Memleketin aydınlık birikimi tarikat ve cemaatlerin ensesinde olacak

Birkaç gün önce Yeniçağ Gazetesi'nde bir haber yayımlandı. Gamze Dağ imzalı haberde "Çocuklarını okul yerine medreseye gönderdikleri ortaya çıktı. MEB bu durumu fark etmiyor mu?" diye soruluyordu.

Sosyal medyada paylaşılan bir videoyla ortaya çıkan olayda; habere konu olan paylaşım sahibinin, çocukların okula gönderilmemesi yönündeki ifadeleri ve bu durumun yaratacağı sorunlar karşısındaki ‘nasihatları’ dikkat çekiyordu.

***

Aynı gün soL Haber'de çocukların din paravanlı istismarının başka bir örneği gündeme geldi.

Çocuk evlerinde kalan ve devlet korumasında olması gereken çocukların tek bir kamu görevlisinin bile refakati olmaksızın, Mutlu Yuva Derneği’nin düzenlediği 40 günlük 'sözde eğitim' kampına alındığı ortaya çıktı. Söz konusu dernek, Nur Cemaati’nin bir kolu olan Suffa Vakfı’yla ilişkiliydi.

Haberin ardından gelen bakanlık açıklamasında dernekle 2019 yılında protokol yapıldığı ve durumun yasal olduğu belirtildi. Açıklamada "yasal" dendi ama kamp tepkiler üzerine planlanan tarihten önce sonlandırıldı.

Bu olay, devlet koruması altında olması gereken çocukların protokol kapsamında cemaat kampına gönderilmesinin ne ilk ne de tek örneğiydi. Bakanlık korumasındaki çocuklar başka vakıf ve derneklere de 'protokol kapsamında' teslim edilmişti.

***

İki gün önce de bir açıklama ile manşetlere taşındı ‘din paravanlı çocuk istismarı’ gündemi. Açıklamanın sahibi eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, bugünün TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık'tı. Bakanlığı döneminde depremzede refakatsiz çocukların Menzil tarikatının evlerinde kaldığı iddialarına yanıt veren Yanık, şu ifadeleri kullanıyordu:

"Durak (Menzil) köyü Buhara evlerinde refakatsiz çocukların kaldığı haberlerine istinaden, Adıyaman Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüzce Menzil köyünde inceleme yapılmıştır. Ailelerin kaldığı çadır kentler tek tek gezilmiştir. Yapılan inceleme ve gözlemlerde refakatsiz olarak hiçbir çocuğun barınmadığı, çocukların aile bütünlüğü içerisinde ailesi ile birlikte kaldığı, ailelerin ise kendi istekleri ile kaldıkları görülmüştür."

Devletin gerektiğinde ailesinden dahi koruması gerektiği çocukların ‘aile gözetiminde’ tarikata teslim edilişinin açıklamasıydı bu.

***

AKP iktidarı döneminde tamamlanan "karşı devrim" sürecinin olgunlaştırdığı, kanuna uydurulmuş, meşrulaştırılmış gerici, antilaik, cumhuriyet düşmanı uygulamaların çıktılarından birkaçıydı bunlar.

Çocuklarını okul yerine medreseye gönderilmesine yönelik işlem yapılmıyor, devlet korumasındaki çocukların cemaat kampına gönderilmesi resmi açıklamalarla aklanıyor, depremzede refakatsiz çocukların Menzil tarikatının evlerinde kaldığı yönündeki iddialar "aileleri yanlarında" söylemi ile gerekçelendiriliyordu.

"Nerede bu devlet?", "MEB bu durumu fark etmiyor mu?", "Neden yaptırım uygulanmıyor?” sorularının yanıtı tam da buradaydı.

Olması gereken oluyor, kısık ateşte haşlanan zihinler servise hazırlanıyordu.

***

Peki Cumhuriyetin ilerici kazanımları ile din paravanlı gerici ilerleyiş arasındaki savaşımda varılan bu çıktıda son perdeyi mi izliyoruz gerçekten?

Bu toprakların ilerici, aydın, laik birikimi çekildiği köşede izleyecek miydi tepemizden aşağıya boşaltılan katranı?

Manşetlere konu olan tüm hak gaspları, gözyaşları, kanunu uydurulmuş kanunsuzluklar aynı karanlığa çıkmıyor mu?

Akbelen'de katledilen ağaçlar,

Hatay’da imara açılan zeytinlikler,

depremlerde ölüme terk edilen anneler, babalar, çocuklar, kayıplara karışanlar,

infaz düzenlemesiyle birlikte faillere açılan kucaklar,

Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara'nın Nur cemaatine bağlı bir evdeki intiharı

Ve Münevver!

Garipoğlu ailesinin ritüelistik cinayetinin üstüne örtülen KARABULUT…

***

Akan her gözyaşı aynı karanlığa çıkıyor.

Ancak bu karanlığı mesken edinenler unutmasın.

Memleketin aydınlık birikimi laik yarınlardan vazgeçmedi.

Bu birikimin sahneleri var sanatla karşı koyacak,

öğretmenleri var kuşatmaya karşı duracak,

çocukları var bu bayrağı yarınlara taşıyacak,

kalemleri var tükenmeden yazacak:

Tarikatların ve cemaatlerin ensesindeyiz!

Yazarın Diğer Yazıları