MHP’de dirilme, ülkede onarım!
Geçmiş yönetilemez. Tarihi geri çevirmek de mümkün değildir. Geleceği düşünmekten öte geleceğe odaklanmak gerekir. Türkiye, tarihindeki en kritik dönemeçlerin birinden geçiyor. Böyle bir dönemde kimsenin ama hiç kimsenin nefis, kişisellik ya da kapris yapma lüksü yoktur. Gün “Rus ruleti” oynama günü değildir. Gün, milli duruşu, aklı, basireti, birliği ve bütünlüğü gösterme günüdür.
Gücü gösterme zamanıdır!
Kendisini milliyetçi ülkücü aidiyetle ilgili görenler haklı olduklarını değil güçlü olduklarını göstermedikleri takdirde, ciddiye alınmaları söz konusu olmayacaktır. Güçlülük ise öncelikle bütün milli duyarlılığa sahip olanların birlik içinde bulunmalarıyla mümkündür. Bu konuda hiç kimsenin kişisel kapris yapma hakkı yoktur. “Sürü” elden giderken “alaca dana” hesabı yapmak hem ahlaki değildir hem de rasyonel değildir. 2011 seçimlerine birleşmenin verdiği sinerjiyle girmek, Bozkurtların yeninden dirilişini sağlayacaktır. Bozkurtlar dirilmelidir.
Bu satırların yazarı beş yıldır sürekli bir biçimde “Türk milliyetçileri birleşiniz!” diye yazıyor. Birleşme, bütünleşme ve dirilme olmazsa, bir daha uğrunda birleşilecek ortak değer kalmayacak diye ikaz ettik. Ancak bu kez durum çok daha vahim bir hal aldı. Bu nedenle tarih karşısında bütün ülkücüleri tavır almaya davet etmek durumundayız.
Küfür bir ve bütündür!
Bugün Türk milletine karşı küfür bir bütündür. Açılımcı, federasyoncu, özerklikçi, bölücü, kıyıcı, terörist ekipler birlik içindeler. Türk milletine karşı liberal, neoliberal, Kürtçü, Ermenici ekip ortak saldırılar gerçekleştirmektedir. Ermenilerden özür dileyenler, Şeyh Sait anmaları düzenleyenler, Seyit Rıza heykeli dikenlerden ortalık geçilmiyor. Ermeni’ye açılım yapanlar, ortada hiçbir neden yokken tarihi binaları kilise olarak açanlar, kendilerini aşağılık kompleksi içinde “makul Müslüman” ve “hoşgörülü” göstermeye çalışanlar bir bütündür. Bütün bunlar, ancak ülkücü ve milliyetçilerin birbirlerine düşürülmesi ve ayrıştırılmasıyla mümkün oluyor.
Karışık kafalar, belirsiz ortamlar, gelecekten kesilmiş umutlar bazı ülkücü milliyetçilerin yön kaybına uğramalarına neden olmuştur. Ülkücünün, eski-yeni ayrımının yapılarak birbirine nasıl düşürüldüğünün örneği her gün yaşanmaktadır. Türk milliyetçilerini kervanı basılmış, otağı dağıtılmış ve mensupları tutsak edilmiş bir görüntü vermekten kurtarmak şarttır. Bunun da bir tek yolu vardır, o da ancak kayıtsız şartsız bir araya gelmekle mümkündür.
Yiyenler yem olurlar!
Birbirlerini yemekte hiç bir sakınca görmeyenlerin eninde sonunda bir başkasına yem olduğuna tarih şahittir. Zaman itişme, çekişme dönemi değil aksine milliyetçi ülkücü cenahın “titreyip” ya da “irkilip” kendine gelme zamanıdır. Şartlar ayrı düşme ve düşünmeye izin vermemektedir. Bu nedenle her anlamda ülkücü milliyetçi birlik ve bütünlüğü kurmak esas olmalıdır. Başarısızlığın da ayrılığın da mazereti olamaz. Milliyetçi ülkücülerin umut olarak yeniden doğması, bütün şer amaçları alt üst edecek bir yeteneğe sahip olduğunu göstermesi şarttır.
MHP, bu bağlamda kendisine marjinal muamelesi yapan siyaseti alt üst etmek için rezervlerini, potansiyelini ve imkanlarını her alanda devreye sokmalıdır. Yeni bir dirilişin, heyecanı ve umudu geniş kitlelere yansıtılmalıdır. Bunun için de her anlamda bir onarım stratejisi devreye sokulmalıdır. Bunu hemen yapmak gerekir, yarın çok geç olabilir!