MHP'de korku eşiği aşıldı...
Tünelin ucundaki ışık görününce kimileri telaşa, kimileri de heyecana kapılır. MHP'deki değişim talepleri adeta tünelde görünen ışığı yansıtıyor. Olağanüstü kongre talebi için toplanan 543 imza hiçe sayılmaya kalkışılınca 600'ü geçip 700'lere dayandı bile. Telaşa kapılanlara gelince Türkiye'de siyasi partiler yasası değişmediği için tüm partilerde ''lejyoner'' sınıfı oluşmuştur. Bir bakıma sanatı, işi, geçimi, kimliği, kişiliği siyaset olanların MHP'ye sirayet etmesi hayatın olağan akışında... Söylenecek sözü, üretecek fikri olmayanlar basma kalıp lafların ardına sığınıp 'lidere sadakat' teranesine sığınıyor. Öte yandan hamasi nutukları geçmişin figürleri ile süsleyip Soğuk Savaş döneminin ''lider-teşkilat-doktrin'' söyleminin son çırpınışlarıyla oyalanıyorlar.
***
Bu sütunlardan defalarca yazdım. Merhum Türkeş, ''Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım... Lider de, teşkilat ta, doktrin de tartışılır. Ülkücülük, şahsiyetçiliktir, kimsenin iradesine ipotek konulamaz'' derdi. Nitekim O'nun kararları da tartışıldı. Milletvekili adaylarına itiraz edildi, il-ilçe başkanları istifa etti. Haksızca görevden alınanlar, yeniden göreve getirildi. Aralarında bir kurucu, birkaç eski milletvekilini disiplin kuruluna sevk ettirerek ihraç etmek isteyen Türkeş'e Yüksek Disiplin Kurulu karşı çıktı. Öfkesi dinen Türkeş daha sonra bu kararından vazgeçerek adı geçenleri yemeğe davet edip gönüllerini aldıktan sonra yeni görevler verdi. Dolayısı ile merhumun karizması arkasına sığınıp, O'nun sermayesini bol keseden yiyerek, mirasını çarçur etmeye kalkışanlar; O'nun insana verdiği değerin bari zekatını ödeyebilseler.
MHP'de kongre talep eden il ve ilçelerin görevden alınacağını, teşkilatın kapatılacağını çok önceden öngördüğümüz gibi yazdık ama moral bozmamak için yayınlamadık. Allah eksikliğini göstermesin Türkiye'nin dört bir yanından dostlarımız, gönüldaşlarımızla irtibatımızı hiç kesmedik. Devlet Bahçeli ile partinin yürümediğini, Balgat'a en yakın olanlar bile biliyor. 40 milletvekilininm en az 30'u ''mümkün değil'' diyor zaten. Muhtemel bir kongrede doğal delege olan 40 milletvekilinin 39'u sandıktaki gizli oyda Bahçeliye oy vermez. Geri kalan bir milletvekili ise Bahçeli. O'nun da olası kongreye gelmeyeceğini tahmin etmek için kâhin olmaya lüzum yok. Salı günleri Meclis grubunda Bahçeli'yi alkışlarken kerhen alkışlayan eski ve yeni milletvekilleri ''seçim bölgemize gidemiyoruz, seçmenin-teşkilat mensuplarının yüzüne bakamıyoruz! Evimizde anne-babamız, eşimiz, çocuklarımız bizi sorguluyor'' sözleri ile dertleniyorlar. Nitekim değerli bilim adamı, iki milletvekili; haksız-hukuksuz görevden almalara adeta isyan ederek ''kongreye gidilmeli'' açıklaması ile kendilerinden bekleneni biraz gecikme ile olsa da yerine getirdiler.
***
Cumhuriyet tarihindeki TBMM'de en fazla soru önergesi, en fazla basın toplantısı, kanun teklifi veren Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, bu tarihi başarının ödülü olarak liste dışı bırakılmıştı. Küskün seçmenin gazını almak için zorunlu olarak aday yapılan Prof. Dr. Ümit Özdağ da muhalefeti bölebilmek için Genel Başkan Yardımcılığına getirilerek susturulacağı hesaplanmıştı. Ancak kendisine yakışanı yapıp görevinden istifa ederek korku eşiğinin yıkılmasını sağladı. Türk Tarih Kurumu'nun eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu da yıllardır parti disiplini, Bahçeli'ye verdiği muhalefete katılmama sözünü yerine getirme adına kan kusup kızılcık şerbeti içmişti... Kayseri'de Haziran ayında üç olan milletvekili, Kasım'da bire düşünce sebebinin seçmen değil genel başkan ve yönetim anlayışı olduğunu belirleyip Özdağ ve Yeniçeri'yle beraber ''kongre talebi''ni seslendirdi. Önümüzdeki günlerde bu kervana başka milletvekilleri ile Balgat yönetiminden isimler de katılacak. Denizli-Uşak manzaralarında görüşmek üzere...