Mayıs'ta Lucescu gider, Güneş gelir
Hani "bir nezaket ziyareti" diye üstünde fazla durulmayan Yıldırım Demirören-Şenol Güneş görüşmesinin detaylarını bilmek ister misiniz? Özlü sözdeki gibi "Söyleme sırrını dostuna, dostunun da dostu vardır söyler dostuna" diyerek başlayayım.
Hiçbir transfer isteği yerine getirilmeyen, hatta bir yıldır para bile ödenmeyen Beşiktaş Teknik Direktörü Güneş küskün. Ayrılma kararı aldı. Düşüncesini en güvendiği kişilerle paylaştı. Bunlardan biri durumu Yıldırım Demirören'e iletti. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı da kendi açısından arayış içindeydi. Mircea Lucescu ile bir yere gidilemeyeceğine kanaat getirmişti. Bu defa yerli bir isim aramaya başlamıştı. Şenol Güneş adı zaten listesindeydi. Türk futbol tarihinde ilk defa "Dünya Üçüncülüğü" onunla kazanılmıştı. Yine FIFA'nın Konfederasyon Kupası'nda elde edilen üçüncülük de onun eseriydi.
Paranın değeri yok
Güneş büyük avantajlara sahip. Mesela maddi olarak tok gözlüdür. Üstelik ne dolar ne avro şartı öne sürer. Tam "yerli ve millî" tanımlamasına uygundur.
Türk futbolcusunu çok iyi tanır. Kimi hangi mevkide oynatacağını ondan iyi bilen yoktur.
İstediği transferleri yapmayan, "satmayın" dediklerini elden çıkaran Fikret Orman'la huzuru kalmayan Güneş sonunda TFF Başkanına ulaştı. Bir yerde nabız yokladı. "Müspet tavrı görünce" rahatladı. Ve beklemeye başladı.
Karşı hamle
"İyi işler benim, yanlışlar Hoca'nın" politikasını şiar edinen Orman "Güneş'in ayrılmaya hazırlandığını" tahmin etti. Mukaveleyi uzatmayı düşünmezken, birden atağa geçti. Yönetim adına "Biz Şenol Hoca'dan memnunuz. Ayrıca çok seviyoruz." laflarıyla taraftarın gözünü boyama moduna girdi.
Bir yerde sezon sonunda bitecek mukaveledeki tazminat maddesini devre dışı bırakma hesabı yaptı.
Başkan Orman ayrılık günü geldiğinde "Biz yollamadık o gitti!" diyebilecek zemini de hazırlamış olacak.
Unutmadan bir hatırlatma yapayım. Bir ara yerine getirilmesi düşünülen Slaven Biliç olayını Güneş'in unuttuğunu sanmayın. Hırvat çalıştırıcı iyi parayla Körfez'e gitmese, belki de şu anda Beşiktaş'ın başındaydı.
Tek ihtimal
Doğrucu, sözünün eri, Türkiye'nin karakterli çalıştırıcılarından olan Şenol Güneş'in en büyük vasfı sabrıdır.
Onun son çıkışına gelince; "Beşiktaş'ta kalabilirim" demesi tek nedenledir, vefa duygusundan. Başkanından uzaklaşan "Fikret istifa" diye bağıran taraftar Güneş'i seviyor.
***
Bayan efsane
Ringlerin yeni fırtınası Gülsüm Tatar. Soyadına aldanmayın. Sivaslı Seyfi Tatar'la alakası yok. Kızımız merhum Sinan Şamil Sam'ın hemşerisi. Yani Karslı. Ringlerin en başarılı boksörü Gülsüm iki defa dünya şampiyonluğu kazandı. Yedi defa da Avrupa birinciliği.
TRT Spor'da yayımlanan Orhan Ayhan'la programında izlediğimiz sporcumuzun erkeklere özgü sanılan dalda yüzünü bu kadar koruyabilmesi önemli. Sanki hiç yumruk almamış gibi.
Hedefe doğru
Gülsüm Tatar şimdi yeni kulvarında. Profesyonelliğe geçti. Bu dalda bugüne kadar dört maç yaptı ve hepsini süresinden önce bitirdi. Ekrana getirilen görüntüler arasında Rus'a daha ikinci rauntta havlu attırışı vardı ki, muhteşemdi.
Başarılı bayan boksörümüz 19 Şubat'ta Belçika'da "Dünya Şampiyonluğu"nun yolunu açacak önemli bir müsabakaya hazırlanıyor. Kazandığı an, zirveye yaklaşmış olacak.
***
Başakşehir'in niyeti
Büyükler mi alacak derken Sivas'ın Brezilyalı yıldızı Robinho Başakşehir'de. Yeni yılda 35'ine basacak bu futbolcuya 1,5 yıllığına 4 milyon avro (yarı yarıya) verilmesi neden? Bunun cevabı hazır. Şampiyonluk. Amaç Katarlılara satışta bu 4 milyonu 50 milyon olarak geri döndürmek. Başkan Göksel Gümüşdağ belediye başkan adaylığından ümidi kesince, tamamen ticarete döndü. Aylardır İBB başkanlığı için çalışan Gümüşdağ, eş durumundan bir ara hayli ümitlenmişti. Durum tersine döndü. Morali bozulduğu için tutkunu olduğu Galatasaray kulübünden bile istifa etti!
GÜNÜN SÖZÜ
Delilik, şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur; aptallık var olmamış bir zekânın var olmamaya devam edişidir. Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok... Peyami Safa