Bu defa değişik bir kanalla başladım. TELE-1'le açılışı yaptım. Fatma Nur Ak gazeteleri yorumluyordu. O anda alıntı Sözcü'dendi. Makarna Üreticileri Derneği Başkanı'nın açıklamasına yer veriyordu. Bu üründe bir yıl içinde dünya sekizinciliğine yükselmişiz. Yanlış anlamayın üretimde değil tüketimde.
Hem de ne yükseliş; bir sene önceye göre tam 10 basamak atlamışız.
Bu sizce neyin ifadesi. Daha doğrusu sonucu? Sanırım anlamışsınızdır. Enflasyon ve durdurulamayan zamlar sonucu vatandaşın satın alma gücü makarnaya kadar indi. Allah beterinden saklasın diyeceğim ama, insanın yiyeceği daha ucuz ne kaldı?
Koçan kaynatanlar
Ilgaz'ın dağ köylerinde mısır koçanı ve kurutulmuş domatesle tencere kaynatanları görmüş biriyim. Yine de devletine dua ediyorlardı.
Hani şimdilerde makarna deyince, durumu daha iyi değerlendirmeliyiz. En iyisi durum buğdayından yapılır. Türkiye'de yapılanların en iyisi kesinlikle Barilla. Bunu da Filiz'in tesislerinde gerçekleştiriyoruz. Fiyatı diğerlerine göre epey pahalı.
Hatta, aynı makarnanın İtalya'da üretilenlerini Migros'larda bulabilirsiniz. Bir paketi "en fazla yarım kiloluk" 12,50 liraya satılıyor. Bizim erişteye benzeyenleri de aynı etiketle raflarda. Anlayacağınız "zengin makarnası."
Her şeyi para
Böylesi bir makarnayı haşlayıp lalettayin yağla servis yapamazsınız. Mutlaka "sızma zeytinyağı" katacaksınız. Parmasan veya bizdeki benzerlerini ilave edeceksiniz. Üstüne de domates soslu kıyma.
Farkında mısınız nereden nereye geldik. Pakette 100 gram eksiltilmiş sıra buğdayından alamazken, kalkıp nelerden bahsediyoruz.
Bu ekonomik gidişle "makarna tüketiminde yakında ilk üçe gireriz." Evet biz yine manicilik yapıp bu konuyu noktalayalım "Makarna dediğin, odur tek yediğin." Bu dize, makarnaya ekmeği katık edenler için...
BUNU YAPMAYIN
Kanlı bir kalkışmanın telini doğal. Hafızalardan çıkmaması için toplantılar yapılması da şart.
"Hafıza 15 Temmuz" ve benzeri mekanlarla takviyesi iyi fikir. Fakat bazı yerlerdeki hedef göstermeler yanlış. Eğer CHP'li, üstelik bayan bir belediye başkanı meydanı terk etmek zorunda bırakılıyorsa, iki kere hata.
Kaldı ki, protesto edilmesi gerekenleri karşı siyasi oluşumlarda aramasınlar. Bunların burunlarının dibinde. Araziye uymuş olmaları da onları kurtaramaz.
Bir takım yanlışlara tevessül edenleri, ellerini vicdanlarına koymalarını öneriyorum.
İtiraf
Tam da 15 Temmuz günü ucundan kenarından da olsa "FETÖ'ye yardım ettiklerini itiraf edenleri" ne yapacağız? Bülent Arınç'ın, Melih Gökçek'in ve diğerlerinin kayıtlara düşen sözlerini mutlaka akıllarına getirmeliler.
Ortada bunlar dururken, FETÖ'cülükle uzaktan yakından ilgilisi bulunmayanlara saldırmak ne oluyor?
SAMİMİ OLUN
Daha önce de kaleme aldım. Kimi sosyal demokrat geçinenlerin iki yüzü mevcut. Örneğin, bir sol gazetede yazıp, kanalın her türlüsüne çıkanlar var.
Somut örnek verirsem Barış Doster'i gösterebilirim. TELE-1'de Merdan Yanardağ'ın karşısında hızlı bir solcu. NTV'de susturucu takıyor. Böylesi fikir kekemelerine gelin de, inanın.
...
KOLLANMA: TRT, bazılarına "kanatlarımın altında"yı uyguluyor. Yani koruyup, kolluyor. Bir ara Engin Altan Düzyatan'la sınırlıydı. Yakın zamanda bunlar çoğaldı. Gizlenemez haldeler.
Saçma sapan bir yarışma yayına sokuluyor. Aynı isimleri görüyoruz. Rastgele'ye bakın yeterli. Şoray Uzun gibi.
Müzik kanalına geçiyoruz, Uğur Işılak, İbrahim Sadri ve diğer demirbaşlar dönüp duruyor. Ne diyelim; "damlaya damlaya göl olur."
...
YAZ TURLARI: TRT Müzik'te Alaturka Akşamlar canlı yayınını devam ettiriyor. İsmail Özkan-Mine Geçili bu kez Bandırma'daydılar. Halkla iç içe programların lezzeti her zaman bir başka. Konuk da Eda Karaytuğ olunca.
...
KÖTÜ FİNAL: Komedi dizilerinin yayını Kemal Sunal filmlerine dönüştürüldü. "Dön baba dönelim" uygulanmakta. Nerede boşluk kaldıysa oraya yapıştırılıyorlar.
En berbat sezon finalini "Güldür Güldür Show" yaptı. Yorgunluk ve bıkkınlık adeta ekrandan fışkırdı. Bu kafalara tavsiyem "haftaya yokuz" demekle yetinmeleri.
GÜNÜN SÖZÜ
Neysek oyuz. Çünkü geçmişte de neysek oyduk. Sigmund Freud
