Mihenk kayması!

Yer yerinden oynadı, Osmanlı’yı seven bir kalemsin, “Muhteşem Süleyman” filmi sebebiyle Kanuni’yi savunanlara niye destek vermedin, diyenler bulunabileceği gibi “Savunanlar genellikle sizin ‘yandaş’ dediğiniz taraftı, suskunluğunuz bundan mı?” türünden kinayeler de olabilir?!
İlgiye ve dikkate teşekkür ediyorum. Ülke ve dünya gündeminden fazla uzaklaşmadan “farklı konuları seçen” ama o “farklı konuları” bir şekilde gündemle irtibatlı hale getirmeye gayret eden bir kardeşinizim. Bir kere “Muhteşem Süleyman” filmini izlemedim. Yanlış anlaşılmasın, hiç film izlemiyorum. Haber programlarını bile, (eğer sıcak bir gelişme yoksa) sabah, öğle ve akşamın dışında takip ettiğim yok. Sabahın erken saatlerinde aşağı yukarı bütün gazetelere göz gezdiriyorum, dikkatimi çeken yazıları okuyor, lâzım olacağını tahmin ettiğim haber ve istatistikleri arşivliyorum. Yani bir selüloz bağımlısıyım. Dolayısıyla, izlemediğim bir filmi ne diye gündemime alayım, bu bir. On binler ilgilendi, seksen bine yakın kişi RTÜK’e şikâyette bulundu, insanlar sokaklara çıktı, bu haberleri gazetelerden okumuşsunuzdur diyebilirsiniz.
Evet, bu satırları yazdığımıza göre, okuduk. Okuduk ve doğrusunu söylemek gerekirse, bir tuhaf olduk. Kimse alınmasın, kırılmasın. Türkiye’nin madenleri, en mahrem ve en kârlı varlıkları birkaç yıllık gelirleri karşılığı yabancılara peşkeş çekilirken hiç ses çıkartmayanların, Suriye sınırındaki binlerce dönüm arazinin mayınlarının temizlenmesi karşılığı AKP tarafından İsrail’e verilmek için gösterilen gayrete sessiz kalanların, bir ABD, İsrail, İngiliz üretimi olan Genişletilmiş Orta Doğu Projesi’nde Türkiye’nin Truva Atı olarak kullanılmasına alkış tutanların, Afganistan ve Irak’taki Haçlı Emperyalizme destek verenlere iki çift laf etmeyenlerin bir filmi bahane ederek 80 bine yakın şikâyet dilekçesi yazmaları, sokaklara dökülmeleri, ne kadar iyi niyetli, ne kadar temiz yürekli, ne kadar tarih sever olurlarsa olsunlar, Türkiye için, İslâm için izahı zor bir durum değil midir?
Kardeşler...
İslâm’da “Kanuni Sultan Süleyman’ı savunmak” diye bir şart yoktur amma İslâm’da “Haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğu” ve “Zulme rıza zulümdür” hakikati vardır. Genişletilmiş Orta Doğu Projesi ve onun Eş Başkanlığı, Afganistan ve Irak işgallerine destek bir “Haksızlık”tır, bir “Zulüm” dür. Yabancıların borsa, faiz operasyonları ile Müslüman Türk halkını her hafta bir milyar dolar borç faiz ödemeye mecbur bırakmak bir zulümdür. Daha neler, neler. İşte bu haksızlık ve zulümler karşısında en azından susarak destek olan bir İslâmi bir muhafazakâr kesim vardır. Bir film vesilesiyle Kanuni’ye sahip çıkarak yahut “Şükür artık Ezanımız Türkçe okunuyor” gibi günümüzün Türkiye ve İslâm hakikati ile hiçbir alakası olmayan söylemlerle “vicdan rahatlatmak” topu taça atmaktır ve kimseyi mesuliyetten kurtarmaz. Yani Allah, “Kanuni’yi niye savunmadın?” diye sormaz ama son iktidar(lar) tarafından ABD ve AB işbirliği ile Türkiye ve bölgenin içine sürüklendiği pek çok konuda “Niye sustun” ve “Niye destek verdin?” diye sizi ve bizi mutlaka hesaba çekecektir. Rabbim merhamet eylesin. Âmin.
Kardeşler!
Bugün âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.)’in doğumunun 1440. yılı. Ölçümüz parti başkanımız ve tarihteki padişahımız değil de Allah ve Resulü ise, “Allah bu milletin malını bir iki yıllık kârları karşılığı Teslisli müstevliye satmaktan razı mıdır, Resulü sağ olsaydı Haçlı ABD, Afganistan ve Irak’a saldırırken destek verir miydi, Müslüman ülke sınırlarını İsrail’i kiralamayı düşünür müydü?” diye sormak durumunda değil miyiz? Günü geçmiş gibi görülen bir meseleyi (Çünkü bu tür karton gündemler hiç eksik olmayacaktır) bugüne taşıyışımız, Efendimizin doğum yıldönümü durduğumuz yeri gözden geçirmeye vesile olur ümidiyledir. Şefaati kimden bekliyorsak mihengimiz O olmalı değil midir?

Yazarın Diğer Yazıları