Memurlar "zam" diye beklerken askere "zam" niye?

Geçtiğimiz Pazar günü AKP Tekirdağ il kongresinde Başbakan Tayyip Erdoğan aslanlar gibi kükrüyordu:
 “Türkiye artık sabah erken kalkanın darbe yapabileceği bir ülke asla ve asla değildir”.
Bendeniz de aynı gün, “Pazar günü rehaveti” içinde Ankara büromuzda günlük gelişmeleri gözden geçirirken bir yandan da gazetelerin internet sitelerine düşen haberleri tarıyordum.
Bir de ne göreyim?
“Erdoğan’dan TSK’ya büyük jest!
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) zam müjdesi geldi. 28 Şubat soruşturması, 12 Eylül darbesi yargılaması, Ergenekon ve Balyoz davaları ile Genelkurmay eski Başkanı emekli Org. İlker Başbuğ’un tutuklanmasıyla gündemden düşmeyen TSK’ya, Hükümet jest yaptı.
TSK’daki kurmay subaylar ile Komutanlık ve Karargah Subaylığı (KOMKARSU) eğitimi alan personele, 123-354 TL arasında zam yapıldı.
2012 Askeri Personel Yan Ödeme Kararnamesi’nde yapılan değişiklik kapsamında general-amirallerin maaşları 354 TL, albaylarınki 283 TL, üsteğmenlerinki 212 TL, KOMKARSU eğitimi alan albaylarınki ise 177 TL artacak. Zamdan Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel de en üst düzeyde yararlanacak. Yapılan zam, maaşlarının üçte ikisini alan Ergenekon, Balyoz ve Kafes gibi çeşitli davalardan tutuklu yargılanan komutanlara da verilecek. Org. Özel’in zam önerisinin Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından olumlu karşılandığı öğrenildi.”
AKP, iktidara geldiğinden bugüne ilk kez memur maaş artışı dışında askere zam yaptı. Çeşitli kaynaklarda ve ertesi gün bazı gazetelerde ufak görülebilen haberlerden, zammın Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe girdiği bilgisini de edindim. Aylardır memurla toplu sözleşme masasına oturmayan, memur maaş zamlarını geciktirmek için topu devamlı taca atan Tayyip Erdoğan ve iktidarına acaba birden bire bir şey mi olmuştu?
Aklıma Refah-Yol dönemi geldi. O zaman da rahmetli Necmettin Erbakan, askerin bütün maddi isteklerini fazlasıyla karşılıyor, fakat karşı cepheyi bir türlü tatmin edemiyordu. Sabah gazetesinden Okan Müderrisoğlu da geçtiğimiz hafta sonu köşesinde şu satırlara yer vermişti:
“Refah-Yol Hükümeti’ne gelinceye kadar bütçe hazırlıkları sırasında Genelkurmay’ın istediği ödeneğin yüzde 70-80’i ancak karşılanırdı. Merhum Erbakan, komutanlarla ilişkilerinde dikkatli idi. 1997’de denk bütçe şartlarında bile askerin istediği ödeneğin neredeyse tamamını karşılamıştı. O yıllarda, bütçedeki harcama kalemleri yeterli olmazsa ekim ayında Meclis açıldığında ‘Ek Ödenek Kanunu’ çıkarılırdı. Oysa 1997 yazında, savunma bütçesinin tamamının tüketilmesi söz konusu olmadığı gibi ek ödenek için zaman vardı. Bu açık gerçeğe karşın ‘Hükümet, askere para vermiyor’ kampanyası yürütüldü. Seneler sonra öğrendik ki o meşhur ödenek krizinden bir iki ay önce ‘Örtülü Ödenek’hesabından da askere ayrıca para aktarılmıştı. Örtülü ödenek, özel şartları gereği, harcamayı yapanın namusuna emanet edilir ve belgesi tutulmaz”.
Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’lilerin bugünkü afra-tafralarına, sattıkları cakalara sakın ha kanmayın!..
AKP’nin ilk kuruluşundan ve iktidara ilk geliş günlerinden, belli bir zaman dilimine kadar, Genelkurmay içinde hangi diyalog kapılarını nasıl ve kimlerle aradıklarına bizzat şahidim. Hatta, “askerle ilişkileri iyi isimler” AKP’nin kuruluş günlerinde sık sık Genelkurmay Karargahı’nın kapılarını çalar, “endişeleri giderir” ve “olup bitenleri arz” ederlerdi. “Askerle iyi olan”  bu isimler daha sonraki AKP kabinelerinde önemli görevler aldılar ama bazıları daha sonra tasfiye edildi.  
Refah Yol dönemi ile bugünkü AKP arasında itiraf etmeseler de bilinç altı benzerlikler bence çok fazla. Dönemin Adalet Bakanı olan ve bütün sıkıntılı MGK toplantılarına katılarak yakın tarihe tanıklık eden Şevket Kazan’a o günlerde asker maaşlarına yapılan zamların gerekçesini sorduk;
 “Bizim o tarihte yapmış olduğumuz zamlar genel anlamda uygulanan memur maaşlarına zam projesinin askere yönelik tarafı. Tabii olduğunu şöyle delillendireyim; Mesut Yılmaz’ın Mart ayında yaptığı bütçe konuşmasında Erbakan hocamız, ‘Senin bütçen 35 milyar dolar eksik’ dedi. Şu kadar memura vermen lazım, şu kadar köylüye vermen lazım, şu kadar işçiye vermen lazım şeklinde 35 milyar doların çerçevesini madde madde saydı, döktü. İşte burada memurlar için bahsedilen uygulamayı biz tabii Mesut Yılmaz’ın dediği gibi %30’luk oranlarla uygulamaya koymadık. Ne yaptık önce %50 verdik, sonra yılbaşında bir daha %50 verdik. Bu arada askerler ile ilgili bazı talepler karşısında belki onlara biraz daha verildi çünkü özellikle Güneydoğu bölgesindeki terörün bitmesini istiyorduk, ‘Çekiç Güç’ün Türkiye’den gönderilmesi konusunda kararlıydık. Bunun için de ondan boşalacak olan yerlerde özellikle askerin ek görevler yapması gerekiyordu. O nedenle bazı zamlar verildi.”
Şevket Kazan’a, askere bugün yapılan maaş zamlarını da sorduk;
“Tabiatıyla şu sıralarda özellikle Türkiye-Suriye sınırında meydana gelen olaylar Türkiye’yi muhtemel bir takım risklerle karşı karşıya koyuyor. O nedenle bu riskleri bir ölçüde psikolojik olarak hafifletmek bakımından böyle bir şey düşünülmüş olabilir. Ve şu anda yapılmakta olan yargılamaları, daha doğrusu, ifadeleri kamuoyunu rahatsız ediyor düşüncesi ile böyle bir takım şeyler düşünülmüş olabilir. Ama onlara  sormak lazım.”
Ödediğimiz vergilerle Harp Okullarından mezun ettiğimiz ve sonuna kadar da her türlü ihtiyaçlarını desteklediğimiz askerlerimize, her kuruşumuz her zaman sonuna kadar helal olsun.
Amaaa..
Bu tür zamanlamalarla yapılan zamlar benim içime hiç sinmiyor!..
Ya, sizin?..

Yazarın Diğer Yazıları