Maske dağıtamayan vizyon!

Dünya amansız bir mücadelede..

Koronaya karşı verilen bu mücadelenin en önemli mevzuu maske..

Amerika'dan İngiltere'ye koca koca devletler bile maske ihtiyacından, maske açığından söz ediyor..

Maske üretimi ve stoğu açısından en rahat olan birkaç ülkeden biri de Türkiye..

Neden mi?

Çünkü Türkiye'nin sektör olarak tekstilde bir geleneği ve gücü var..

Bir başka deyişle en güçlü olduğu alanlardan biri, belki de alan Tekstil..

Bir parmak şıklatmak yetti..

Sevgili dostum Ali Kıdık'ın atölyesi bile tek bir hamleyle maske üretimine döndü.

Dünyanın en ünlü markalarına kıyafet üreten fabrikalarımız, ağırlıklı olarak maske üretimine döndü..

Bu durum, böylesi bir salgın karşısında önemli bir güç..

Bu güce sahip sayılı ülkelerden biriyiz..

Ve bu gücü, az önce işaret ettiğim geleneğe borçluyuz..

Bu gelenek, bir stratejinin ürünü..

Temeli 1933 yılında atıldı..

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, ülkenin ikliminden, tarımından ve işgücünden süzdüğü bu stratejinin ürünü olarak Sümerbank kuruldu..

Sümerbank, bugün Türkiye'ye milyarlarca dolar getiren devasa tekstil sektörünün temel taşıdır, yol gösteren ışığıdır..

Sümerbank, dünyanın devasa ekonomileri maske peşine düşmüşken, sokak aralarında bile maske üretebilme avantajımızın, taa 1933'te atılmış temelidir..

**

Bunu niye hatırlattım..

87 yıl önce atılan bir temelle büyüyen bu sektör, bugün salgına karşı en önemli silahlardan biri olan maske konusunda avantajlı duruma getirdi..

Dünyanın birçok ülkesinin ihtiyaçlarını bile karşılayabilecek bir stoğumuz var..

Bir anlamda dünyayı maskeye boğabiliriz..

**

Peki bu avantaja rağmen, sağlık ordumuz da vatandaşlarımız da neden maskeye ulaşmakta zorlanıyor?

Neden biliyor musunuz?

97 yıl önceki muhteşem vizyonla atılan o tekstil adımı, evet bir gelenek, bir stratejik sektör oluşturdu..

Ama bugün o sektörün avantajını kullanabilecek akıl yok..

Bu vizyonun sahibi Cumhuriyete "Reklam Arası" dediler ya..

Hah, işte ne halt olduysa o 'Reklam Arası' bitince oldu..

Ve bugün dünyayı maskeye boğabilecek bir ülke, sağlık çalışanından vatandaşına maske ulaştıramıyor..

"Dur ucuza satayım" dedi olmadı..

"Bedava vereyim" dedi ama "PTT'yle mi dağıtsam, eczaneden mi versem?" diye kafası karıştı..

Koca koca ülkeler maske üretemediği için dağıtamıyor..

Bizim iktidar, üretilmiş maskeleri dağıtamıyor..

**

87 yıl önceki vizyona 'Reklam Arası' diyebilen cehaletin eli ayağı birbirine dolaştı..

87 yıl önce, "Yokluk içinde varlık" yaşayan bir millet, bu iktidarın döneminde "Varlık içinde yokluk" çekiyor..

Dünyanın en çok maske üretebilen ülkesinin hastanelerinde, sokaklarında, evlerinde millet maske bulamıyor..

Keşke reklam devam etseymiş.. Reklam bitince başlayan filminiz harbiden fos çıktı..

Maskeler Kandil'e mi gitti?

Maske rezaleti bununla bitmiyor..

Bakın, Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, TBMM'de bir basın toplantısı düzenledi..

Devletin ajansının geçtiği haberi göre, Türk Kızılay'ı Erbil'e, yani Barzani yöretimine maske ve gıda yardımı yapmıştı..

Salgın krizinde esamesi okunmayan Kızılay, belli ki peşmergeyi unutmamış, maskelerini eksik etmemiş..

**

Fakat bu arada önemli bir soru sordu Dikbayır..

Dedi ki;

- Türkiye, Kızılay aracılığıyla Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetime, maske ve gıda kolilerinden oluşan yardım malzemesi gönderdi.

Sonra ne oldu biliyor musunuz;

PKK'nın lider kadrosundan bir terörist, ajanslara demeç vererek, Barzani yönetimine, tıbbi malzeme yardımları için teşekkür etti.

Yani bizim yardımların bir bölümü Kandil'e gitmiş..

Sağlık ordumuzun neferleri maske bulamazken, dolaylı olarak PKK'lılara maske mi gönderiyorsunuz? Bunu hiç mi hesap edemiyorsunuz?

İYİ Parti'ye dil uzatmanın nasılsa bedeli yok. Buradan gelip ahkam kesmek kolay, hadsizce adımızı teröristlerle birlikte anmak kolay. Ortağınıza sorsanıza; "Siz o maskelerin PKK'ya gideceğini hiç mi düşünmediniz?" desenize..

Kızılay'ın kendisi ortada yok, maskeleri Kandil'de çıkıyor..

Bu ayıp da size yeter..

Bu millet de bunu unutmaz..

O yüzden, bari utanın da, susup oturun.

**

Cumhuriyetin vizyonu, Sümerbank'la temeli atılan tekstil sektörü, bugün bize büyük bir güç ve avantaj sunuyor..

Aynı güç ve avantaj, bugünün vizyonsuzluğuyla heba oluyor..

Cumhuriyetin becerisiyle, Cumhuriyeti "Reklam arası" olarak görenlerin beceriksizliğini yan yana koyunca, söylemeden edemiyor insan;

-Keşke reklam arası bitmeyeydi de, sizin şu başı-sonu belli olmayan filimleriniz başlamayaydı..

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları