AK Parti''nin, başörtüsünü esas alan bir Anayasa değişikliği yapmak üzere, TBMM''de grubu bulunan diğer partilerle birlikte HDP''nin de kapısını çalmasından sonra, siyasetle az buçuk ilgili hemen herkesin gözü kulağı bugün yapılacak MHP Grup toplantısında.
En başta AK Partili ve MHP''li milletvekilleri olmak üzere konunun bütün muhatapları MHP Genel Başkanı''nın tepkisini merak ediyor.
*
"Nesini merak ediyorlar? Mevzubahis HDP olduğunda MHP''nin tepkisini merak edecek ne var? Mahir Ünal''dan sonra Bekir Bozdağ da eşyalarını toplamaya başlasın…" dediğinizi duyar gibiyim.
Demeyin.
Sadece MHP değil hemen bütün siyasi yapı ve unsurlarıyla Türk siyasi tarihi, böyle kesin öngörülere dayanak olabilecek kadar net, çelişkisiz referanslara sahip değil.
Bugün MHP Genel Başkanı''nın, HDP''yi "veto etmesine" şüphesiz hiç kimse şaşırmayacaktır.
Ama olaki ki etmedi, "veto etmemesi" kimi, neden hayretler içinde bıraksın ki?
*
Sevgili İsmail Saymaz, çok da konuşulan dünkü yazısında, tabii o günkü konjonktür farklılığını da belirterek, AK Parti''nin, iki yıl önce, barolarla ilgili düzenlemeyle ilgili olarak da HDP''nin kapısını çaldığını hatırlattı.
Ben, biraz daha geriye gideyim:
Şimdi hiçbir şey olmamış gibi andığımız ama sadece "hiçbir şey olmasa bile bir şeylerin" değil kaset kumpaslarından, korku imparatorluğu operasyonlarına kadar her bir şeyin olduğu12 Haziran 2011 seçimlerinin hemen ertesinde ve sanki o göz oyucu süreci yaşayanlar Marslılar ile Venüslülermiş gibi halüsinatif bir "uzlaşma" rüzgârı estirildi.
Bunu "kalıcı" kılmak üzere de sözde herkesin mutabık olacağı bir "Yeni Anayasa" yazımına girişildi.
Bu iş için bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu tesis edildi.
Çalışmalarına 19 Ekim 2011''de başlayan ve ilkesel olarak "oy birliği ile karar almayı" benimseyen bu komisyonda TBMM''de grubu bulunan AK Parti, CHP, MHP ve HDP "eşit oranda" temsil edildi.
Bu dört partinin temsilcileri, sadece o dönem, tam 77 toplantıda bir araya geldi. Birlikte 160 sivil toplum kuruluşu, 165 üniversite, 78 baro, 60 siyasi partiden yüzlerce kişiyi dinledi.
*
Dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti, CHP, MHP ve HDP Genel Başkanları''na, komisyonun 26. Dönemde de aynı "uzlaşı" içinde çalışması için bir davet gönderdi.
MHP, davete "şartlı" evet dedi.
Sizce şart neydi; HDP''siz devam edilmesi mi?
Hayır.
Tam tersine, "tam bir mutabakat zemininin oluşabilmesi için", "Dört partinin de katılımının" gereğine işaret etti.
Hatta CHP''nin de bu yönde "ikna edilmesini" talep etti.
*
MHP''den, Kahraman''a cevaben giden mektupta bu hassasiyet aynen şu cümlelerle izah edildi:
"…MHP olarak tam bir mutabakat zemini oluşmadan anayasa hazırlığının sonuç vermeyeceğini, verse bile kapsayıcı olmayacağını düşünüyoruz. MHP olarak anayasanın azami mutabakat çerçevesinde çıkarılmasını teminen CHP nezdinde girişimlerinizin sonuç vermesini ve ikna edilmesini Anayasa konusunda toplumsal mutabakatın temini için gerekli gördüğümüzü ifade etmek isterim. Bu konudaki fikir ve tutumumuzu 23 Şubat 2016 tarihindeki grup toplantısında belirtmiştim. Bu mülahazalarla MHP''nin 4 partinin oluşturacağı anayasa uzlaşma komisyonunda anayasa çalışmalarının sonuçlandırılması için olumlu çabalarını ve katkılarını sürdürmeye kararlı olduğunu ifade eder saygılar sunarım."
*
Bugünden farklı olarak, evet o gün HDP hakkında açılmış bir kapatma davası yoktu.
Ama, kapatma davasına konu bütün şartlar, üstelik de "çözüm süreci" musibetinin gölgesinde mevcuttu!
*
Daha ilginç bir hatırlatma:
Komisyonun kilitlendiği temel konu, CHP, MHP ve HDP''nin, "başkanlık sistemi" konusunda AK Parti''ye karşı çıkması olmuştu.
Keza, CHP''li üyelerin, "Kurucu ilkeler ve parlamenter sistemden ödün vermeyecekleri" yönündeki çıkışları ve "parlamenter sistem dışı herhangi bir şeyi görüşmeyeceklerini" bildirmeleri üzerine, Başkan Kahraman "Bu komisyon nihayete ermiştir" diyerek, çalışmaları noktalamıştı.
*
Dolayısıyla, Saymaz''a konuşan "MHP''li yetkili" her kimse, AK Parti''nin HDP''yi ziyaretine peşin bir tavır koyamamakta, bunun için "Salı''yı beklemekte" haklı.
Zira MHP''nin (Aslen tek MHP değil; aynı ikili durum çoğu parti için söz konusu) HDP konusunda "esas"a ilişkin tutumu farklı. "Usul"e ilişkin uygulamaları farklı.
