MHP’nin zor günleri!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bizzat telefonla arayarak Ankara Temsilcimiz Sabahattin Önkibar’ı İstanbul’da gerçekleştirdiği “Beyin Fırtınası” na davet etmiş; dün “Politika Günlüğü” nde okudunuz, okuduk.
“CHP masaya yatırıldı” diyor Önkibar ve toplantının sonuca ulaşması ve verim alınması için kimi zaman nezaket kurallarının bile göz ardı edildiğinin altını çiziyor. Sizce CHP bunu niye yapıyor? Tabii ki 2011’de yapılacak genel seçimlerden azami oyu alabilmek için. Peki, CHP’nin oylarını artırmak için hedeflediği kitle hangi partinin tabanı? “Gözlemim” diyor Sayın Önkibar, “CHP ve Kılıçdaroğlu, gece 22.30’lara kadar devam eden bu toplantıyı (...) merkez sağ kulvara nasıl ulaşacağını belirlemek için yapmıştı.” Yani MHP’nin kulvarı, MHP’nin tabanı(na). Sakın ola ki “Merkez sağ MHP’den mi ibaret?” demeyiniz. CHP, AKP’den oy alamaz, çünkü AKP hem iktidardır hem iktidarın alternatifsiz adayıdır. Seçmenin hele “muhafazakâr seçmenin” oy eğilimi hep “iktidara doğru” olmuştur. Kamuoyu araştırmaları ve genel algı iktidar adayı olarak MHP’yi gösterseydi muhafazakâr oyların eğilimi MHP’ye, SP’yi yahut BTP’yi gösterseydi SP yahut BTP’ye doğru olacaktı. 2011 seçimlerinde de eğilim AKP’ye doğru olduğu için CHP’nin talip olduğu muhafazakâr oylar AKP’nin muhafazakâr oyları değil, AKP’yi hazmedemeyen MHP, SP, BBP ve BTP’nin muhafazakâr oyları olacaktır.
Birbirlerinin tabanından bir şeyler koparma yarışı
Ayrıca...
Söylediğimiz sebep dolayısıyla AKP’den muhafazakâr oy koparmak çok zor olacağından muhafazakâr tabana hitap eden partiler oylarını artırmak için her şeye rağmen (Elbette AKP’ye yüklenirken aslında) birbirlerinin tabanından bir şeyler koparma yarışına gireceklerdir. Bu durumdan en zararlı çıkacak olan küskünü en fazla olan muhafazakâr parti olacaktır. Kabul edilse de edilmese de küskünü en fazla olan parti MHP, onu takip eden parti de son olayların ardından SP’dir, ötekiler değil. Özcan Yeniçeri Hocamız bu gerçeği gördüğü içindir ki “Onarım Projesi” diyor başka bir şey demiyor. Yani dostlar hangi parti tutmuş bir “muhafazakâr oy” peşine düşmüşse hedefte olan ilk taban MHP tabanıdır, çünkü iktidar alternatifi olduğundan oy kopartılması müşkül olan AKP’den sonra en fazla “muhafazakâr oy deposu” MHP’dir, ötekiler değil.
Profesyonelliğin şartları
Yalnız CHP ve diğerleri midir MHP’nin muhafazakâr oylarının peşine düşen? Elbette hayır. CHP ve ötekilerden de tehlikeli olan MHP için, AKP’dir. Çünkü AKP oylarını artırmak için bir yandan profesyonelliğin bütün şartlarını yerine getirirken diğer yandan da iktidar olmanın maddi ve psikolojik bütün imkânlarını sonuna kadar kullanmakta ve asla “Bu kadarı bana yeter” dememektedir. Nitekim kamuoyu yoklamaları 2011 seçimlerinde AKP hiç bir şey yapmasa bile bu haliyle yüzde 45’ten fazla oy alacağını gösterirken Erdoğan ve AKP kurmayları yüzde 45’i bile yeterli bulmuyor, “Acaba bize oy vermeyi düşünmeyen yüzde 55’e niye ulaşamıyoruz?” sorusunun cevabını aramaya koyulmuş bulunuyorlar. Daha yeni Kızılcahamam Kampı’nda referandum sonuçları AKP’li kurmaylar tarafından en ince ayrıntısına kadar analiz edilmiş, bu analizden MHP tabanının yüzde 22.7’sinin “Evet” oyu verdiği sonucuna ulaşılmış ve bu sonuçtan da genel seçimlerde MHP’ye oy veren seçmenlerin yüzde 3’ünün AKP’ye kazandırılabileceği değerlendirilmesi yapılmıştır. AKP şimdi var gücü ile MHP tabanından işte bu yüzde 3’ü koparmanın peşine düşmüş bulunmaktadır. MHP’den yüzde 3 giderse geriye kalanın ne kadar işe yarayacağı tartışılır, öyle değil mi?
Siyasette oy almak için “Haklı olmanın yetmediği” profesyonel olanın, çalışanın, “onaranın” ve “ümit verenin” pek haklı olmasa da ipi göğüslediği her seçimde ispatlanıp durmaktadır. Tabii bütün bunlar MHP’nin rakiplerinin yaptıkları ve yapmayı plânladıklarıdır. Önemli olan bu realite karşısında MHP’nin ne(ler) yapacağıdır. MHP’yi zor günler beklerken millet de MHP’nin yapacaklarını bekler durumdadır.