MHP'nin ekran klasiği...
Otuz yıla yakın gazeteciliğin yanında 5-6 yıl da televizyon yöneticiliği yaptım. Seyirciyi memnun etmek zordur. Haber bülteninden tutun da reklamlara kadar eleştiri hakkını sonuna kadar kullanır seyirci, "Müşteri velinimettir" anlayışı ile sabır ile dinler, teşekkür eder ancak çizginizden taviz vermeden yayına devam edersiniz. Gazeteci ve televizyoncunun asla kabullenmediği dış müdahaledir. Günümüzde "Aloo Fatih" ile bu prensip önemli ölçüde yıpranmış olsa da, patronun ricasına eyvallah deyip; reklam geliri ve diğerleri ile rekabet adına en iyisini, en etkili siyasi ve uzmanı izleyici karşısına çıkarma zorunluluğu vardır. Gazeteciye "şu haberi yapma" isteği nasıl kamçılarsa, televizyoncuya da "şu ismi çıkarma" deyince ters teper. Hele bu uygunsuz talep bir siyasiden gelince inatlaşma dahi söz konu olabilir. Bir nevi emrivakiden nefret eder bizim meslektaşlarımız. Bunu bildikleri halde ısrar edenler hep hayal kırıklığı yaşamıştır.
***
Siyasette olduğu gibi bazı kurumlarda da kıskançlık, çekememezliğe çok sık rastlıyoruz. Sonuçta "işin raconu"na göre davranmayanlar kaybeder. Türk milliyetçilerinin siyasi partisi MHP, yıllardır medyanın kendilerini yansıtmadığını, ambargo uyguladığını iddia etse de yazılı ve görsel basın ile medeni ilişkiler kurmayı bir türlü becerememiştir. Bunların başında tarih profesörü titri taşıyan ve bir dönem Keçiören Belediyesi'nde Melih Gökçek'in özel kalem müdürlüğü yapan Semih Yalçın gelmekte. Partinin basın ve propagandadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın'ı televizyonlarda görmek mucizedir. Evet ekran yüzü olmadığı bir gerçek. Fakat bırakınız ince çizgileri olan basını, propagandayı, halkla ilişkileri de zayıftır. Memleketi Sivas'tan aday olup seçilemeyince paraşüt ile Gaziantep'in liste başına kondu. İlk günler sesini çıkarmayan Antepliler'in isyanları göğe yükseldi. Semih Yalçın ile bir tek milletvekili çıkaramayacağını anlayan Balgat, İstanbul listesine oturttu. 7 Haziran'da Gaziantep'te Ümit Özdağ rüzgarı esince iki vekil çıktı. Süre uzamış olsa üçüncü garanti idi. Ancak 1 Kasım'da bütün Türkiye'de olduğu gibi sarı kart gören MHP, Özdağ sayesinde bir vekil çıkardı. Ümit Hoca listede olmasa MHP'nin Gaziantap'te sıfır çekeceğini herkes biliyor. Dostluğunun yanında bilgi birikimiyle onur duyduğum Ümit Hoca, milletvekili olmadan önce daha fazla ekrana çıkıp, Türk Milliyetçileri ve ülkücüleri layıkı ile temsil ediyordu zaten. Devlet Bahçeli yönetiminin Balgat'tan habersiz Meclis kürsüsünde konuşma, gazete ve televizyonlarda röportaj verme yasağı yıllardır bilinen gerçek. Parti disiplini adına "şu gün şu saatte bu televizyonada konuşacağım" yazılı dilekçesini genel merkeze yollayan Özdağ, tasfiyelere isyan edip Genel Başkan Yardımcılığından istifa ettiği için "Çıkma!" talimatı veremiyorlar artık. Dün odatv'de Müyesser Yıldız üstü kapalı yazdı. Perdenin arkasını aralamak da bize düştü.
***
Habertürk televizyonunda Didem Arslan'ın yönettiği "terör" konulu tartışma programında sadece mensubu olduğu partiyi ve akademi kariyeri adına değil, Türk milletinin hislerine tercüman olan Özdağ, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ı rahatsız etmiş olmalı ki iki kez telefon ile program sunucusu Aslan'a talimat verir eda ile "Özdağ, partimiz adına konuşamaz. Bunu anons edin" demiş. TBMM'de, millete söven Mehmet Cengiz'in vergi borçları konusunda "çekimser" oyu niye verdiklerini açıklamayan Semih Yalçın ile beraber Balgat yönetimine "madem öyle niçin MHP'nin Merkez Yürütme Kurulu üyesi yaptınız! MHP adına konuşamayacaksa neden Gaziantep'ten milletvekili yaptınız?" sorusunu Didem Hanım sormadıysa ki mutlaka sormuştur. Ancak ekrana yansımadı. Bu televizyon işlerini hasbel kadar bilen biri olarak ben sormuş olayım. Bakalım ne cevap verecek!
Okuyucularımızdan gelen yoğun talep üzerine ise "yıllar boyu teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı olarak kırıp dökmediğiniz il-ilçe kaldı mı? MHP tarihinin en başarısız basından sorumlusu olarak o makamı daha ne kadar işgal edeceksiniz?" sorusunu ise elçiye zeval olmaz diyerek yöneltiyorum!..