Meydan okumak
Başbakan bir şeye o şey gibi bakmıyor. Anlaşılmaz felsefe cümlelerinden biri gibi oldu bu laf ama demek istiyorum ki; mesela, polise polis, askere asker gibi bakmıyor. Ya ne yapıyor. Devamlı meydan okuyor. Yargıya yargı gibi bakmıyor, emrindeki bir düzenleme gibi bakıyor ve meydan okuyor.
Darbeye darbe gibi bakmıyor, ondan korkuyor ve meydan okuyor. Neden darbe olur diye düşünmüyor.
Suça suç gibi bakmıyor, cezaya ceza gibi bakmıyor. Bir Dostoyevski okusaydı böyle yapmazdı. Eşyanın tabiatını anlamıyor ve onu bozuyor.
***
Özellikle hastalığa hastalık gibi bakmıyor, ona meydan okuyor.
Sakarya’dan İzmit’ten Üsküdar’daki evine gideceğine Yeşilköy’e Atatürk Havaalanı’na gidiyor nutuk söylüyor. Hem de 4 yerde... En az birer saat konuşuyor bu soğukta. Sonra Üsküdar’daki evine dönüyor, ondan sonra oturup Halk TV’yi izliyor. Zannedersiniz ki ertesi gün bir güzel yatıp dinlenecek. Hayır Manisa’ya gidiyor... O lafları Manisalılar 50 defa dinlemişken yeniden dinliyorlar. Kendine yazık ediyor. Fıtratı bozuyor...
***
Hukuka hukuk gibi bakmıyor. Blok oylarla oluşturduğu HSYK’yı eleştiriyor.
Adalet Bakanı’nın Emniyet’e gidip mühürlü zarfları aldığı, operasyon yapılmayacak dediği söyleniyor. Gece meçhul biri Mali Şube’ye sızıyor, bilgisayarları karıştırıyor oradan bir şeyler alıyor. Buna karşılık gazeteciler Emniyet’e alınmıyor.
Başbakan yasaları değiştiriyor, Emniyet Müdürleri’ni değiştiriyor. Beddua etmeyin, dua edin derken kendinden geçiyor. Yapılan zulümlerin içinde Allah’ın bedduası olduğunu unutuyor. Yaratılışa ve yaradana meydan okuyor.
***
Başbakan bütün yeşil alanlara, AVM yapılacak yer gözüyle bakıyor.
Göstericilere hiçbir şey gözüyle bakmıyor. Ölümleri için “emri ben verdim” diyerek, ölüme meydan okuyor. Hayata da meydan okuyor.
Başbakan bir şeye, o şey gibi bakmadığı için sürekli büyük tehlikeli işler yapıyor. Cemaatin milli orduya kumpas kurdular dediğini söylediklerine bakmayın. İlk defa milli lafı ediyorlar. Başbakan o zaman da meydan okumuş ve o davanın da savcısı olduğunu söylemişti. Milliliğe meydan okuyor. Ve sonsuz yanlışlar yapıyor. Hiç bunlardan dönme niyeti yok. Yaratılışa, tabiata, her güzel şeye meydan okuyup duruyor.