Libya derken Sudan'da da darbe!

Son günlerde Kuzey Afrika'da ardı ardına meydana gelen askeri başkaldırı ve darbelerde ABD ile İsrail'in "parmağı" olduğu öne sürülüyor.

Gerçekten de, Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in "resmi" Başkenti kabul etmesinden sonra Golan Tepeleri'ni de, Arapların ellerinden tamamen alma istemi Kuzey Afrika'yı da sürekli sarsıyor.

Önce, Cezayir'de Buteflika 20 yıllık Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa ediyordu.

Filistin'de ise, protestolar kana bulanıyordu.

Geçen hafta ise, Libya'da General Halife Hafter'e bağlı güçlerin Trablus'ta başlayan taarruzları karşısında, şiddetli çarpışmaların günlerce devam ettiği bilgileri alınıyor.

Ve nihayet Sudan'da yapılan askeri harekâtla, Beşiri rejimi çökertiliyordu.

Gelişmenin ilginç tarafı ise, Mısır Devlet Başkanı Sisi'nin ABD resmi ziyareti sırasında, bunca askeri hareketliliğin olması gösteriliyor.

Sudan'daki askeri darbenin birinci gününde askerlerin Ömer el Beşir'in partisi İslami Hareket'in Genel Merkezi'ne baskın düzenlediği, Devlet Başkanı Beşir'in görevden alındığı ve tutuklandığının açıklanması ülkede büyük gösterilerin yapılmasına neden olmasının yankıları halen sürüyor.

8 yıl önce Arap Baharı'nın teğet geçtiği Sudan'ın, Cezayir gibi isyan sayfasını açması, Kuzey Afrika'nın "Patlama noktasını" aştığının işareti sayılıyor.

Halk sübvansiyonların kaldırılmasına bağlı olarak ekmek, yakıt, tüp ve elektriğe gelen zamlar yüzünden 19 Aralık'tan beri Devlet Başkanı Ömer el Beşir'e karşı ayaklanmanın sinyalleri olarak kabul ediliyor.

Aslında, iki ülkedeki bu gelişmeler "Cezayir'deki senaryo burada da mı işliyor?" sorusunu akla getiriyor ve "yabancı parmak" aranıyor.

Hatırlanacağı üzere, El Beşir 1989 darbesi El Kaide lideri Usame bin Ladin'le iş yapıp yabancı İslamcı örgütlere sığınak sunarak ABD'yi karşısına alıyordu.

1996'da Ladin'e kapıyı gösterip CIA'e açarken, bu sefer 1989 darbesinin ideoloğu Milli İslami Cephe lideri Hasan el Turabi ile yollarını ayırıyordu.

Öte yandan, ABD, Beşiri'nin yeni ılımlı eğilimini karşılıksız bırakmayıp, 10 yıldır uyguladığı yaptırımları 2017'de kaldırıyordu.

Ne var ki, Sudan'ı "terör destekçisi" listesinden de çıkaramıyordu.

Bu arada, Güney Sudan'ın ayrılması, Hartum'u yüzde 75 oranında petrol gelirlerinden mahrum bırakıyordu.

Toplam döviz gelirinde yüzde 60 kayba tekabül ediyordu. Ülkenin borcu 50 milyar dolar. Amerikan yaptırımlarının kaldırılmasına büyük umut bağlanmıştı.

Ancak ülkenin kara listede tutulması finansal kaynaklara ulaşmayı engelliyordu.

Sonunda el Beşir, IMF'nin tavsiyelerine uyarak sübvansiyonları kaldırıp kamusal şirketleri özelleştirme yoluna gidiyordu.

Özelleştirilen demiryolları ve limanlarda çalışan onbinlerce insan işsiz kalıyordu.

Enflasyon fırladı, "cüneyh" erirken, nakit ve yakıt kuyrukları halkı bezdiriyordu.

Kısacası, Uluslararası aktörlerin, Beşiri zorlamadığı bir dönemde işleri batıran ekonomi oluyordu.

basliksiz-1-006.gif

Devrik Sudan Başkanı Beşiri ile yıllar önce görüşme imkanı bulmuştuk.

Yeni Zelanda Başkanı'na mesaj

Yeni Zelanda'da iki camide meydana gelen ve unutulması asla mümkün olmayan vahşet karşısında büyük bir tepki gösteren Başkan Jacinda Ardern'a, Marmara Vakfı teşekkürlerini sunmuş bulunuyor.Genel Başkan Dr. Akkan Suver'in Başkanlığı'nda Ankara'ya giden vakıf mensuplarının büyük elçiye sunduğu mesajda kısaca; "Yeni Zelanda'da yaşanan olayı şiddetle kınıyoruz. Bu elim facia hepimize derin acılar yaşatmıştır. İnsanlık dışı bu olay sonrası ortaya koymuş olduğunuz müstesna güven verici, yaraları saran, insanların acılarını paylaşan asil davranışlarınıza Türk Milleti'nin bir sivil toplum kuruluşu olarak minnettarız. Ortaya koyduğunuz irade, yalnız ülkenizde değil, dünyada da toplumsal barış kültürüne katkıda bulunmaya yeni bir örnek teşkil edecektir." deniliyor.

Nereden nereye; ta Kuzey Afrika'dan Asya'nın derinliklerine kadar, İslam aleminde ki, olaylar ne yazık ki birbirini kovalıyor.

Yazarın Diğer Yazıları