MHP'nin önünü kesmek
AKP’yi iktidar yapan sistem mühendisleri, seçmen nezdinde raf ömrü dolan Recep Bey ve arkadaşlarının henüz görevlerini tamamlamadıkları gerekçesiyle bir dönem daha hükümette kalmaları için laboratuvar çalışması yapıyorlar. Referandumun sonucu ne olursa olsun laboratuardaki deney seçimlere yönelik. 12 Eylül’deki oylama onlar için saha araştırması gibi bir şey. Maksatları Recep Bey için seçimlere yönelik yeni taktikler geliştirmek. Bölge ve il sonuçlarına göre AKP’yi yeniden iktidara taşıyacak formüller üzerinde müthiş izlere ulaşmış durumdalar. Bunu başarabilmeleri için MHP’nin kesin olarak bölünmesini sağlamak zorunda olduklarını biliyorlar. Zira yarın öbür gün yapılacak genel seçimlerde AKP birinci parti bile olsa tek başına iktidar olması mümkün değil. Sadece AKP değil CHP ve MHP’nin de tek başlarına iktidar beklentisi gerçekçi görünmüyor. Ufukta zorunlu da olsa bir CHP-MHP koalisyonu var. Böylesi koalisyon hükümetine dilediklerini dayatamayacak olan uluslararası güçler Türkiye’nin bir an önce federatif yapıya geçmesi, daha sonra bölünüp dağılması planını sadece AKP’nin tek başına iktidarında gerçekleştirebilecekleri için MHP’nin kesinlikle devre dışı bırakılmasını istiyorlar, başka çareleri de yok.
MHP’nin üst düzey yönetimindeki inanılmaz hatalara rağmen milliyetçi kadroları dağıtmakta başarılı olamayanlar, fikir kırılganlığı ile çözülme sürecini başlatmayı tasarlıyorlar. Nitekim Turgut Özal’ın ikinci cumhuriyetçiler ekibinden Vedat Bilgin’i MHP’ye monte etmişlerdi. Bugünlerde evet korosuna katılan Vedat Bilgin’in sızdırıldığı MHP Genel Merkezi’nde yakın zamana kadar Devlet Bahçeli’nin konuşma metinlerini yazdığı biliniyor. 2005 yılında Bahçeli’nin yazılı metinden okuduğu “Yurttaşlık esasına bağlı Anayasal vatandaşlık” gibi Türk milliyetçiliğine ters düşen açıklamayı yazan da Vedat Bilgin’di. MHP MYK üyeliği yanında Genel Başkan baş danışmanı kimliği olan Vedat Bilgin’in Anayasa’ya evet kampanyasına fiilen katılmasıyla partiden istifasının istendiği ortaya çıktı. Sonucunun ne olduğunu bilmiyoruz. Mümtaz’er Türköne’nin yakın çalışma arkadaşı Vedat Bilgin’in istifası, MHP’nin baraj altına itilmesiyle AKP’nin tek başına iktidar yolunun nasıl açılacağına dair danışmanlık görevi aslında yeni başlamadı. Bahçeli ve üst yönetimin tabandan uzak kalmasını sağlayanlardan olan Bilgin her şeye rağmen MHP oylarının yükselmesini engellemek için fikir kırıklığının yanında sıkça yaşanan liste krizinin tekrarını sağlamak ve bu arada AKP’nin sıkıntılı olduğu illerde bazı ülkücü isimlerin Recep Bey kadrosuna dahil edilmesinin şart olduğunu keza, referandum öncesi bazı ülkücü isimlerin yandaş medyaya evet için servis yapan cedit ekibiyle beraber hareket ettiğini herkes biliyor.
Tayyip Erdoğan’ın evet çıkarabilmek için her fırsatta “MHP’li kardeşlerim” sözünü telaffuz etmesi boşuna değil. TBMM’deki milletvekili sıralarında oturanlardan bazılarının isimlerini bile bilmeyen Recep Bey’in 8-10 ülkücü kökenli milletvekili seçtirmesi federasyon için elini güçlendirecektir. Bu yüzden BDP ve MHP’den kopmuş tanınan isimleri tantana ile transfer edecektir. MHP’nin güçlü olduğu illerde tabanının kabul etmeyeceği isimlerin listede olmasını fırsat bilip buralara ülkücü kökenli adayları yerleştirerek MHP oyları bölmeye çalışacaktır. 2003 seçimleri örneğinde olduğu gibi homojen bir yapıya sahip olan MHP seçmeninin duygusallıkla partisini baraj altında bırakma gibi davranışı göz önüne alındığında evet korosunun seçimlerde ne işe yarayacağı da belli olmuştur. Sonuç olarak Pazar günü yapılacak olar referandum AKP için ana değil, ara hedeftir. Aslı genel seçim ve Recep bey’in köşke çıkışıdır. Bugün evet korosunda yer alan bazı isimlerin Erdoğan’ın son kez milletvekili adaylığından hareketle kendilerine yeni gömlekler biçmeleri de hesaba katılmalı. Dilerseniz bu yazıyı kesip saklayın ya da bilgisayarınızda arşivleyin. Referandumun ardından başlayacak olan genel seçim atmosferindeki tanıdık transferleri de işaretlemeyi unutmayın.