bölgelerindeki varlığını tartışmak abesle iştigal. İşleri bu.

Kuruluş amacı, "Afet ve acil durumlara ilişkin süreçlerin etkin yönetimi için gerekli çalışmaları yürütmek, ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak ve bu alanda politikalar üretmek" olan AFAD değil de Kanarya Severler Derneği inisiyatif alacak değil herhalde bu nevi felaketlerde.

Sapla samanı karışmanın alemi yok.

Sorun, devletin, yardım dahil her türlü çalışmayı AFAD üzerinden yürütmek istemesi değil.

"Sadece AFAD" vurgusunun yol açtığı kuvvetli şüpheyi giderecek bir garanti verilememesinde millete;

Böyle bir trajedinin orta yerinde bile, iktidar "Aman muhalefet elini taşın altına koyup da prim toplamasın" hesabı yapıyor mu, yapmıyor mu?

Millet kan ağlarken, muhalefetin görünür olmasını, acıyı paylaşma şekliyle, tuttuğu elle, verdiği omuzla "puan toplamasının önüne geçmek" gibi bir gaye güdüyor mu, gütmüyor mu?

Pandemide aş evlerini bile kapattıracak kadar akıl almaz yöntemlere başvurulduğu için bilmek, anlamak istiyor insanlar sadece;

İşin içinde siyasi hesap var mı yok mu?

***

Bütün yetki ve sorumluluğun sahibi olan iktidar ilgili ilgisiz her konuda, ne yetkisi ne de sorumluluğu bulunan muhalefetle uğraşmayı bırakıp da, ivedilikle, bu toplumsal şüpheyi gidermeye dönük bir söylem ve eylem planı oluştursa kendine; en büyük "afet yardımı" bu olabilir Türkiye''ye!

Herkes bütün zaman enerjisini sadece "afetlerin yaralarını sarmaya" harcayabilir böylelikle.

HANGİ FATURA DAHA AĞIR?

Şartları "yapacak hiçbir şeyin kalmadığı" noktaya kadar zorladıktan sonra "ne yapsanız kâr etmez".

"Yetkililer"in verdiği bütün o seferberlik rakamları doğru olabilir ama 2 bin değil 12 bin personelle de arasanız; ne bulacağınız ortada bu saatten sonra!

Yürek dayanmıyor olup bitene…

Ama bunun yeterli "güdüleyici" etkisi olmadığını biliyoruz artık "bir şirket gibi yönetilen yeni Türkiye"de.

Gelin bir kâr zarar hesabı yapın bari; "insani" demiyorum bakın; maddi, siyasi…

Hangisinin faturası çökertir iktidarınızı;

Deniz Zeyrek''in ifadesiyle "derelerin denizle buluşmasına engel olan" ne varsa kendi elinizle kaldırmak mı?

Yoksa bu işi doğaya bırakıp yeni felaketlerin enkazını kaldırmak mı?

İNFİAL…

Arapça kökenli "infial" kelimesinin dilimizdeki karşılığı "birine içerleme, gücenme, kızgınlık, herhangi bir şeyden etkilenme, edilgi"dir.

Sadece birkaç hafta içinde hektarlarca orman arazisi, onlarca orman köyü, turizm merkezi, tarlası, bağı, bahçesi, yüzler belki binlerce hayvanı cayır cayır yanmış, dereleri taşmış, binaları çökmüş, evleri, iş yerleri, araçları ve dahi insanları sel suyuna kapılıp dakikalar içinde yok olmuş, sınırlarından sayısı, kimliği, niyeti şaibeli çok sayıda kaçak girmiş bir ülkede "infial ortamı" oluşması için ihtiyaç duyulacak son şey bile değildir "sosyal medya"!

Yazarın Diğer Yazıları