Lozan olmasaydı...
Eski Genelkurmay Başkanımız emekli Orgeneral İlker Başbuğ, çok önemli bir hatırlatma yaptı....
"Lozan Antlaşması gereği bir Kürt Devleti'nin kurulması mümkün değildir" dedi ve TBMM'den derhal bir karar tasarısı çıkarmamız gerektiğini savundu...
Şayet Lozan Antlaşması imzalanmamış olsaydı, topraklarımızı paylaşmak isteyenler Sevr Antlaşması ile bunu yapacak, karambolden yararlanarak bir de Kürt Devleti kurduracaklardı...
Türkiye'nin iç ve dış düşmanları bugün Sevr'in intikamını Lozan'a çakarak almaya kalkıyorlar...
Amaçları değişmiş değil...
Sevr'e meşruiyet kazandırabilir miyiz düşüncesinin emperyal hevesli ülkelerde makes bulmasını sağlamaya çalışıyorlar. Barzani'ye Kuzey Irak'ta, PKK ve türevi PYD/YPG çetesine de Kuzey Suriye'de yardım ve yataklık etmeye hazır Türkiye karşıtı mecralar da, 25 eylülde yapılacağı ilan edilen referanduma destek veriyor...
Başbuğ'un dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş senedi ve uluslararası bir antlaşma olan Lozan Antlaşması hükümleri arasında Kürdistan diye bir konu yok...
Halkın soy, dil ve din azınlıklarına ayrılması gibi bir husus da bulunmuyor...
O halde bunlar, Meclis'imizin çıkaracağı karar tasarısıyla bir kez daha vurgulanmalı...
* * *
Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti'nin kurulması sadece Irak'ın değil bizim de birlik ve beraberliğimizi sarsar. Güvenliğimiz ve tabii ki bekamız açısından da asla ve kat'a kabullenilemez!
Yanılırım inşâllah
FETÖ çetesi tam çökertilemedi, sürdürülen operasyonlarla çete mensupları peyderpey ortaya çıkarılıyor.
Zor iş...
Çünkü gizleniyorlar ya da deşifre olmamış fetöcüler tarafından saklanıyorlar...
Emniyet ve yargı, hepsini yakalamak ve yargılamak konusunda kararlı; operasyonlar bu kararlılığın işareti...
Ankara'daki son operasyonda CHP'li bir avukat da gözaltına alındı; adam, CHP Yüksek Haysiyet Divanı üyesi. İlişkileri incelendikten sonra gözaltı yapılmış...
Şimdi AKP'li hatipleri dinleyin, ellerine öyle bir koz geçirdiler ki...
Adamın aynı zamanda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı olduğu da açıklandı. İktidar sözcüleri olanca güçleriyle Kılıçdaroğlu'na bu noktadan da yüklenecek...
Tahminimi söylüyorum, Erdoğan-Kılıçdaroğlu kavgası başlamak üzere...
Kavgalardan yana değilim, yanılırım inşâllah!
İçsel muhalefet büyüyor da büyüyor
AKP'de Erdoğan aleyhtarlığı giderek yayılıyor ve güçleniyor...
Genel Başkan'ın ürettiği politikalar, sert ifadeler, zamansız çıkışlar, meydan okumalar, küçümseme anlamlı seslenmeler ve yanına aldığı rastgele isimler, içsel bir karşı çıkışı doğurdu...
Yandaş yazarlar içerisinde Mehmet Metiner ve benzerleri hariç, diğer kalemlerin neredeyse tamamı liderin tavrını ve söylemlerini kabullenmiyor...
Eleştiriyorlar...
Erdoğan, mizacı gereği eleştirilerden etkilenmiyor ve birini dahi dikkate almıyor...
Hal böyle olunca da iç muhalefet büyüdükçe büyüyor...
* * *
Yandaş yazar Hakan Albayrak'ın bir yazısından aldığım bölüm şöyle:
-Ne var ki bugün Erdoğan'ın söylem ve eylemlerini sorgulamak, "Reis" in fikirleriyle çelişen fikirler ileri sürmek, parti ve hükümette kolayca tasfiye sebebi olabiliyor. Rantiyecilik bitecekti AK Parti iktidarında. Torpilli iş adamları, şirketler, holdingler kalmayacaktı... Ne var ki bugün iltimas ve adam kayırmacılığa dair iddialar -AK Parti iktidarı öncesi dönemlerde olduğu gibi- ayyuka çıkmış vaziyette. Erdoğan daima "Gurur, kibir bize yakışmaz" diyor, "tevazu ehli" olmanın gereğine işaret ediyor. Ne var ki "Sen kimsin"i, "Haddini bil"i de dilinden düşürmüyor.
İnkâr edilse de gerçekler değişmez derler ya...
Böyle uyarılara rağmen de değişen bir şey olmuyor!
ANLAMLI SÖZLER
***
Boşluk dolduran değil, boşluğu doldurulamayan ol. (Dilaver CEBECİ)