Masal mı Peygamber mi?
“Şu İsa masalı iyi işimize yaradı...” diyen Papa II. Julius, frengiden ölmüştü...
Ve Papalar o kadar mütevâzıydılar ki dindarlığı hep halka bırakırlardı...
Artık frengi ölümlerine müsaade etmiyor tıp ilmi, imdâda yetişiyor, ne Papalar ne de kimse frengiden ölerek tarihe geçiyor...
Fakat zamânımızda ölünmeyen, öldürmeyen, öldürmediği gibi insan sağlığına zarar vermeyen hastalıklar da var...
“Şu Muhammed masalı da iyi işimize yaradı...” diyeni duymadık... Fakat masaldan başka türlü de bir muameleye lâyık görülmüyor...
“Aşağıların aşağısına yuvarlanmış bir toplumu yüksek ahlâkî değerlere kavuşturarak bir ahlâkî mi’rac vazifesi gören bir Peygamber”in, hangi cevazından, hangi izninden, hangi tac hangi sözünden, hangi davranışından, hangi ruhsatından, hangi tavsiyesinden, hangi uygulamasından ilhamla haram yenir?
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir...” diyen bir Peygamber’in hangi cevazından, hangi izninden, hangi sözünden, hangi davranışından, hangi ruhsatından, hangi tavsiyesinden, hangi uygulamasından ilhamla binlerce insanın hayatını değiştirecek kadar servete çerez parası diyebilir dindarlar?
“Yetim hakkı ve beytü’l mal”a dadanan fâreler hangi peygamberden ruhsat alırlar?
“Yiyiniz içiniz fakat israf etmeyiniz...” emrini tebliğ eden o mübelliğin hangi sünneti dindarları devlet malına, yetim hakkına el uzatmalarını sağlar?
“Çalan el, kızım Fâtıma’nın eli olsa keserim...” diyen Peygamber’in hangi cevazından, hangi izninden, hangi sözünden, hangi davranışından, hangi ruhsatından, hangi tavsiyesinden, hangi uygulamasından ilhamla dindarlar?
“Haksızlık karşısında susan dil şeytanın dilidir...” diyen Peygamber’in hangi hadisinden ve yine hangi sünnetinden istinbat ve istihrâc edilebilir haksızlık karşısında karanlık sessizliklere bürünmek? Dut yemiş bülbüllere dönmek?
Yoksa Maarrî’nin dediği gibi:
“Âlimin dini riyâ mıdır?”
Yoksa çocuklarına Muhammed ismini, Mehmet ismini koyan bu toplumun içinden bu kadar hırsız, bu kadar arsız, bu kadar riyâkâr, bu kadar yalancı, bu kadar güce tapınan insan insanlar nasıl çıkar?
Yoksa “Peygamber’in izindeyiz...” diye gençliklerini tüketenler, güce ulaştıklarında peygamberi hangi masalın masalsı kahramanı yaparlar?
Yemeğe tuzla başlayanlar, tuvalete sol ayağı ile girenler, suyu oturarak içenler, teşehhüd miktarı oturduklarında sağ ellerinin işâret parmaklarını kaldıranlar, yüzündeki kıldan medet umanlar, başındaki sarıkla, sırtındaki cüppeyle, ayağındaki şalvarla kendini ayrıcalıklı hissedenler, kutlu doğumlarda güller dağıtanlar...
Sizin işinize yarayan ‘Muhammed Masalı’nı kimler anlattı size?
Size anlatılan masala mı inanıyorsunuz yoksa Peygamber’e mi?