Maçka'dan Suriye ve Irak'a bakınca!..

Söze nereden başlayıp, nasıl bir örgü yapıp sonlandıracağımı bilemiyorum ama!.. Bir yerden de başlamak lazım...

Farkında mısınız?.. R. Erdoğan, bir süredir "eyy Esed!..", "katil Esed" söylemlerine ara verdi. "Suriye'ye yeni hamleler" çıkışları ardından sürekli İdlib'e, Afrin'e operasyon yapılacağı havası pompalanıyor. Ancak, saha gerçekleri ile söylemler arasındaki zıtlık ve çelişkiler hâlâ ortada. ABD, binlerce TIR'lık silah yardımı ile PKK/YPG sayesinde güçlü bir kara ordusu kurdu. Siyasi iktidar lafla peynir gemisi yürüterek bu oluşumu seyretti ve müsaade etti. İktidar düdükleri, bir taraftan savaş tamtamları çalarken diğer taraftan 2 Ağustos Çarşamba günü gerçekleşen 4 saatlik YAŞ'ta alınan kararların "harbe hazırlık" olduğunu söylüyor. Hangi harbin hazırlığı olduğunu da anlatsalar da bilsek!..

4 dakikada Kuvvet Komutanının atandığı (!) YAŞ toplantısında terfiler gerçekleşti. Sancıları TSK içinde azalarak değil artarak devam ediyor. Atamalar ise hâlâ yapılamadı. Genelkurmay karargahının beyni olan "J" Başkanlıklarında emekliliklerden dolayı yerine gelmesi gereken isimler, bekleme süresi içinde değişebilecek isimler, ha keza ordu ve kolordu komutanlıklarında aynı belirsizlikler... Tabur komutanlıklarına kadar indirin bu tabloyu. Kafalar allak bullak olmuş. Genelkurmay'da "sivil irade" ile birlikte YAŞ'tan sonra toplantı üstüne toplantı yapıldı fakat kargaşaya bir türlü çözüm bulunamadı. Bugün yarın belki bir atamalar listesi ilan edilebilir. Ancak bu sıkıntının biteceği anlamına da gelmeyecek.

Başkentte devlet koridorlarında konuşulanlardan kulağımıza gelenlere göre, Rusya üzerinden istihbarat örgütleri ve Esad yönetimi ile el altından görüşmeler yapılıyor. Bir süre sonra resmi görüşmelere de geçilirse şaşırmamak lazım. Ankara'da bugünlerde çok başlıklı "sürpriz"li kulisler derin gündemi sallıyor. Şu kadarını söyleyebilirim; sıkıntı çok büyük!..

***

Süleyman Demirel Üniversitesi doktora öğrencisi Emrah Kaya, "bekletilen Afrin operasyonu" üzerine kafa yormuş ve bir analiz yapmış. Çalışmasının, "Türkiye'nin Afrin Operasyonunu Düzenlememesi Halinde Gerçekleşmesi Muhtemel Senaryo" başlığından bir bölüme yer vereceğim Şöyle:

"Kürtler tarihleri boyunca bir orduya ve uzun süreli yönetebildikleri bir devlete sahip olamadılar. Bu durum Kürtlerin devlet yönetme ve savaşma kabiliyetlerinden mahrum olmasına neden oldu. Ancak IŞİD/DAEŞ tehdidinin bertaraf edilmesi sürecinden ABD'nin kullandığı en önemli gruplar Barzani peşmergeleri ve PKK/PYD terör örgütüdür. Bu gruplar, düzenlenen operasyonlar sırasında AB ve ABD'li özel kuvvet askerleri tarafından eğitilmesi ve yönlendirilmesi sayesinde ordu olma ve savaşma tecrübesi kazanmaktadır. İkinci olarak Barzani yönetimi ile Kürtler, Irak yönetimi altında bölgesel yönetim sayesinde devlet yönetme tecrübesi kazanırken bağımsızlık referandumundan 'evet' çıkması halinde önemli bir dönemeçten geçecektir. Irak işgali öncesinde olduğu gibi muhtemelen ABD devreye girmesiyle Barzani ile PKK/PYD bir masada buluşturulacak ve Türkiye'nin Kürtler üzerindeki sınırlı olan etkisi kırılacaktır.

Yaşanan gelişmeler nihayetinde ise bölgesel bir savaşın çıkma ihtimalinin yanı sıra kurulan terör koridoru ile Türkiye'nin Orta Doğu ile bağlantısı kesilecek, Türkmen şehirleri Barzani ve terör gruplarının egemenliğine geçecek, Türkiye'nin bölünmesi için iç savaş çıkarılacak ve son olarak ise birleşik Kürdistan kurulacaktır. Örnek olarak PKK'nın Maçka'da görülmesinin nedenlerinden biri muhtemel bir iç karışıklıkta tüm Türkiye'yi kana bulamaktır. Çözüm Süreci'nin bozulması sonrasında Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşanan olaylarda PKK ağır darbeler almıştı. Eğer iç karışıklık tüm Türkiye'ye yayılırsa Türk güvenlik güçlerinin kuvvetleri bölünecek ve PKK'nın doğudaki etkisi artmış olacaktır.

Türkiye, yakın bir dönemde AB ve ABD'nin desteklediği PKK/PYD merkezli bir bölünme tehdidine karşı koyması için acilen önlem almak zorundadır. Bu güne kadar AKP'nin izlediği pasif ve Batı'ya endeksli politikalar neticesinde PKK/PYD terör koridorunun son aşamasına gelmiştir. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde PKK/PYD elde ettiği kazanımlar ile bulunduğu bölgedeki cepheyi güçlendirecektir. Bu nedenle Türkiye'nin millî politikalarını uygulamadan geçirdiği her an ileride düzenleme ihtimali olan operasyonların maliyetini artıracaktır. Bu sadece maddi olarak bir maliyet değil aynı zamanda yanlış politikalar yüzünden şehit olan daha çok Türk askeri demektir. Ayrıca Türkiye'nin 900 km'lik sınırının teröristlerin hakimiyetinde olması Türkiye'nin bölünme tehdidini artırmaktadır. Son olarak Türkiye'nin bölgesel güvenliği sahip olduğu sınırlardan başlamamaktadır. Halep'in, Musul'un, Kerkük'ün bugün Suriye ve Irak'tan ayrılarak Barzani ve terör gruplarının egemenliğine girmesi Türkiye'nin güvenliği için ağır bir tehdit oluşturacaktır. Buna benzer nedenlerle Türkiye, en kısa zamanda ilk olarak Afrin'i daha sonra 900 km'lik Suriye sınırını terörden temizlemelidir. Barzani'nin bağımsızlık isteğine ise en sert tepkiyi göstermelidir."

Yazarın Diğer Yazıları