Menfaat kardeşliği!
Dedi ki Tayyip Erdoğan;
- Şehir Üniversitesi üzerinden kamu bankasını dolandırmaya kalkıyorlar..
Kim için dedi?
"AK Parti'nin genel başkan adayı Ahmet Davutoğlu kardeşimdir." dediği Ahmet Davutoğlu için..
Kim için dedi?
2014 yılında; "Belki biraz acele ediyorum ama, 62. Hükümetin Başbakan adayı da yine kardeşim Ahmet Davutoğlu kardeşimdir" dediği kişi için dedi.
Peki bunları söylerken "Kardeşim Davutoğlu" dedi mi?
Demedi..
Peki ne dedi? "Malum zat"
**
Dedi ki Tayyip Erdoğan;
- Bu Şehir Üniversitesi meselesi için, selef olan Cumhurbaşkanı da beni aradı. Kusura bakmayın dedim..
Kim için dedi?
2007'de; "Cumhurbaşkanı adayımız kardeşim Abdullah Gül'dür." dediği Abdullah Gül için dedi..
Gerçi daha önce dediği gibi, "Birileri" demedi. Ama "11. Cumhurbaşkanı" da demedi. "Selef" deyip geçti.
**
Ahmet Davutoğlu resti gördü, "Mal varlıkları açıklansın" falan dedi..
Bunlar hep işin medyatik boyutu.. Karşılıklı taşlar atılıyor.. Millet tenis maçı izler gibi, bir o yana bir bu yana bakıyor.
17 yıldır susan bazı arkadaşların dili çözülüyor, falan filan..
Bu kakafonide şu noktayı kaçırmayın derim;
Eğer Türk Milleti'nin malı olan bir kamu bankası dolandırılmak istendiği iddiası, "Siyasi bir hesaplaşmanın" malzemesi değildir.
Bu, bildiğin "Hukuki bir hesaplaşmayı" gerektirir..
Düne kadar karnından konuşanların, bugün dilleri devreye girmişse, insanın gözü doğal olarak cesur ve yeminine sadık bir "Savcı" arıyor.
Çünkü bu hesaplaşmanın adresi toplantı salonları değil, mahkeme salonlarıdır..
**
Bir taraf "Üniversite arazisi üzerinden dolandırma" girişiminden bahsediyorsa,
Diğer taraf, "Mal varlıkları açıklansın" diyorsa, bir bildikleri var demektir..
Ve o bildikleri neyse, kendilerinden çok, milletin hazinesini, milletin parasını ilgilendiriyordur..
Dolayısıyla, evelemeye gevelemeye gerek yok, herkes bildiğini anlatmak zorundadır..
Bülent Arınç'ın deyimiyle, "Türkiye bağırsaklarını temizlemek zorunda"dır..
İlk sortilerden anlıyoruz ki, çoook birikmiş çok..
Ben demiyorum, biriktirenler diyor..
Hele bakın İYİ Parti için ne diyorlar
Yeni partiler kuruldu kurulacak..
Herkes elde kağıt-kalem hesap yapıyor.
Kim kimden ne alır?
Kim kiminle yan yana gelir?
Siyasette tablo ne olur?
**
Ve bu aralar "anketçi milleti" yine coştu..
Ard arda anketler açıklıyorlar..
Janjanlı başlıklarla duyuruyorlar..
Öyle başlıklarla sunuyorlar ki, "Aha yeni bir şey var" deyip haberin içine dalıyorsun, "Allah Allah", yeni olan hiçbir şey yok..
"Cumhur İttifakı geriliyor" başlıklarıyla sunuyorlar.
Bakıyorsun, iki partinin toplamı hala yüzde 52..
Peki CHP? Yerinde sayıyor..
Peki HDP? Oy oranında değişiklik yok..
İyi ama "Flaş.. Flaş.." başlıklarıyla duyurulan ne?
İktidar aynı, muhalefetin büyük bölümü aynı..
Amaaaa, işin içinde gizli bir başlık var..
Nedir o?
"İYİ Parti baraj altında"
**
Şunu not edin bir yere; herkes hesabını İYİ Parti üzerine yapıyor.
Bakın herkes diyorum..
Çünkü gerçekten de anahtar parti İYİ Parti..
Çünkü, iktidarın da, muhalefetin de seçmeninden oy alabilen parti, İYİ Parti..
Dolayısıyla, anketçi milleti üzerinden devreye girdiler..
Herkesin bir hesabı var. Ve hesaba hizmet edecek algı operasyonlarına şimdiden başladılar..
Bu aralar anketçi milletinden "Flaş flaş flaş" diye bir şey duyarsanız, bir de bu gözle bakın..
Bakın bakalım, iktidar ya da muhalefet cephesindeki rakamlarda bir değişiklik yokken, işin flaşı neymiş.. İşin "örtülü" başlığı neymiş..
Hele bakın ki, İYİ Parti'yle ilgili ne diyorlar?
Oradan anlarsınız niyeti..
Başkan görevden alınmışmış...
MHP Aydın İl Başkanı, İncirliova'nın İYİ Partili Belediye Başkanı Aytekin Kaya için "Asker karısı gibi ağlıyor" dedi.
Benim annem de bir asker eşidir..
Dolayısıyla, ağladığı zamanları iyi bilirim..
Bu başkanın bugün peşine takıldığı zihniyetin Cumhuriyet'e her darbesinde yeniden ağlar.
Memleket için ağlar.. 10 Kasım günü büyük bir Türk Milliyetçi'sine hasretle ağlar..
Bir Mehmet şehit olduğunda, en az onun eşi kadar ağlar.
Memleketin anası ağlamış, benim 'Asker eşi' anam ağlamış çok mu?
**
Görevden almışlar bu başkanı..
"Görevden aldık, mevzu kapandı" durumu..
Yoooo, öyle değil..
Onu öyle konuşturan görevi değildi ki..
Onu öyle konuşturan, peşine takıldığı zihniyetin, onun ruhuna enjekte ettiği kötülüktü..
**
Bu bir dil sürçmesi değildir..
Bu bir, "Boşluğuma geldi, ağzımdan çıkıverdi" hadisesi değildir.
Bu, Milliyetçiliği, siyasal İslam'ın oynak zemininde yürütmenin sonucudur..
Takip ettiği ayak izleri, 100 yıldır milletin ordusuyla sorunu olanların ayak izleridir..
Dil sürçmemiştir, ruh teslim olmuştur..
Siyasal İslam'ın peşine takılan Milliyetçinin (!) genetiği o kadar bozuldu ki, "Asker karısı gibi ağlamak" diyebiliyor artık..
Görevden alınması değil mesele..
Mesele, bir Türk Milliyetçisi'ni, "Mehmedimin eşine" bu sözleri edebilecek karaktere dönüştürmüş olmak..
**
Bu nasıl mümkün olur?
"Bozkurt" mankurtlaşırsa mümkün olur.
Ve Bozkurt'u, siyasal İslam'ın peşine takıp, girift ilişkilerle menfaat ağının ortasına atarsanız, koşa koşa mankurtlaşır..
Çünkü kirli bir ağın ortasında yolunu bulmak için, kirletenlerin ayak izlerini takip eder..
O ayak izlerinin, 100 yıldır bu milletin ordusuyla sorunu var..
O ayak izleri, 100 yıldır bu milletin ordusunu tehdit sayıyor..
O ayak izleri, 100 yıldır bu milletin ordusunu, nihai hedefi önünde engel görüyor..
Bu yüzdendir, siyasal İslam'ın Amerikan projesi olan ortağı FETÖ, Türk Ordusu'nu terör örgütü ilan edip kodese atarken, o da alkışlıyordu..
Bu kirli zihniyetin peşine takılır, o kirli ayak izlerini sahiplerinden daha büyük heyecanla takip edersen, o ilçe başkanı da o virüsü kapar arkadaş..
Kabahat ilçe başkanında değil..
Kabahat, Türk Miliyetçileri'ni, siyasal İslam'ın kirli ayak izlerini takip etmek zorunda bırakanlarda..
"Son kale"deki bu zafiyettir, yeni "Kaleyi" kurduran..