Medyayı susturmak yolun sonu demektir
Dezenformasyonla mücadele yasasının, adının aksine asıl amacının medyayı susturmak olduğu açıktır. Sonrasında siyasi iktidar ''''Halkı yanıltıcı bilgi'''' diye kendi isteği doğrultusunda yorum yaparak istemediği medyayı suçlayabilecektir.
AKP iktidarına bu güne kadar uyguladığı popülizm ve popülizmin ikinci aşaması olan otokrasi yetmedi, şimdi son aşama halkı sindirme aşamasına geldi.
Dünyada ve Türkiye''de geçmişe bakarsak; birçok popülist despotlar, iktidarda tutunabilmek ve hesap vermekten kaçmak için yasaklar getirmek zorunda kalmış ve bu yasaklar aynı zamanda onların da sonu olmuştur.
1- Dünyada son yıllarda popülist despotlardan en fazla zarar gören halk, Venezuela halkı oldu. Maduro, kendisinin başkanlığına tepki gösterenlere konuşma yasağı getirdi. Yandaş medya oluşturdu. 20 milyon kişiye 120 ton gıda kolisi dağıttı. 2015''te parlamento seçimlerini kaybetti. Erken seçim için anayasal süreç başlatıldı ve fakat Maduro gerek meclis kararını ve gerekse halkın topladığı 4 milyon imzayı reddetti. Meclis azil kararı çıkardı. Ancak üyeleri Maduro tarafından seçilen Anayasa Mahkemesi bu talebi anayasaya aykırı bularak reddetti. Bugün Venzuela''da siyasi, sosyal ve ekonomik düzen çökmüş ve halk zor durumdadır.
2- Popülist despotlar; kendilerini frenleyen demokrasinin kurumsal yapısını değiştirerek devleti ele geçirir, bürokrasiyi, yargıyı, basını ve gönüllü sivil toplum örgütlerini kontrol ederler.
Hitler, kendi hakimlerini ve kendi hukuk düzenini yarattı. Temyiz hakkını kaldırdı. İdam cezalarını artırdı. Hakimler Führer''in gamalı haç nişanını takmak zorundaydılar. Uymayan hakimler istifa ettirildi.
Filipinler eski devlet başkanı diktatör Ferdinand Marcos, 1965''ten 1986 yılına kadar iktidarda kaldı. Baştan itibaren devleti ve Filipinleri kendi mülkü gibi gördü, ülkedeki tüm sektörde sermaye sahibi oldu. 1986 yılında, ordunun da desteklediği halk ayaklanmasıyla devrildi.
3- Popülist despotlar; iktidarı sürdürmek için her seçimde daha fazla taviz vermek zorunda kalırlar; devlette ve siyasette rüşvet tezgahı kurarlar.
Türkçe konuşan ülkeler parlamenterler asamblesi üyesi olarak Azerbaycan Bakü ve Gence''de zaman zaman bulunduğum 2011 yılına kadar konuştuğum insanlar, devlette tayinlerin liyakate göre değil parayla satıldığını, toplanan bu paraların bürokrasi yoluyla üst makamlara kadar gittiğini, söylüyorlardı.
4- Popülist despotlar, kamusal kaynakları pervasız kullandıkları için, bir yandan da korku ve panik yaşarlar. Sonuç dikta çıkmazına kadar gider.
Korku ve panik yaşayan dikta rejimleri kendi güvenlik örgütlerini kurar. Hitler''in SS''leri, İran''ın Devrim Muhafızları, ideolojik militanlardan oluşan özel güvenlik güçleridir.
5- Türkiye''ye gelince; 30 Kasım 1958''de Demokrat Parti Adalet Bakanı Esat Budakoğlu; ilk sekiz yıllık DP hükümeti döneminde 811 gazeteciye toplam 57 yıl hapis cezası verildiğini açıkladı.
1980 darbesinin lideri Kenan Evren de Türkiye''de popülizmi kullanmış; kendini ve darbe yönetimini kabul ettirebilmek uğruna dini ve milli duyguları istismar etmiş; İmam Hatip Okulları en fazla onun döneminde açılmıştır.
AKP iktidarı, kamu kaynaklarını kullanarak yandaş basın yarattı. Şimdi yetmedi dezenformasyon yasası ile tüm medyayı kendi kontrolünde tutmak istiyor.