MHP'yi MHP'lilere bırakmak...
"Partiler problemlerini kendi içlerinde halletmeye çalışırlar. Partilerini mahkemeye vermezler. Muhalefetin yaklaşımı bu açıdan negatif bir yaklaşımdır."
Hayır, hayır söz MHP Genel Merkez yöneticilerine ait değil. PKK davasından yıllarca hapis yatmış sonra AKP'ye "ihtida" etmiş olan büyük entelektüel(!) Kurtuluş Tayiz'e ait.
Tosya ve Gemerek asliye hukuk mahkemelerinin aldığı karar sonrası "bağımsız" medyaya konuk olan isimlerden olan eski PKK'lı Kurtuluş, kararı takdis ederek şöyle devam ediyor:
"Zaten mahkeme kararı ile kayyum atanması, ..yargının siyasete bir müdahalesi olarak haklı olarak değerlendirilmişti. Belki bir yanlıştan dönülür umudu ile bugünkü çıkan mahkeme kararı bir ümit veriyor."
Burada dikkatimizi çekmesi gereken kavram "ümit"...
Daha düne kadar "faşist parti" olarak nitelediği bir partinin geleceği Kurtuluş'u neden bu kadar ilgilendiriyor? Daha dünden de yakın liderine (17 Ağustos 2015, Akşam) "düpedüz faşist bir partinin düpedüz faşist lideri olan Devlet Bahçeli" sözleri ile hakaret eden Kurtuluş'un MHP sevdasının psikopatolojik gerekçeleri nedir?
Ve nihayet bu karar eski bir PKK'lıya neden "ümit" veriyor...
Devam edelim.
Asliye hukuk mahkemesinden çıkan karar sonrası hemen televizyonlara koşan başka bir havuz yazarı Ekrem Kızıltaş. Hani bir zamanlar Devlet Bey'in "Kürtçe ile Kürtçe meal arasındaki farkı anlamaktan aciz" olduğunu yazmıştı da biz de ona karşı Devlet Bey'i savunmuştuk.
İşte o Ekrem...
Tek özelliği Bahçeli ve MHP'ye hakaret olan havuz yazarlarının ve bakanından hükümet sözcüsüne AKP siyasetçisinin son dönemde depreşen MHP sevdasının gerekçesinin Ekrem'in kaleminden dökülen hali:
"Birileri MHP'nin şu anda Meclis'te oynadığı anahtar rolü ele geçirerek belki birtakım arzularına bir takım hedeflerine ulaşma derdindeler. Bu sadece MHP ile alakalı bir konu değil... Yeni yapılacak yeni anayasa ile alakalı bir konu. MHP'nin aldığı kritik anda aşırı mesuliyet hisseden bir parti tavrını birileri törpülemek gayretinde..."
Allah konuşturuyor mu desek?
Şimdi bir an düşünelim: Son zamanlarda AKP'nin siyaset ve medya ayağından yükselen Bahçeli sevgisinin benzeri muhalefet liderlerine sergilenseydi MHP yönetimi bu konuda ne derdi?
***
Evet birilerinin yıllardan beri terennüm ettiği cümle kafamızda bir daha somutlaşıyor: MHP, MHP'lilere bırakılmayacak kadar önemli bir partidir.
Şu günlerde yaşadığımız süreç tam da böyle bir süreç: Birileri MHP'yi MHP'lilere bırakmak istemiyor.
Kalemşorun itiraf ettiği gibi "MHP'nin aşırı mesuliyet hisseden..." tavrına önümüzdeki aylarda AKP'nin çok ihtiyacı olacak. AKP'lilerin "MHP teslim edilmeyecek ve edilmemelidir!" yırtınışlarının sebebinin bu olduğunu herkes biliyor.
Bu uğurda "MHP teslim edilmeyecek!" naraları atan bir güruh var ki "bir gün gelecek MHP yönetimini savunacak, Ülkücülere 'Lidere sadakat şerefinizdir!' diyeceksiniz" deselerdi tepkileri "beni uyandırın!" olurdu...
Bu kongreyi yapmamakla AKP'nin rüyalarını gerçek yaptığımızı biz değil AKP'liler söylüyor.
Peki ya Ülkücülerin rüyaları?
"Yok hümünde"
Ülkücülerin son dönemde en çok duyduğu cümle "bize göre bu karar yok hükmündedir!" Mahkemeden çıkan "olağanüstü kongre" kararı sonrasında MHP Genel Merkez cenahı bu cümleyi çok kullandı.
Biz o dönem bu söylemin yanlış olduğunu, mahkeme kararına uyulmasını ve nihayet kararla ilgili şüpheler var ise itiraz edilmesi gerektiğini söylüyorduk. Eşyanın tabiatı gereği MHP yönetimine yakın arkadaşlar tarafından "hıyanet" ile suçlanıyorduk.
Benzer durumu Gemerek ve Tosya mahkemelerinin verdiği karar sonunda "değişim" isteyen bazı arkadaşlarda da görüyorum.
Evet, bence de kararda bir sakatlık var. Ben de, Hukuk Mahkemeleri Kanununun 390/1 maddesine aykırı bir durum olduğunu söyleyen hukukçulara katılıyorum.
Lakin "yok hükmündedir!" yaklaşımını yanlış buluyorum. Hukuka uyulmasını istiyorsak hukuka uymamız lazım. Yanlış olan kararların itiraz yeri ve yöntemi bellidir.
Hukukçular bu itirazları yapar, değişim isteyen gruplar çalışmalarına devam eder, süreç yürür. Bu tür açıklamaların, meydan okumaların özellikle muhalefete bir katkısı yok.
Neticede söz konusu olan MHP'dir, yaptığımız işte en ufak hukuki boşluğun olmaması lâzım. Aksi takdirde verilen onca emek zayi olur.