Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Libya’ya yapılan müdahale ve Kıbrıs

Libya’ya BM kararıyla yapılan sözde “insani müdahale” birçok tartışma konusunu da beraberinde getirdi. Bu sözde “insani müdahale” ile ilgili sorgulanması gereken birçok önemli husus vardır. Uluslararası hukukun üstünlüğü açısından cevaplanması gereken sorular vardır. Bu tartışmaların sonunda Anavatan Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’deki Kıbrıs müdahalesini ne denli haklı nedenlerle yaptığı ve adada işgalci olmadığı-olamayacağı çok açık bir şekilde ortaya çıkacaktır. Libya’ya yapılan müdahale mi yoksa Kıbrıs’a Türkiye’nin garantör olarak yaptığı müdahale mi daha meşrudur anlaşılacaktır.
Sadece Libya’ya yapılan müdahale değil, Afganistan’a, Kosova’ya, Irak’a ve diğer birçok ülkeye karşı girişilen kıyımın sözde insani nedenlerle veya sözde demokrasi getirme amacı ile yapıldığını söylemek gülünçtür. Emperyalizmin söz konusu müdahaleleri sömürgecilik dürtüsüyle yaptığı açıktır. İşin ucunda zengin petrol kaynakları ve trilyonlarca dolar olunca müdahalelere kılıf bulmak kolaydır. İşin ucunda Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi varsa sebep bulmak kolaydır. Hele hele amaç Büyük İsrail’i yaratmaksa SU’dan sebepler petrolün de önüne geçebilir, geçmektedir de. Hasılı başta ABD olmak üzere emperyalizmin sömürmek hedefiyle yaptığı ve yapacağı müdahaleleri meşru ve haklı kılacak nedenler bu haydutlar tarafından hazırdır. Ulusların egemenliklerine, toprak bütünlüklerine verdikleri önemden kasıla kasıla bahseden sözde insan hakları ve demokrasi şampiyonu emperyalistler işlerine geldiğinde bu kavramları bir anda unutabilmekte veya kafalarına göre yorumlayabilmektedirler. Maalesef dünya haklının veya mazlumun değil, güçlü olan kan emici vampirlerin istediği yönde dönmektedir.
ABD,İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği emperyalist Batılı ülkeler Libya’ya müdahale ettiler. Savaş uçakları ile gemilerden atılan füzelerle kentler vuruldu. Saldırıda onlarca masum sivil yaralandı, öldü. Yapılan açıklamalarda bu müdahalenin sözde insanı kaygılarla, Libya halkını diktatör Kaddafi’nin şerrinden kurtarmak için yapıldığı belirtildi. Libya halkına demokrasi,daha medeni hayat şartları, daha huzurlu günler, refah,bolluk getirmek için yapıldığı söylendi. Libyalılara ve dünyanın neresinde olursa olsun baskı gören-ezilen-horlanan halklara mesajlar verildi.Diktalara meydan okundu. İyi güzel de bu temennilerin ve vaatlerin hiçbirinin sömürülen,itilen-kakılan halkların iyilikleri için yapıldığına beni ve birçok insanı inandırmaları mümkün değildir. Kapitalist sömürgeci emperyalizmin yalan-dolan ve talanına benim karnım toktur. Niye mi? Diğer bütün örnekleri bir yana bırakalım sadece Kıbrıs’ta olanlara, Kıbrıs Türk’üne uygulanan katliamlara ve yıllardır reva görülen insanlık dışı muamelelere bir göz atmamız emperyalizmin maskesini düşürmemize, çirkin yüzünü görmemize yeter de artar bile.
Yıllarca kilise destekli Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunanistan’a bağlama hedefi çerçevesinde Kıbrıs Türküne uygulanan mezalime göz yumanlar; 3 günlük bebeklerden 90 yaşındaki yaşlı sivillerimizin katledilmelerine sessiz kalanlar, her türlü ambargo ve izolasyon altında insanlık dışı şartlarda yaşamaya zorlanan Kıbrıs Türkünün çilesine duyarsız kalanlar şimdi Libya’da güya Libya halkının refahı için ölmeyi göze alıyorlar. Emperyalizmin kendi çıkarları dışında bu çifte standardın hiçbir mantıki açıklaması yoktur.

Yazarın Diğer Yazıları