Merkez sağda yeni yapılanma senaryoları ve insansız uçaklar
“AKP sonrası senaryoları” başlıklı yazıdan sonra yüzlerce telefon, binlerce e-posta aldım. “Merkez sağ” daki yeni yapılanma gayretlerine ilgi müthiş. Biz yine Başkent’in derin kulislerine dönelim. Nerede kalmıştık, AKP’nin kapatılması sonrasında yasaklı siyasilerin milletvekillikleri düşecek. Yeni kurulacak partide liderlik ve fikir ayrılıkları baş göstereceği için bazı milliyetçi muhafazakârların MHP’ye gitme ihtimali vs. vs.
Anavatan Partisi ve Demokrat Parti’nin yeniden birleşme çalışmaları başlamış, ancak bir süre önce uykuya alındı. Sebeb-i hikmeti “Merkez sağ” daki yeni oluşum. Erkan Mumcu ve Süleyman Soylu’da yeni yapılanmayı bekliyor. Sadece ANAP ve DP değil, küçüle küçüle fikir kulübü haline dönüşen bazı partilerle, yıllardır iktidar alternatifi güçlü bir yapılanmanın içinde yer almak isteyen sendika, vakıf ve dernekler de umutla bekliyorlar.
Kamuoyunda AKP’den ihraç edilen Turhan Çömez ve halen AKP’nin MYK’sında bulunan Abdüllatif Şener’in isimlerinin geçtiği yapının lokomotifinin TOBB olduğu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ATO Başkanı Sinan Aygün, Ali Coşkun, Nevzat Yalçıntaş, Mehmet Dülger gibi siyasetin hem içinde hem de kıyısındaki etkin kişilerin adı da geçiyor. Hatta odalar ve esnaf kuruluşlarının desteği ile bir gecede 81 vilayette tabelaların asılabileceğine dair iddialar var.
Ancak AKP’nin kapatılması durumundaki yeni yapının teşkilat ayağında Milliyetçi kadrolara ihtiyaç var. Bu yüzden MHP’nin dışladığı, kapıdan içeri sokmadığı halde bir kenarda durum değerlendirmesi yapmakla yetinen önemli isimlere çengel atılacak... Bunun yolu için hazırlanacak zeminin önümüzdeki günlerde “Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı uygulamalar ve üyelikler” konusunda Cumhuriyet Başsavcılığının MHP’ye dava açabileceği konuşuluyor. Bir taş ile birden fazla hedef vurma planının açılımında ise “Anayasa Mahkemesi sadece AKP’ye değil, yasaları ihlal eden her kuruma dava açar. AKP davası siyasi değil, hukukidir” imajını vermek olduğu söyleniyor. Böylece “MHP’nin de kapatılma ihtimali olduğuna göre Türkiye’nin geleceği için merkez sağdaki yeni yapılanmanın içinde yer almakta bir beis yok.” Düşüncesini pompalayarak iktidar alternatifi oluşturmak. Bütün bunların yanında adı parlatılan isimlerden hiç birinin lider olması mümkün değil. Öncelikle “zengin bir kadro” oluşturup daha sonra yönetim kademesine şaibesiz, gölge düşmeyen yıpranmamış isimleri getirmek. Bu yapıya TÜSİAD gibi zenginler kulübünün direkt desteği şimdilik söz konusu değil. Ama TÜSİAD’ın rüzgara göre hiçbir gemiyi kaçırmadığını hatırlayanlar AKP’ye verilen desteğin günü geldiğinde yeni oluşumdan da esirgenmeyeceğini belirtiyor.
Peki bu senaryo tutar mı?
Önceki yazımda bütün bu gayretlere rağmen Ali Babacan’ın kurması muhtemel yeni kabinenin güvenoyu alabilecek rakamı koruyabileceğini ancak dağılma sürecini durdurup yeniden iktidar olmak için yerel seçimlerle birleştirilecek bir erken genel seçimden söz etmiştim. Son birkaç gündür referandum ile beraber 29 Haziran’da erken genel seçimden söz edilir oldu. AKP yöneticilerinin ciddiye aldığı bu alternatif Tayip Erdoğan’ın duvarına toslayacak. Erdoğan Haziran’da su yüzüne çıkacak ekonomik kriz esnasında seçime gitmeyi göze alamayacağı gibi kapatma davası sürecinde mağduriyet edebiyatının propagandası için ajanslara sipariş bile vermiş. Üstelik yeni yapılanma içinde yer alacak isimlere karşı önümüzdeki günlerde linç girişimleri için bilgi ve belge arşivleri de hazırlanıyor. Kısacası küresel ısınma yüzünden kurak ve bunaltıcı havaların hüküm süreceği bu yaz mevsiminde siyaset buram buram terleyecek.
Not: Saygıdeğer okuyucular, yarın için Türkiye’yi sarsacak, gündemi değiştirecek iddialı bir yazı hazırlıyorum. Hani şu insansız uçarlarla ilgili.
İsrail’den kiralanıp da terörle mücadele için kullanılan uçaklar...
Siz bugünden www.aykirihaber.net