Mavi dosyanın şifresi...

Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, geçtiğimiz Pazartesi günü soruşturma önergeleri görüşülürken Meclis kürsüsünden savunma yapmadı. Bayraktar, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna konu olan 3 eski Bakan arkadaşı ile birlikte sabah Genel Merkezde AKP milletvekillerine yapılan izahatta konuştu, sinirlerine hakim olamadı ağladı, “Zor durumdayım, zor günler geçiriyorum, gece gündüz ağlıyorum” dedi. Bakanlıktan alındığı gün TV canlı yayınında “Ne yaptıysam senin talimatınla yaptım” diyerek itirafta bulunan Bayraktar bir süre ortadan yok olduktan sonra Başbakan Erdoğan’dan özür dileyip kendisini affetmesini istemişti. Geçen Pazartesi de aynısını yaptı. Recep Erdoğan’ın huzurunda, yerel seçimler öncesi adının karıştığı yolsuzluk iddialarına ilişkin herkesten özür dileyen Bayraktar, milletvekillerinin kendisini affetmesini de istedi. Sonra Meclis’e gitti görüşmeleri elini yüzüne kapayarak izleyebildi.
Yargının TOKİ dosyası ile ilgili takipsizlik kararı vermesine rağmen   AKP’li Erdoğan Bayraktar neden böyle fotoğraf veriyor?.. Bir zamanlar Recep Erdoğan’ın gözünde Bakanlar üstü olan bu isme ne oldu?..
AKP’de çok az kimsenin bildiği ve bir kurmayın ağzından duyduğum hikayeyi size aktarayım. Duyduğumda kulaklarıma inanamadığım olayı sizlere iletirken beni çok rahatsız eden ve sizi de edeceğinden şüphe duymadığım söz ve bölümleri atlayacağım. Başbakan Erdoğan’ın yakın çevresindeki isim, Erdoğan Bayraktar’ın “sen emrettin ben yaptım” dan sonra başından geçen talihsiz olayı şöyle anlattı;
 “Aradan bir süre geçti. Erdoğan Bayraktar’ı Tayyip Bey’in adamları bir yerde yakaladılar. Arabaya bindirip gezdirdiler. Sonra da gayet ezilmiş ve de yorulmuş bitap halde Başbakan’ın karşısına çıkardılar. Bayraktar’ın hali çok kötüydü. Konuşamıyordu. Tayyip Bey’in elinde mavi kapaklı bir dosya vardı ve bitik halde olan Bayraktar’a sallayarak  devamlı soruyordu; ” Bu dosyanın altında senin imzan yok mu? Ha! Yok mu?.. Şimdi ben bu dosyayı ne yapayım?.. Söyle ne yapayım. Bu imza senin değil mi?.. “
Duyup da kulaklarıma inanmakta zorluk çektiğim bu hadisenin aktarımını burada bırakacağım. Fikirlerine ve icraatlarına tamamen karşı da olsam bir başbakanla bir bakanın arasında böyle bir  olayın yaşanmamış olmasını isterdim. Anlatan AKP’de önemli bir isim olmasa pas geçebilirdim ama yine de bütün riskleri alarak lisan-ı münasiple  okura ulaştırmayı görev saydım.
Bir neden daha tetikledi beni;
Tavanda ortak Cumhurbaşkanı adayı arayışları.
Maalesef, Recep Erdoğan modeli bir Cumhurbaşkanı ülkeye öyle veya böyle yollardan dayatılmaya çalışılırken çatı adayı arayışının yine değirmene su taşımaktan öteye gitmeyeceğini peşinen ilan ediyorum. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2009 yılı yerel seçimleri öncesinde ebced hesabına dayanarak ilan ettiği seçim zaferi ve gerçek sonucunu hatırlayın.. Bahçeli 2011 genel seçiminden önce de benzer formüller gündeme getirmişti. Şimdi de üçgen formülleri..
Seçimlerin aritmetik ve geometrik formüller üzerinden kazanılmayacağını bu millet kaç kez gösterdi?.. Kaç kez daha göstersin?..
Bırakın, her parti kendi en iyi adayı ile meydana çıksın. Tavandan dikte ettiklerinizin tabanda alerji yaptığını ve bir kez daha yapacağı gerçeğini lütfen anlayın.
Tıkayın kulaklarınızı “Gül mü Erdoğan mı” tartışmalarına..
Size ne hangisinin aday olacağı!.. Birbirlerinden çok mu farkları var?..
Çıkartın güçlü adaylarınızı bir an önce.. Görün milletin ilk turdaki tercihlerini..
Kafa göz yararak bodoslama Çankaya yoluna dalan Recep Erdoğan’ın dışarı belli etmese de ilk turda seçilememe endişesi ve korkusu var. Bloklaşma ve ötekileştirme kozunu tekrar tekrar Erdoğan’ın eline vermeyin. Sizin çok beğendiğiniz tavan adayını milletin beğeneceği ve büyük teveccüh göstereceği konusunda elinizde garanti senedi mi var?.. Bir kez daha, milleti, inadına Recep Erdoğan noktasına el birliğiyle getirmeyin. Yine, “Bak benimle baş edemeyeceklerini biliyorlar. CHP-MHP bir araya geldi ama bir Tayyip Erdoğan etmez” dedirtmeyin Recep Erdoğan’a..
Bir parantez açayım. Devlet Bahçeli’nin başlatacağını söylediği çatı adayı turları sonrasında CHP’nin kendi adayı ile turlamaya başlayacağını tahmin ediyorum. Belki buna diğer muhalefet partileri de eklenir. Sonuçta çatıda bir aday çıkar çıkmaz, bilemem ama zaten muhalefetin cılızlığından yılgın halde olan milleti daha da yıldıracağınızdan ve adaylarınızı peşinen çok yıpratacağından emin olun.
Çatıdan taban kata inin. Bırakın kendinizi milletin hür iradesine. Dayatmayın. Zorla diktatörün kucağına itmeyin bu milleti. Erdoğan Köşke çıkarsa 2015 seçimlerinden sonra koalisyon olur hesapları da boş hesaplar. 2015’te de neyin ne olacağı belli olmaz.
Doğal ittifakın önünü açın, serbest bırakın millet de 24 Ağustos’ta (ikinci turda) en doğru kararı verebilsin..
Yoksa!.. 11 Ağustos’ta “aslında biz kazandık” masallarıyla yine kendinize güldürürsünüz.. 

Yazarın Diğer Yazıları