Malatya'nın stratejik derinliği

Suriye’de düşen uçağımız ile ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri dün iki gazete aracılığıyla planlı bir tatbikat yaptı.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, “savaş çıkaracak halimiz yok” dedi.
Askeri uçağımızın düşmesinin ardından yapılan ilk kritik devlet zirvelerinde Tayyip Erdoğan’ın savaş talebine rağmen TSK’nın (bu ifade tarzını hiç sevmem ama burada kullanmaya mecburum- aht) savaşa “hayır” dediğini ve nasıl dediğini, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in ifadelerini sıcağı sıcağına ilk bu köşeden duyurmuştum.
Necdet Özel’in açıklamalarına paralel başka bir açıklama da Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun’un ağzından yapıldı.
Uçağımızın düşürülüşü öncesi ve sonrası ile ilgili servis, medya organlarının yazıp çizdiklerini Türk Silahlı Kuvvetleri’nin açıklamalarıyla karıştırmayın. Bir çok “servis”; at izi ile it izi karıştırılsın diye yapıldı. Hükümetin baştan beri yaptığı tüm açıklamalar hep kafa karıştırmaktan ibaretti. Türk Silahlı Kuvvetleri dikkatli bir süreç izledi. Teknik, yalın açıklamalar yapmakla yetindi. Ta ki düne kadar.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile sözcüsü Baki Kavun Paşa, içeriden ve dışarıdan yaratılan kirliliğe karşı, “Silahlı Kuvvetlerin açıklamalarına itibar edin” in altını ısrarla çizdiler.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tezgahladığı oyunun içine sokamayan ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın son açıklamalarına dikkat edin. Ağzından savaş salyaları akıyor.
Bu kızgınlık bu hiddet niye acaba?
Ustaca tezgahladıkları bir oyuna birileri düşürülemedi mi?
 “Zor bir dönemden geçiyoruz. Hassas bir dönem. Bak biz üçümüz (Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu ve 1’inci Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman) 45 yıllık dostuz. Sınıf arkadaşıyız. Askeriz. Ömrümüz askerlikle geçti. İşimizi yapıyoruz. Herkes kendi işini yaparsa iyiye ulaşırız. Herhalde askerliği en iyi biz biliriz. Askerler bilir. Herkes de bizi anlasın. Milli menfaatler her şeyin üzerindedir. Suriye konusunda da böyle. Aykırı sesler görüyoruz, üzülüyoruz. Silahlı Kuvvetler’in açıklamalarına itibar edilmelidir. Biz siyasileri an be an bilgilendirdik. Bak bu ülke hepimizin. Önce ülkemiz gelir.”
Genelkurmay Başkanı’nın ağzından çıkan bu sözlerin adresi açık ve net. Bu sözler gazete okuyucularına değil.
 “Herkes kendi işine baksın”.
TSK’nın artık sabrının son noktasında olduğunu anlatan sözler.
 “Tezgahı yemedik” daha başka nasıl anlatılabilir ki?
 “Siyasi konulara girmem” diyen Necdet Özel, burada siyasetin içine neden giriyor acaba?
Hem Necdet Özel’in hem de Baki Kavun’un gazetelere söylediklerine bakıldığında net bir sıkıntı okunuyor.
Bu sıkıntının adı;
 “Bir şeyleri bilip de söyleyememek. Dile getirememek. Eğer dile getirilirse...”
Genelkurmay karargahında yapılan titiz incelemeler ve değerlendirmeleri de göz önüne alarak bazı tahminlerde bulunalım.
Kürecik’deki NATO şemsiyeli Amerikan üssü-Malatya.
Erhaç Havaalanı-Malatya.
Başta Kürecik olmak üzere bölgeye yerleşen CIA ajanlarının bölgedeki hummalı faaliyetleri..
...
Burada bırakıyorum!..
İki paşanın açıklamalarını Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sesi olarak değerlendirin.
Son not:
Kendi kendime yüksek sesle düşünüyorum;
Askeri uçağımızın düşürülmesinin ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin Suriye sınırına kaydırdığı askeri birlikler acaba Esad rejimine karşı sınırımızın yol geçen hanına çevrilmesine karşı bir önlem olabilir mi?
TSK, böylece -geç de olsa- sınırımızdan geliş ve gidişleri kesmeyi planlamış olabilir mi ?
Bayan Clinton’un bu kadar açıktan bağırması ile birlikte, TSK üstünde yeni başka baskılar olması muhtemel değil mi?
TSK, askeri uçağımızın düşürülmesinin ardından Suriye’ye aynı derecede cevap verecek güçte değil miydi?
TSK şu anda Suriye’nin askeri hareket kabiliyet gücünü, kaç tankının yürüyebildiğini kaç uçağının havalanabileceğini bilmiyor mu?
Ağustos’taki Yüksek Askeri Şûra öncesinde Genelkurmay karargahından yapılan açıklamalar tarihi bir önem taşıyordu.
Yine pek gürültülü bir yaz şûrası yaşayacağız herhalde...

Yazarın Diğer Yazıları