Mehdi: Emniyet içinde yaşamak istiyoruz
Çadırda değil, Türkiye emniyet içinde yaşamamızı temin etsin...
Başbakan Recep Erdoğan, Avusturya’ya gitmeden önce kısa ve de sır vermeyen(!) açıklamayla “bir heyetim Kuzey Irak’taydı” dedi. Başbakan, Esenboğa’dan uçtuktan sonra esrarengiz heyet ile ilgili küçük bilgiler aktı.. Dışişleri Bakanlığı’ndan, Müsteşar Feridun Sinirlioğlu başkanlığında bir heyetin, Türkiye’nin bölgeye gönderdiği insani yardımı koordine etmek ve alınması gereken önlemleri yerinde görmek maksadıyla Kuzey Irak’a gittiği bilgisi sızdırıldı.
Ardından Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nda düzenlenen Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu toplantısında açıklama yaptı. Atalay, “Sincar’da Türkmenlerin kaldığı kamp oluşturma çalışmalarımız devam ediyor. Sincar’a ciddi yardım ulaştırdık. Çadır kampı oluşturacağız. Duhok’a ciddi bir yardımı ulaştırdık orada da kamp oluşturacağız” dedi.
Peki, Hükümet yetkililerinin Türkmenlere gönderdiklerini ileri sürdükleri bu yardımlar yeterli miydi?.. Yardımlar doğru adreslere gitmiş miydi?.. Erdoğan’ın Kuzey Irak’ta Kürt bölgesine gönderdiği Dışişleri Müsteşarı, Türkmenlerle ve Türkmen Cephesi temsilcileri ile görüşmüş müydü?.. Türkmenler, Erdoğan’ın Kuzey Irak’a heyet göndermesinden memnun kalmışlar mıydı?..
Irak’taki son gelişmelerle birlikte sıraladığım soruların cevaplarını alabilmek için Irak Türkmen Cephesi Sözcüsü Ali Mehdi ile Ankara-Kerkük telefon görüşmesi yaptım. Ali Mehdi, Erdoğan’ın Kuzey Irak’a gönderdiği heyetin görüşmeler için Türkmen Cephesi’nden kimsenin davet edilmediğini ve buna duyulan kırgınlıklarını açık bir dille ifade etti. Yalnızca insani yardım değil Türk Hükümetinden siyasi destek istediklerini de vurgulayan Ali Mehdi, “Sen kiminle görüşüyorsan ben de olmam lazım” diye net bir ifade kullandı. Mehdi, “Biz çadırlarda yaşamak istemiyoruz. Türkiye emniyet altında yaşamamızı temin etsin” diye net bir çağrıda daha bulundu. Türkmen Cephesi Sözcüsü Ali Mehdi, YENİÇAĞ’ın sorularını şöyle yanıtladı:
--Türkmen Cephesi’ndeki son durumu öğrenmek istiyorum. Türkmenlerin durumu nedir?
“Telafer’de belirsizlik var. Savaş var içeride ve dışarıda. Beşir kasabası halen IŞİD’in elinde. Tuzhurmatu’da gerginlik var. Tuzhurmatu boşaltıldı, yalnız erkekler kaldı. Kerkük’te ciddi tedirginlik var.”
--Türkmenler direnebiliyor mu?
“Direnme gücümüz yok. Kimse düşünmesin Türkmenlerin silahı var, direnecekler. Beşir’de eskiden kurulan Türkmen Sahva güçleri vardı 100-150 civarında. Onlara ne yedirecekler ki. Ama oyun tehlikeye gidiyor. İran, Irak’ta etkisini daha fazla göstermek istiyor. Ve bunu Kerkük’te daha fazla göstermek istiyor. Bundan da endişeli olan Iraklılar var. Ben de endişeliyim.
Artık İran bu bölgede yapılan bu olaylardan dolayı bir senaryo içinde. Nasıl Irak’ta etkisini daha fazla eder, onu da başardı diyebilirim. Şu ana kadar etkisi yoktu Kerkük’te. Artık o da etkili. Çünkü onların grupları var burada. Onlara bağlı milletvekilleri var. Onlara bağlı güçler var.”
--IŞİD’in Bağdat’a girme durumu var mı?
“Yok.”
--IŞİD’in Türkmen bölgelerine saldırılarında son durum..
“Maalesef, yani bizim şanssızlığımız IŞİD’in bütün olayları Türkmen bölgelerinden başlıyor, Türkmen bölgelerinde oluyor. En büyük zararı gören Türkmenlerdir. Çünkü biz bir çizgi halinde yaşıyoruz. Şiilerle, Sünni Arap Kürtlerin ortasındayız. IŞİD’in de olayları tam bu orta çizgide. Orta çizgide de Türkmen köyleri var, Türkmen Şii köyleri var. Saldırılar oraya oluyor. Şu ana kadar yüzden fazla kaybımız var.”
--Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu Kuzey Irak’a gitmiş ve yardımlar Türkmenlere ulaştı mı diye kontrol etmiş. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Duhok’ta, Sincar’da kamp kuruyoruz Türkmenlere yardım ediyoruz dedi. Sizin elinize yardımlar ulaşıyor mu?
“Sincar’daki bölgeye ulaşmış. Ama Kerkük’e göç eden Beşirliler, Tuzharmatu’dan, bir avuç köyden gelen Türkmenlere yardım yetişmemiş. Sincar’a belli bir nispette yardım yetişmiş. Ama biz Telaferliler, Beşirliler, Tuzharmatulular kendi evlerinde yaşamak istiyorlar. Çadırlarda yaşamak istemiyorlar. Bizim istediğimiz Türkiye elinden geleni yapsın. Yalnız malzeme ile değil, su yemek ile değil, onlar yapılacak insani bir görevdir, ama siyasi bakımından bizim bu bölgede nasıl emniyet altında yaşayacağımızı temin etsin. Kendi bölgelerimizde. Göçten sonra tabii insani yardımlar olur ama niye göç edelim. Bu siyasi bir olaydır. Irak’taki siyasetçilerle, ister Kuzey Irak’taki yöneticilerle görüşerek güvenliğimizi temin etsin. Türkmenlere neden saldırı yapılıyor. Neden merkezi hükümet bırakıyor bu IŞİD’in bizim bölgelere girmesini. Neden daha önceden önlem almıyor. Bu düşündürücü bir olay.”
--Feridun Sinirlioğlu’nun Kuzey Irak’taki görüşmesine Türkmen Cephesi’nden de katılan oldu mu?
“Maalesef...”
--Çağrılmadınız mı?
“Maalesef. Bizim siyasi destek dediğimiz budur. Sen kiminle görüşüyorsan ben de olmam lazım.”
Bir Ankara’daki algı operasyonuna bakın. Bir de Türkmen cephesindeki gerçeklere..
Dünya lideri(!) Kuzey Irak’a gönderdiği özel heyetin görüşmelerine neden Türkmen Cephesi temsilcilerini de dahil etmekte imtina eder?..
Ona da siz cevap verin!..