Marş, yemin, "and", oldu sana İran!..

Danıştay müthiş bir karar verdi ve AKP'nin "Andımız"la ilgili yasağını kaldırınca, gerici-bölücü takımı zıvanadan çıkmışçasına ayaklandı!..

En çok AKP'liler, onların yandaş sendikaları, Türklüğe karşı çıkarken ırkçılık yapmaktan kaçınmayan PKK'lılar, onların türevleri ve solculuğu Atatürk düşmanlığı olarak yorumlamaktan bir türlü kurtulamayan "kinci" cumhuriyetçilerle liboşlar öfkelendi!.. Yazık onlara ki, her zamanki hastalıkları!..

İçinde "Türk'üm, doğruyum, çalışkanım" sözcükleri geçen bir "and"a karşı ayaklanan internet gürühu ise Danıştay'ı topa tuttu ama cumhuriyetçi kesim taviz vermedi... Çünkü memleketin büyük bölümünün "doğruyum" demekten gocunmadığı herkesin malumu...

Velhasıl; memleket kuşatılsa -işte PKK şehir merkezlerinde geçit töreni yaparken- bile kılını kıpırdatamayan kimi çevreler "Andımız" üzerinden de fırsat bulmuşken, Atatürk ve cumhuriyete zehirli kinlerini kustular...

AKP'li Bekir Bozdağ'ın Danıştay'ı hedef alan sözleri MHP lideri Devlet Bahçeli'den çok sert yanıt alınca, adeta "and olsun" diye kurulan "Cumhur İttifakı" bile çatladı ama Erdoğan öfkenin peşini bırakmadı...

Dedi ki Erdoğan, "Türk'üz ama Türkçü değiliz, İstiklal Marşı'ndan başka marş ve and tanımıyoruz..."

Peki, gerçekten öyle mi?..

***

Kırşehir'de neler oluyor?..

Erdoğan ne kadar "tanımıyoruz" dese de; "Andımız"ın nasıl birleştirici, başıboşluğu giderici ve her kafadan başka bir ses çıkmasını engelleyen çekiciliği olduğunu kanıtlayan şok edici bir video çıktı ortaya...

Sosyal medyada infiale yol açan ve "Andımız"a yönelik tepki karşısındaki çelişkiyi de deşifre eden video İran'ın Kum kentinde değil, meğerse Kırşehir'deki Fatıma Zehra Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde çekilmiş!..

Videodan kim olduğu pek anlaşılmıyor ama Kırşehir eski valisi olduğu belirtilen zat, askerî birlikte teftiş varmış gibi dizilen öğrencilere "selamünaleyküm" diyor...

Öğrenciler ise hep bir ağızdan yüksek sesle, "Aleyküm selam... Bu ne güzel kelam, yaşasın İslam, elimizde Kur'an. Kalbimizde iman..." diye devam eden bir şiirle (ant-yemin) yanıt veriyor...

Şimdi gelelim "Andımız" yasağıyla çelişirken, ikiyüzlü suratlara da çarpan o videoya... İslam'la, Kur'an'la derdi olana şaşarım...

Hadi Erdoğan gibi de yanıtlayalım; "Müslümanız ama dinci değiliz" de, bu marş ya da "and", laik cumhuriyetin okullarında hangi kararla, yasayla okutuluyor, yurttaki kaç okulda bu "şiir-slogan-yemin" ve benzerleri zorunlu tutuluyor?..

En önemlisi de birleştirici olan ve doğruluğu, iyiliği yurt sevgisini anlatan "Andımız"ı yasaklatan Erdoğan "başka marş, and" tanımıyoruz derken, Kırşehir liselerinde okutulan bu andı da tanımıyor mu acaba?..

Bir vahim soru daha; yarın Nakşiler, Nurcular, IŞİD yanlıları, El Kaide hayranları, PKK sevicileri ve Kürt Hizbullahı'nın "laik devlet, yıkılacak elbet" diye slogan atan destekçileri de Anadolu'daki okullarda kendi ideolojilerini bulaştırdıkları şiirleri "marş"a çevirirlerse ne olur?..

Onlar da sözde şiirleri "marş" ya da "and" diye okutmaya başlarlarsa, birleştirici olan Andımız'ı yasaklayanlar eğitimdeki kargaşayı ve başıboşluğu nasıl engelleyecekler acaba?..

Arnavutköy'ün "hortum"u!..

Sayıştay tam 120 sayfadan oluşan bir rapor hazırlamış... Her sayfası şok edici, sarsıcı ve mide bulandırıcı iddialarla dolu...

"Mal ve hizmet alım ihalelerindeki usulsüzlüklerden, personel araçlarının mesai haricinde kullanımına, park alanlarının özel sitelere kiralanarak halkın kullanımına kapatılmasından, bazı cemiyet ve vakıflara ait özel okullara büyük meblağlarda yardımlar" yapılmasına kadar yüzlerce vahim iddia Sayıştay raporunda...

Bu rapor bir belediyedeki usulsüzlük iddiaları için yazılmış ama nedense siyaset günlerdir suspus!!!

Hangi partiye bağlı acaba bu enflasyonu "hortum"da (!) bile patlatan belediye?.. CHP mi, MHP mi, İYİ Parti mi yoksa HDP mi?.. Ne yazık ki değil...

Zaten onlardan biri olsaydı, tıpkı CHP'li Ataşehir ya da Beşiktaş belediye başkanlarına yapıldığı gibi hemen koltuktan atılırdı...

CHP'li belediyeleri her fırsatta topa tutan yandaş medya susuyor ama YENİÇAĞ günlerdir rezaletleri yazıyor... "Bir metre hortum için 78 TL" fatura kesilen bu kurum, AKP'li Arnavutköy Belediyesi?..

Lafı uzatmadan soralım o halde; Sayıştay gibi çok önemli bir kurum vahim iddiaları 120 sayfalık raporla deşifre etmişken Arnavutköy Belediyesi'ni yönetenler nasıl oluyor da halen koltuklarındalar acaba?..

Hadi bu kadar vahim iddia karşısında AKP'liler ve medyaları susuyor, o halde asıl mesele şu olmalı değil mi; Muhalefet partilerinden biri tüm bu skandallara rağmen Mart ayında yapılacak seçimlerde Arnavutköy'ü hortumseverlerden kurtaramazsa yazıklar olsun!..

Devletteki "e-nabız" atıyor mu?..

Sağlık Bakanlığı "e-devlet" sistemine entegre olarak "e-nabız" adlı bir sağlık takip sistemi kurmuş...

Sistemin kurulduğu televizyon reklamlarında bağıra bağıra duyuruluyor da, sağlık gibi önemli bir konuda gerektiği gibi işliyor mu acaba?..

Örneğin, İstanbul'daki sağlık kurumlarında yapılan tahliller ve benzeri veriler sisteme nedense girmiyor!.. Ve ne tuhaf ki, bu konuda "e-nabız" sisteminin web sayfasındaki şikayet bölümüne yazan yurttaşlara, "tahlil yaptırdığınız sağlık kurumundaki hasta hakları masasına başvurunuz" gibi topu taca atan bir yanıt veriliyor...

Örneğin, İstanbul'un Şile ve Maltepe ilçelerindeki sağlık merkezlerinde yapılan tahliller de sistemde görünmüyor...

Vatandaşı hasta hakları masasına yönlendiren Sağlık Bakanlığı'nın "e-nabız" yöneticileri, yasa gereği zorunlu olan verilerin merkeze niçin gönderilmediğini neden bizzat takip etmiyorlar ki?.. Madem bilişimde entegrasyon var, takip vatandaşın işi mi?..

İletişim çağında "bilişim" kullanmak iyi de, "e-nabız"da olduğu gibi sistemi doğru entegre etmeyince aksaklık yaşanıyor işte...

Sağlık Bakanı bu sistemi kimlerin, kaç paraya kurduğunu soruşturmalı, sistemde "nabız" gerçekten atıyor mu iyice bakmalı bizce?..

Yoksa "e-nabız" da birçok şov malzemesi içinde göstermelik kalır ki, devletin parasına da milletin güvenine de yazık olur...

Yazarın Diğer Yazıları