​​​​​​​Millet olmamız gururluluğunu yaşamak...

Acun Ilıcalı, gerektiği anda ve gerektiği yerde kampanyayı başlattı. Erzurumspor'a ekonomik güç katmak adına yaptığının daha fazlasını elde etti.

İlk gece saat 01.25'te yayını kapattığında 51 milyon lirayı geçmişti. Dün öğleye doğru yükseliş devam ediyordu. Daha da devam edeceği kesin.

Öylesine katkılara tanık oldum ki, bir ara gözyaşlarımı tutamadım. Bereket ekran karşısında tek başınaydım. İstesem de frenleyemiyordum. Ancak akan yaşları tutmam zaten mümkün değildi. Bir süre sonra uyudum ama sabah bakınca gözlerimi göremedim. Kapanmıştı. Yazıya oturdum, gözlük bile bir süre işe yaramadı.

Bir kaç isim

Aklıma Bursa'dan arayan Hüseyin Özdilek geldi. "Bir TIR dolusu battaniye" diyor. Tam Acun teşekkür ederken ilave ediyor:

"Bir milyon lira da nakit."

Bir başka isim çıkıyor; "Anne-babamın adına okul yaptırmak için 2 milyon lira."

Bakanlar

Süleyman Soylu, deprem bölgesinden iki kez aradı. İçişleri Bakanı 20 bin lira verdi. İçişleri Bakanı uykusuzluğa dopingli. Dışişleri Bakanı Cezayir'den aradı. 26 bin 500 liralık maaşını yolladı. Yetmedi eşi Hülya Çavuşoğlu'nun emekli maaşını da bağışladı. Bunlar güzel işler. Nasılsa çok sıkışırlarsa, kendisinin Alanyaspor Başkanı kardeşi devreye girer. Ilıcalı'nın işaret ettiği önemli katılım 1866'larla yapılanlar. Bunlar bereket yağmuru gibi devam etti. Hâlâ sürüyor. Kısıtlı imkanı olanlara moral kaynağı ve "paylaşmanın mutluluğunu" yaşatmakta.

Bu bir yerde "millet olmanın gururunu yaşatan, en önemli katılım."

Çalışanlar

TV 8'in yardımı çalışanlarının da katkısıyla sürdü. "Murat-Cansu-Hakan-Tuğba-Eser" beşlisi tespit edebildiklerim. Diğerleri ise lütfen beni affetsin. Bunlara Seda-Oğulcan dahil O Ses Türkiye jürisini ilave edebilirsiniz.

Bir anı

Babıali'nin efsane gazetecilerinden Mithat Perin'le ilgili bir iki küçük hatıramı yazmak istiyorum. Bir dönemin ünlü gazetesi İstanbul Ekspres'in sahibi ve DP milletvekilliği de yapmış olan Mithat hoca, rahlei tedrisinden geçtiğim üstattır.

Merhumun Yassıada günleri dahil, hemen her şeyini bilirim. Uzun cezaevi günlerinden sonra tahliye edildi. Her şeyleri yeniden inşaya çalıştılar.

Gerçek dram

İki çocukları vardı. Oğullarının ismi Selçuk'tu. Kızlarının adıysa Azade idi. Güzel, müthiş zeki bir evlattı. Ağabeyinin tam tersi. Her şeyi hesaplı bir kızcağızdı. Azade'nin sosyal yanı daima fazla olmuştu. O yaz yine TED'in kapanış balosunda görev aldı. Yaptığı iş masaların tanzimi ve meşrubat servisini organize etmekti.

Biliniyorlar

Cinsiyetleri karışık, iki kardeş sırf muzurluk olsun diye kızın meşrubat bardağına birtakım ilaçlar döktüler. Neticede ölümüne sebep oldular.

Bu iki kişinin Türk medyasının kişilerinden birinin çocukları olduğunu belirteyim. Polislerle birlikte hocama işin aslını anlattım. Ne yapacağını şaşırdı. Bana, "Burhan, kısa bir süre düşünmek zorundayım" dedi. Perin hoca yaklaşık 36 saat sonra sonucu bildirdi; "Kızımı kaybettim. Bu defa öbür aileyi mahvetmek istemiyorum."

Olayın üstü örtülürken aklımda kalan şu cümle oldu; "Hele bir yaramız kabuk tutsun."

Kapatıldı

Üstünden kırk gün geçti ama bu cümle içime öyle bir yerleşmiş ki, her acılı dönemde aklıma gelir.

Biri Allah vergisi, diğeri kul yapısı ama neticede acılar ortak. "Sonuç, aynı noktada buluşmakta."

Holigan kavgası

Deprem ve yardım derken bazı yerlerde futbol kavgasından geçilmiyor. İşte bunlara akıl sır erdiremiyorum. Kesinlikle bunlar ruh hastaları. Bu sınıfta Türkiye'nin bir yerinde kıyamet kopsa, onlar Beyaz TV'deki futbol kavgasını seyrediyor. İnsanlar bu kadar mı dengesiz? Acıklı taraflarını tedavi etmek mümkün değil.

Son tartışma "Malatya-Trabzon maçının ertelemesini kimin istediği" üstüne. İnsaf ki insaf.

ÖZEL NOT: Dünya basketbolunun efsane ismi Kobe Bryant bir helikopter kazası sonucu vefat etti. Beraberinde olan 13 yaşındaki kızı da ebediyete intikal etti. Tüm spor camiası adına gerçekten üzgünüz.

GÜNÜN SÖZÜ

Yalnız taşla duvar olmaz. Karacaoğlan

Yazarın Diğer Yazıları