MHP aleyhine bir ittifak çalışması!
Çok kızan oluyor ama birilerinin bunları söylemesi lâzım.
Türkiye’yi, federasyon demeden federasyonlaştıracak bir yapıya dönüştürmek için gayet ince hesaplar yapılıyor. PKK’nın silahla varmak istediği hedefe sandık marifetiyle ulaşmak için de oluşacak yeni Meclis’in dikensiz bir gül bahçesine çevrilmesi icap ediyor. Bunun için de milliyetçi unsurların o çatının dışında olması arzulanmakta.
Amaçlanan ilk hedef de MHP’yi Meclis dışında bırakabilmek.
Bu çalışmalardan birini Abdurrahman Dilipak Yeni Akit’teki köşesinde (13 Aralık) kamuoyu ile paylaştı:
“Hasan Aksay bel fıtığından ameliyat oldu yatıyor. Hastaneden çıktı ama evinde daha bir süre yatacak.. Bu arada düşünmeye ve yazmaya devam ediyor.. Endişesi şu: AK Parti’ye zarar vermeden nasıl olur da, HAS Parti Meclis’te grup kurabilir.. Bulduğu bir çözüm var aslında.. Ben daha önce de yazmıştım. HAS Parti, BBP ve Süleyman Soylu’nun oluşturacağı bir sac ayağı ile seçim ittifakı yapacaktı.. Hasan Celal Güzel gibi birkaç ismin de dışarıdan destek vereceği bir ittifak barajı aşabilirdi. Eğer bu ittifak barajı aşarsa, MHP barajı aşamazdı. Böylece MHP’nin yerini yeni ittifak alacağından, AK Parti açısından kayıp olmayacağı gibi, bazı konularda saygın bir muhalefet, stratejik konularda iyi bir müttefik olarak yollarına devam edebilirlerdi.”
Lamı cimi yok MHP Meclis’te istenmiyor.
Başbakan Erdoğan’ın hesapları ve AKP’nin seçim stratejisinde de MHP’nin Meclis dışında bırakılması ciddi şekilde yer alıyor. Hedefledikleri oy oranı yüzde 50. Tutar mı tutmaz mı, orasını Allah bilir. Tekrar ediyorum AKP ile CHP’nin oyları yüzde 80’i aştığında veya Abdurrahman Dilipak ve Hasan Aksay gibi düşünenlerin projelerinden biri gerçekleşip HAS Parti öncülüğünde bir ittifak Meclis’e girdiğinde o Meclis’in kapıları dördüncü partiye kapanır. O zaman Meclis sıralarını AKP gibi düşünen HAS Parti ve bir hayli AKP’leşmiş CHP paylaşır ki, işte asıl hedeflenen de budur.
Böyle bir Meclis her ne kadar sandıktan çıkmış olursa olsun Türk halkını temsil eden bir Meclis olmayacaktır. Çünkü bu Meclis “Federasyon” demeden kimi cemaatlerin desteğini alarak ve arkasında Batı âlemini bularak Türkiye’yi federasyonlaştıracaktır. Federasyonu herkes istiyor bir MHP’liler istemiyorsa, o zaman kime ne, işte demokrasi de bu değil mi diyenleriniz olabilir. Ama bu yanlıştır. Yanlıştır, çünkü federasyon milletin istemediği bir şeydir. Milletin önüne sandık konulup “Federasyon mu/Milli devlet mi?” diye sorulsa millet buna Türküyle Kürdüyle “Millî Devlet” cevabı verecektir. Çünkü aksi, Türkiye’nin Irak’laştırılması olacaktır. Milletin asla vazgeçmeyeceği millî devlet işte böyle seçim oyunları ve sandık ittifakları ile sureti haktan gösterilerek hayata geçirilebilir.
Bu ortamda cevabını arayan soru, “Bu tehlikenin önüne nasıl geçilir?” sorusudur. Bu kardeşinizin kanaatine göre yapılacak iki şey vardır.
Bir: Halkın gündemi ile MHP ve diğer milli unsurların gündeminin örtüşmesi, seçim propagandasının bu zemin üzerinde yürütülmesi.
İki: Karşı tarafın yaptığının bu tarafta da yapılması, yani ortak görüş sahiplerinin “Kuvayi Milliye” ruhlu bir “Milli Cephe” oluşturması. Mesela Haydar Baş’ın BTP’si ile MHP’nin tam bir seçim ittifakına gitmesi. AKP’nin “seçim havucuna” karşı BTP’nin “Vatandaşlık Maaşı Projesi” halkın gündemi ile millî unsurların gündemini kucaklaştırır.
Ben ısrarla tekrar ediyorum: Vatan elden gitmesine rağmen millet vatanın elden gittiğine inanmıyor. İnansa AKP bu kadar teveccüh görebilir mi? Siz bakmayın “Ben inanıyorum!” diyenlere. Ben o “İnanıyorum” diyene soruyorum: “Madem inanıyorsun, dün akşama kadar vatan için ne yaptın?” Okey mi oynadın, bana laf mı yetiştirdin?
Devlet Bey “24 arkadaşını ara, bul, ikna et” dedi.
Bir tane buldun, bir tane ikna ettin mi?