MHP kongreye giderken...
MHP'nin fetret dönemini aşmasıyla Türkiye'nin de önünün açık olacağı kanaatindeyim. Elbette CHP için de durum aynı. Fakat 1 Kasım bozgunundan hemen sonra kongreye gitmesine rağmen bir tek aday dahi çıkaramayan CHP'nin hali kısa vadede iç açıcı değil. Bu yüzden MHP'nin sadece kendi seçmenine değil bütün Türkiye'ye mesaj verecek çaba içine girerek hedefe ulaşması heyecanlandırıyor bizi. Demokratik haklarını kullanmak isteyenlere mahkeme kapısını gösterenlerin hata üstüne hata yapması ülkücülerle birlikte tüm muhalefeti menzile kilitledi. Balgat'ın gün geçtikçe yalnızlığa sürüklendiği bir gerçek. Sayın Meral Akşener'in Denizli, Uşak ve Aksaray gezileri Bahçeli'nin etrafının neredeyse boşaldığını da gösterdi.
MHP'nin kuruluşundan itibaren her biri sancılı kongrelerin tarihi özetini bu sütunlardan yazmaya gayret ettim. Merhum Alparslan Türkeş'in tartışılmaz sanılan otoritesinin son yıllarda tartışıldığı gibi kongrelerde listelerinin delindiğini ve bu durumda Türkeş'in ülkücü iradeye saygı göstererek tabanın taleplerini yerine getirmek zorunda kaldığını da ifade etmiştim.
Öncelikle siyasi partiler yasasına aykırı olan mevcut tüzüğün değiştirilerek Genel Başkan ve yetkili kurulların seçimini sağlayacak kongre için tüm yollar açıldı. Ancak muhtemel kongrenin sonuçlarını tahmin edebilmek için 1997'den 2015'e kadarki yaşanan kurultaylarda sonucu etkileyen portrelere dikkat etmek lazım...
1997 Mayıs'ındaki olaylı kongrede en fazla oyu alan Tuğrul Türkeş'e karşı diğer adayları Bahçeli'de birleştirenlerin bugün adı bile anılmıyor. O kadar uzaklara da gitmeyelim. O günlerin izdüşümüyle 3 Kasım 2002 gecesi istifa edeceğini açıklayıp, bir daha aday olmayacağını açıklayan Bahçeli'yi yeniden Genel Başkan seçtirenlerin başında Ülkü Ocakları'nda 80 sonrası Genel Başkanlık yapan Musavat Dervişoğlu, Suat Başaran, İrfan Özcan ve Atila Kaya gibi isimler vardı. Peki bugün o isimler nerede? Musavat Dervişoğlu 2012'de Genel Başkan adayı olarak salondaki ülkücülerin gönlünde başkan seçilse de 49 oy gibi sembolik bir rakam ile işaret fişeğini patlatmıştı. 1994'te yayınlanmaya başlayan ve Devlet Bahçeli'nin alt yapısını hazırlayan ''Milliyetçi Çizgi'' gazetesinin yazar ve yöneticilerinden bugün Bahçeli'nin yanında yer alan sadece Şefkat Çetin. Suat Başaran bir dönem göğsünü siper ettiği Bahçeli'ye 2007'den bu yana bayrak açmış durumda. Muhtemelen tavır koyma adına Genel Başkan adayı olacak ve sonuçta muhalefet ile birleşecek. Ülkü Ocakları tarihinde en uzun süre başkanlık yapan Atila Kaya ise milletvekili olmasının yanısıra Genel Başkan Yardımcısı olduğu için şimdilik sesi çıkmıyor. Önümüzdeki günlerde istifa ederse sürpriz olmaz. Yine uzun süre başkanlık yapan ve saygınlığını koruyan Harun Öztürk de Meral Akşener'in yanında. Musavat Dervişoğlu, sayın Akşener'in isminin daha telaffuz edilmediği günlerden bu yana Türkiye'yi adım adım gezip, ülkücüleri ikna eden isimlerin önünde geliyor. Aksaray'da dikkatimi çeken isimlerden birisi de Durmuş Ali Torlak. Torlak'ı Tuzla'da İlçe Başkanlığı yaptığı günlerin öncesinden tanırım. Bahçeli için çok çalıştı. İki dönem milletvekilliği yapıp, Bahçeli ile yürümeyeceğini anlayınca sessiz sedasız çekildi. Ve Kürşad Eser... Merhum Türkeş'in doktorlar ekibinden. O'nu askeri tıbbiyeli günlerden beri tanırım.1999'da Aksaray'dan milletvekili seçildi. Gece-gündüz MHP Genel Merkezinde kimsenin gönlünü kırmadan çalıştı. Memleketinde Akşener'i karşılayanların arasındaydı. Okuyucularımızın yoğun talebi üzerine, hiç girmek istemediğim Bengütürk televizyonunun kapanmasına gelince... MHP'nin mevcut yapısı yüzünden kapanan ilk TV Bengütürk değil ki... MHP iktidar ortağı iken Işık TV vardı. Milyon dolarlık borçları halen ödenemeyen AtaTV de kapandı gitti. Kendi adıma Bengütürk'ün kapanması sürpriz değil. Umarım kongreden sonra Türkiye'nin en güçlü televizyonuna Türk Milliyetçileri kavuşur...