Mezarlığa sandık!
Kayıtlar sahte!
Seçmen sahte!
Sonuçların gerçek olmasını herhalde bekleyemeyiz!
Bu sözler sabaha karşı Meclis'ten geçirilen İttifak Yasası tartışmaları içinde söylendi...
Yaptığı iki konuşma ile geceye damgasını vuran isim CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen oldu.
Pekşen, anneannesinin annesinin nüfus kayıtlarına göre hayatta göründüğünü söyledi; "Sizi kutluyorum, vefat etmiş anneannemin annesini dirilttiğiniz için size teşekkür ederim... Nerede oy kullanacağını da söylerseniz gidip tanışıp, ellerini öpeyim... Memleketi getirdiğiniz hale bakın! İnsanlık tarihi bu kadarını görmemişti."
Kayıtlara göre gerçekte ölmüş olan 2 milyon 537 bin kişiyi yaşıyor gibi gösterilmiş...
Pekşen "Alo mezarlık hattı kurun bari... ölüleri dirilttiğiniz yetmemiş gibi bir de hiç yaşamayan, hiç var olmayan seçmenler ürettiniz... Bu ortamda nasıl seçim yapılacak!" diyor.
"Muvazaaya muhtaç hale geldiniz... Bunu görmeyen Anayasa Mahkemesi'ni 900 rakımlı tepede oturtmayız... Saddam da, Kaddafi de seçimleri böyle yapmıştı. Bu tuzağa doğru gidiyorsunuz! Ama bilin ki 2019'dan sonra gideceğiniz yer yüce divandır..."
Pekşen "etki altına aldığınız yargıya bu kadar güvenmeyin" diyerek şu örneği verdi;
"Saddam kendisini yargılayan yargıca kızıyor 'bu nasıl hukuk düzeni, nasıl mahkeme, nasıl yasadır?!' Yargıç yanıt veriyor, 'bu yasaları siz yaptınız, siz!...' Türkiye sizin önünüze bu yasaları bir gün koyacak..."
***
Seçimler boykot edilecek mi?
Düşünün;
* Binde bir oyu olan ancak ittifaka dahil olan bir parti Meclis'te temsil edilecek
* Yüzde 9,9 oy alan ancak ittifaka dahil olmayan bir parti TBMM'ye temsilci gönderemeyecek!
İttifak Yasası, geçen gün yazdım, çok ince hesaplar yapılarak, seçim güvenliğini iktidar lehine ortadan kaldıran maddelerle AKP ve MHP'nin oyları ile kabul edildi.
MHP Lideri Bahçeli meseleyi AKP'den daha fazla önemsemiş olmalı çünkü; saat 14.00'te geldiği TBMM'den yasanın kabul edildiği ertesi gün sabah 09.42'ye kadar MHP Grubu'nun başında durdu.
İttifak Yasası için; 'seçimleri AKP'nin kazanmasını garantiye alma yasası' da diyebiliriz...
Nihayet CHP Parti Meclisi Üyesi Selin Sayek Böke "Gerçek bir seçimin asgari koşulları sağlanıncaya kadar boykot veya çekilme seçeneklerini ele almalıyız..." dedi...
***
Ne yapmalı?
Deneyimli siyaset insanı Emin Şirin ile konuşuyorum...
Şirin parti ittifaklarına seçimlere 60-90 gün kala siyasetin dinamiklerine bakılarak karar verilebileceğini ancak en önemli gündemin seçim güvenliği olduğunu söylüyor ve şöyle bir öneride bulunuyor;
"Yüksek Seçim Kurulu her sandığa dağıtacağı oy pusulalarını numaralandırsın. Her sandığa o ilin ilçenin ve sandığın kodu yazan pusulalar bırakılsın... Örneğin 300 pusula verilen sandıkta 200 oy kullanıldı. Kalan pusulalar iade edilsin... Bu pusulalar sandık kuruluna zimmetlensin..."
Bu yöntemle sahte pusulanın önüne geçilebilir...
***
Milletin projesi
AKP açısından önümüzdeki seçimler "varlık-yokluk" meselesi...
Her bir oyun önemi var... Bu nedenle ağır hakaretlerle birbirini "eleştiren" AKP-MHP ittifakı kurulabildi. Geçmişe sünger çekildi!
Ancak hesaplayamadıkları bir dinamik milletin içinden doğdu...
Halkın sağduyusu, beklenti ve ihtiyaçları İYİ Parti'yi fırtına gibi siyaset arenasında var etti.
İYİ Parti; Türkiye'yi ayrıştıran, Saray'ın "millî cephe", "millî ittifak" projesinin ölü doğmasına neden oldu...
Meral Akşener'e ciddi medya ambargosu uygulanıyor çünkü yaptığı konuşmalar ve değerlendirmeler insanların ciğerine işliyor...
Çok sahici, çok samimi konuşuyor;
"Bizim için Saray'ın küçük ortağı diyor ki; 'bunlar proje partisidir.' Evet, biz milletin projesiyiz, bu milletin proje partisiyiz... Türkiye konuşamıyor; insanlar evlerinde, beyler kahvelerinde, hanımlar günlerinde konuşamıyor. Eğer Türkiye konuşabilseydi; çözüm süreci denen yıkım sürecini, çalınan soruları konuşabilseydik, açılan hendekleri konuşabilseydik, Mardin, Şırnak, Hakkari'de 726 şehit vermezdik..."
Cesaret bulaşıcıdır...
Akşener cesaretin bayraktarlığını yapıyor...
Tarih bir başka ismi daha bu süreçte "direnenler" anıtına yazacaktır...
Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu... Bakın ne diyor;
"Hükümetin aleyhine konuşanlar hapse atılıyor... Ben deli miyim böyle bir mesuliyetin altına gireyim? Kaç bakanlık, kaç milletvekilliği?... Bu millet; hiçbir sayıda milletvekiline satılmaz!..."