Liberaller AKP'nin koalisyon ortağı mıdır?
Seksen sonrasının Türkiye’si gömlek çıkaranlardan ve devşirilenlerden geçilmez olmuştu. Sözde bu zatlar dönmeyi, ölmeye tercih ettiklerinden gömleklerini çıkarmışlardı. İyi zamanlarda, uygun yerlerde, iyi ilişkiler kurarak bazen mazilerini bazen de yeteneklerini pazarlayarak kendi hesaplarına iyi iş çıkardılar.
Bütün tarafların gömleksizleri sonuçta ortak payda olarak iktidara ram olmakta buluştular. Herhangi bir ideoloji, düşünce, ilke, inanç etrafında değil iktidarda kim varsa onun etrafında birleşmekte birleştiler. O zaman Özal ile Özalcıydılar, Çiller’le de Çillerci oldular. AKP ile birlikte yeni bir değişim gerçekleştirdiler. İktidara yakın olmak kaydıyla “Herkesle Her şey Olmak” ta bir sakınca görmediler. Artık AKP onların yeni ortağıydı.
Bu dönemde dışa açılmak adına ülkenin bağımsızlığı, egemenliği, ekonomisi, siyaseti ve inançları yabancı müdahalelere açık hale getirildiğinde bunu alabildiğine alkışladılar. AB’nin ve ABD’nin Kıbrıs konusunda; Barzani’nin Güneydoğu konusunda; PKK’nın kanlı terörü konusunda bile “aman teröristleri vurmayın” “siyaseten çözün” dediler. “Kıbrıs’tan AB için vazgeçilmesi” gerektiğini bile savundular. Kısacası AKP iktidarı ne yapıyorsa onu savundular. Bu durum iktidarın üniversitelerde baş örtüsünün serbest bırakılması konusunda yaptığı düzenlemeye kadar sürdü.
Liberallerin içlerinden bir grup iktidarın baş örtüsüyle ilgili düzenlemesine karşı çıkarak “Kayıtsız şartsız destek olmaz”, “Hazır kıta değiliz” dediler. Bazıları da “Biz kurşun asker değiliz” diye adeta isyan etti. Ahmet Altan, Taraf’taki köşesinde “Bazı özgürlüklere arkanızı döndüğünüzde ortaklık biter” demek suretiyle, iktidarla en azından “ortak” lık yaptıklarını itiraf etmiş oldu. Fehmi Koru ise “Liberallerle AKP arasındaki koalisyon çöktü” diye yazdı. Mehmet Barlas’sa bunların tam aksine “Farklı görüşleri olan gazete yazarları iktidarı eleştirince, ’Liberallerle AK Parti’nin yolları ayrıldı’, yargısına varmak cahilce bir yaklaşımdır” diyerek yolların ayrılmadığına vurgu yaptı.
Diğer kanattan Ali Bulaç “Zımni konsensüsü bozanlar zaten hiçbir zaman liberal olmamış ama döneme göre zekâsını iyi kullanmış aydınlar mıydı?” diye sormuş. Ali Bulaç liberal ile vicdan arasındaki ayrımı hesaba katmamış. Hâlbuki vicdanlı ve ilkeli insan olmak başka bir şey liberal olmak ise daha başka bir şeydir.
Bütün bu tartışmaların önemli yanı, iktidarla kendisini şimdilik kaydıyla liberal olarak konumlandıranlar arasında “koalisyon”, “ortaklık”, “konsensüs”, “yol birliği” gibi ilişkilerin itiraf edilmesidir. Bunları kimse inkâr etmemekte yalnızca bir kısım liberal bu ilişkilerin çatladığını diğer bir kısmı ise bunun arızi ya da normal olduğunu söylemektedir. Böylece olgu daha iyi anlaşılmış oluyor. AKP tek başına iktidar değildir ve bir de koalisyon yaptığı gizli ortağı vardır! Liberaller kendilerini koalisyonun tarafı olarak görüyor ve koalisyonun görünür şartı olan özgürlüklerin bir kısmının ihmal edildiğinden bahisle “koalisyon”u ya da ortaklıklarını tartışıyorlar.
Liberallerin çatlamasının “özgürlükler” için olup olmadığı ayrı bir konudur. Bize sorarsanız, ortaklıklar “özgürlükler” den daha çok, çıkarlarla yakından ilgilidir. Liberal kapitalizmde çıkar söz konusu olunca özgürlüklerin ayrıntı konumuna düştüğünü küresel gerçekler söylüyor. Özgürlük söylemleri, elde edilmesi amaçlanan çıkarlar için yalnızca araçtır. Bir düşünün, ABD Irak’ın zenginliklerine hangi değerleri kullanarak el koydu? ABD, Irak’ta demokratikleştirmek ve özgürleştirmek kavramlarını kullanmadı mı?
Liberallerle AKP arasındaki koalisyon ilişkisinin tam bir kullanma/kullanılma ilişkisi olduğu söylenilebilir. Bu bir çeşit siyasi Symbiosis ilişkidir. Özünde karşılıklı yarar bulunan bir düzen içinde birbirlerine tabi olma durumunu geliştirerek birlikte var olma ve siyasi hayata uygunluk sağlamak vardır. Kuşkusuz kullanma ve kullanılma ilişkisi her zaman risklidir. Bir zamanlar Humeyni’nin devrimine tam destek veren TUDEH’in, kurulmasına katkı sağladığı düzen tarafından tasfiye edildiği unutulmamalıdır. Türkiye’nin liberalleri için böyle bir tehlike söz konusu değildir. Belki onlar geçici olarak çıkar kaybına uğrayabilirler ama asla tasfiye edilemezler. Onların kullanıma hazır olma ve dönüş yapma yetenekleri var olduğu sürece her iktidarın, onlarla örtülü de olsa koalisyon yapmaya ihtiyacı olacaktır!