Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Madımak'a gözleri kapalı bakanlar...

Madımak katliamının üzerinden 29 yıl geçti. 33 canı kaybettik. İçlerinden Dr. Behçet Aysan''ın yeri benim için başadır. Kulelili olmanın ayrıcalığına varır hukukumuz. Neredeyse 10 yıl önce 29 Kasım 2012''de "Gözleri Kapalı Olanlar" başlıklı bir yazıyı kaleme almıştım. 29 yıldır ısrarla "Gözleri kapalı" kalanların din adına bu katliamı görmezden gelişlerine içerliyorum. Affı mümkün değil. Üstelik "Zaman aşımına" sokmak için planlar yapıyorlar. Aradan 10 yıl geçmiş. Değişen çok şey yok. Yeniden hatırlayalım "Gözleri kapalı olanlar"ı...

Selimiye Askeri Ortaokulu, Kuleli Askeri Lisesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu Behçet Aysan, doktorluğun yanında gönül adamıydı. Mısralarını terennüm ederken Madımak vahşetinde katledildiğini öğrenip kahırlanmıştım. Geçtiğimiz hafta sevgili Nihat Genç, Aysan''ın kızı Cumhuriyet Gazetesi sanat ve eleştiri yazarı Eren ile tanıştırdı. Anne-baba, kızlarını Türk Edebiyatına armağan edip gitmiş. Olaylara bakışı, gelişmeleri yorumlaması ve Türkiye gerçeğini yansıtmasına hayran kaldım. Sohbet esnasında Server Tanilli''nin bir sözünü hatırlattı. Kimi kesimler Server Tanilli deyince "eski tüfek sosyalist" önyargısıyla önemsemeyebilir. Ancak "fikir namusu" olanların ideolojik görüşleri bağlamamalı. Gerçek aydınların "duruşu" önemlidir. Bir de geçmişte söyleyip bugün bile iz bırakan sözleri. "Tarih insanın fotoğrafını bir kez çeker. Dikkat et! Gözün kapalı çıkmasın..!" sözleriyle tarihe not düşen Tanilli, bugünkü gözü kapalılar için ne söyler bilemem. Ama Türkiye''nin son on yılına tanıklık edenler, gözü kapalılara "yuh" çekmekle kalmayıp yargılayacaklar. Üstelik adaletten sapmadan, hukukun usul ve esaslarından taviz vermeden tertemiz, şaibeli yargılayacak ve hükmü tarihe bırakacaklar... O fotoğraftaki gözü kapalıların vay haline...

Eren Aysan''ın aktardığı olağanüstü tespit üzerine hiç bir zaman "yerli" ve "bizim" olmayan "medya mahallesi"ne göz attım. CNN''de Medya Mahallesi adlı programın yapımcısı Ayşenur Arslan''ı tenzih ediyorum. Yanına monte edilen "iktidar müfettişi"ne rağmen gazeteciliğin yüz akı olmaya devam ediyor. Kısacası sözüm yandaşlarla beraber "merkezde patinaj yapmaya çalışan" ve "Araf"ta iki ileri bir geri gidip gelenlere.

Son kamuoyu araştırmalarında AKP''nin oyları yüzde 40''ın altına düşüp, başkanlık faşizmine karşı olanlar da yüzde 60''ların üzerine çıkınca hafif yollu aksırma, tıksırma sesleri geliyor. Demokratlığı, liberalliği, devrimciliği, muhafazakârlığı kimseye bırakmadan ak görünen kara faşizme yıllarca temenna çakanların fotoğrafları çekildi bile... İstedikleri kadar makyaj tazelesinler, göz kapalılığı siluetleri yok eden fotoshop programı ile bile giderilemez. Malumunuz AKP iktidarının sayesinde yüksek güvenli cezaevlerinin sayısı arttı. Güvenlik adına cezaevlerinde tutukludan, avukata, ziyaretçiden, sağlık ekibine kadar her kesimin göz taraması yapılıyor. Bu teknolojiyi insanımızın iliğini-kemiğini sömüren bankacılık sektörü de kullanıyor artık. Bunca zulümden sonra insanımız gözünün ferinden kimin nerede, hangi duruşu sergilediğini bilecek kadar feraset sahibi oldu. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanların çetelesi tutuluyor her gün... Silivri Zulümhanesinde her şeyi güllük-gülistanlık göstermeye kalkışanlar tükürük banyosuna hazırdır inşallah...

Kim ne derse desin... AKP faşizmiyle beraber Türkiye''nin uçurumun kenarına sürüklenme gayretleri karşısında müthiş bir uyanış var. "Habur açılımı, Oslo Müzakereleri ve İmralı trafiği" ile "genel af" çıkarıp Öcalan''ı 2013''te dışarı çıkarıp, 2015''te milletvekili olmasını sağlamakla ilgili "derin proje" açığa çıktı. Sözde Balyoz duruşmalarında savunmalar alınmadan yapıştırılan ağır ve haksız cezalardan sonra Ümraniye''de sona geliniyor. Mahkeme kararına rağmen ısrarla "Ergenekon Davası" olarak insanlarımızın kafasına şırınga edilen dava, haksız ve uzun tutuklamalarla zaten çökmüştü. Şimdi alelacele mütalaa istenerek finale geliniyor. Birbirlerine asla benzemeyen parçaları bir çuvala atıp bundan puzzle tablosu çıkarmaya kalkışanlar kelimenin tam anlamıyla çuvalladığının farkında. YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler''in tutuklanmasıyla üzerine tüy dikildi. Kesilecek ceza baştan tartışıldığı için hukuk boşluğundan faydalanıp işi Yargıtay''a havale ederek zaman kazanma cinliğini yemiyor millet. Freni patlamış kamyondaki sürücünün zaten gözü kapalı... Şoför mahallinde oturanlarla, kasaya istif olanların fotoğrafları flu... Uçakta yer kapmak için birbirini ezenlerle, geminin güvertesinde güneşlenenlerin gözlerindeki kara gözlüklere sakın aldanmayın. Bir de gazete sayfalarında gözlerine siyah bant konanların yaşları küçük ya da tecavüze uğramış olduğunu sanmayın. Malumunuz ırz düşmanı sapıkların da gözlerine bant çekili. Ama bu işi yapan editör işinin ehlidir. İtiraz edip, kısa yoldan firar etmek ya da "başlamadan bitti" mazeretine sığınmak fotoğrafı çekilirken gözlerinin kapalı çıkması anlamını taşır ki Allah kimseye yaşatmasan... Gözleri kapalı çıkanların vay haline...

Yazarın Diğer Yazıları