Memleket ekonomisinin yatak odası hüsranı

21 Aralık 2014.
Asgari ücret 891 Türk Lirası
1 Amerikan Doları 2,32 Türk Lirası
Enflasyon yüzde 8,85

Bisse gömleklerinin sahibi Mustafa Kefeli''nin oğlu Ahmet Onur Kefeli''nin WOW Hotel’de gerçekleşen görkemli düğünündeydi gözler.

Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş''ın kıydığı nikahta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik çiftin şahitleri oldu.

***

Erdoğan, nikah cüzdanını çifte vermeden hemen önce memleket ekonomisinin evlilikten beklentisini şöyle anlattı:

"Evlilik uzun bir yolculuk. İyi günler var, kötü günler var. İyi günler paylaştıkça çoğalır ama kötü günlerde sabrettikçe elbet mutluluğa dönüşür. Beypazarı''ndan bir amcamın bana tavsiyesi var, diyor ki; bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah kerim...

Ekonomide bir kaide vardır. Genç, dinamik demek. Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler. Neslin önemi, gücü ekonomide olduğu gibi manen de çok önemli."

***

O gün ilk değildi, sonrasında da sık sık tekrarladı.

O “Doğurun” dedikçe kalabalık alkışladı.

Günler yılları, siyasetin aklımızla oynamaktan vazgeçmediği gündemleriyle kovaladı.

Ve Erdoğan''ın "1-2-3-4 çocuk, gerisi Allah kerim" dediği dönemde rahme düşen çocuklar için ders zili çaldı.

2022-2023 eğitim öğretim yılının başladığı Eylül ayında gazete manşetleri kahreden bir gündeme daha yer açtı:

"OKULLARDA ÇOCUKLAR AÇ"

Türkiye’de 10 yaş altı her 100 çocuktan 22’sinin öğrenme yoksulu olduğunu söyleyen eğitimci, 1 milyon 358 bin çocuğun açlık sınırında olduğunu anlatıyordu haberde.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine yer verilen bir haberde ise ekonomik yoksunluk nedeniyle korunmaya, yardıma muhtaç çocuk ve ihtiyaç sahibi aile sayısının son yıllarda hızla arttığı ve bu artışın en önemli nedeninin işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik olduğundan bahsediliyordu.

Başka bir haber ise “Okullarda her dört çocuktan biri aç…” diye başlıyordu satırlara…

***

Yurdun dört yanındaki okullardan benzer haberler gelmeye devam etti. Derken öğrenciler için ücretsiz yemek konuşulmaya başlandı.

Çocukların açlık sorunu hakkında Meclis''e soru önergeleri verildi. Çocuklara okulda bir öğün ücretsiz yemek verilmesi için kampanyalar düzenlendi.

Eğitim öğretim yılının başından bu yana konuşulan, acil eylem planı gerektiren böyle bir durumda bakanlıktan beklenen açıklama, beklenmedik gülünçlüğüyle Aralık ayında geldi.

Ocak ayından itibaren okul öncesinde ve taşımalı eğitimin görüldüğü okullarda ücretsiz yemek uygulamasının kademeli olarak artırılacağını açıklayan bakanlık, okullardaki açlık krizinin çözümü için 2023 yılı sonunu işaret etti.

***

Eğitimin bütün kademelerinde ayrımsız ve eşit olarak tüm çocuklara okul yemeğinin devlet tarafından karşılanması talebi yüksek sesle tekrarlandı ve dün iktidara yakın bir gazetede şu satırlara yer verildi:

"Bakan Mahmut Özer’in yakından takip ettiği proje kapsamında örnek yemek menüleri oluşturuldu, yemek hazırlanması ve sunumu için maddi destek aktarıldı. Yemeğin yapılmasında öncelik bakanlığın kendi meslek liseleri ve öğretmen evleri olacak. İlk etapta bir ihale ya da dışarıdan hizmet düşünülmüyor. İkinci aşamada ise taşımayla gelen öğrencilere değil tamamına yemek ..."

İkinci dönemin başlamasına sayılı günler kaldı ve görünen o ki öğrencilerin tamamını kapsayacak "ücretsiz yemek" uygulaması için hala net bir program ortada yok.

Nitekim çocuklar için acelesi olmayanların karnı tok…

***

Ve bugün, iktidarın yatak odası temelli ekonomik yaklaşımlarının yarattığı Türkiye’de;
1 Amerikan Doları 18,80 lira,
asgari ücret 8.506 lira,
enflasyon yüzde 64,27,
1 ekmek 5 lira,
1 litre süt 25 lira…

Yazarın Diğer Yazıları