Letonya'yı yendik ya zil takıp oynamak lazım

Sorarsan futbol bizden sorulur! Avrupa'nın da dünyanın da devleri arasında görürüz kendimizi. Kül bırakmayız mangalda! Futbolcularımız milyonca eurodan aşağı parayı konuşmaz. Teknik direktörlerimiz burnundan kıl aldırmaz.

Futbol topunu görse karakola götürecek olan federasyon başkanımız da var bizim. Elini masaya vurmaktan çekinmeyen milli takım sorumlumuz da. Ama bunların karşılığını alamayız asla sahada.
Domestic olmaktan öte geçemeyiz biz.
Avrupa devlerindeyiz de... 2 milyon nüfusu olan futbolcularının toplam değeri bizim bir futbolcuya bile yaklaşamayan Letonya gibi bir ülkenin takımı karşısında bile ecel terleri dökeriz.
Sadece Letonya değil. Diğer takımlar karşısında da öyle. Bakın güçlü takımları yani İngiltere'yi, Almanya'yı, İtalya'yı, İspanya'yı saymıyorum bile.
Yine öyle oldu.
Onca hayal kırıklıklarına rağmen koltuğunda kalmayı garantileyen Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ile onun ille de görevde tutmak için tutturduğu Stefan Kuntz-Hamit Altıntop ikilisiyle bu takım böyle devam edecek gibi görünüyor maalesef.
UEFA 2024 Avrupa Şampiyonası (EURO 2024) Elemeleri D Grubu'nda 1 galibiyeti, 1 de mağlubiyeti olan takımımız 3. maçında deplasmanda Letonya karşısındaydı. Bir köy stadı havasındaki yerde oynanan, taraftarlarının tezahürat yapmayı bile bilmediği bu takım karşısında öyle kötü başladık ki maça... Onların taktiği savunma yapmak, ilerideki hızlı atamlarıyla kontratak yapmaktı.
Bunlardan birini yaptıkları 10. ve 18. dakikalarda da gole çok yaklaştılar. Birinde Mert kurtardı, diğerinde topu dışarı attılar.
Bireysel olarak bakıldığında rakip futbolculardan kat be kat üstün oldukları görülen futbolcularımız 22. dakikadaki ilk etkili ataklarında da golü attılar. Sağ kanattan Hakan Çalhanoğlu’nun kullandığı serbest vuruşta arka direğe gelen yüksek topu Merih Demiral indirdi, altı pas önünde kafayı vuran Abdülkerim Bardakcı durumu 1-0 yaptı.
Ancak ikinci yarıda gol yedik bu takımdan. 51'de Eduard Emsis beraberlik golünü atan isimdi. Skor uzun süre böyle gitmedi neyse ki. 61'de Cengiz Ünder soldan girdiği ceza alanında çok güzel bir plaseyde bir kez daha öne geçirdi ekibimizi.
Bu golden hemen sonra Letonya iki kez etkili geldi kalemize. Bunlarda Mert'in kurtarışlarını belirtmeliyim.
82'de Emsis'in kırmızı kart görmesinden sonra da kesilmedi atakları. Son dakikada Mert öyle bir kurtarış yaptı ki, yüreklerimiz ağızlarımızdaydı.
90+4'te de gelip attılar golü. Tobers attı.
90+6'da da İrfan Can sonucu ilan eden golü attı: 2-3.
Bir mucize olmalı bu!

Maçı TRT'den anlatan sevgili kardeşim Orhan Şahin sık sık gruptaki diğer maçtaki durumu de aktarıyorda seyredenlere heyecan içinde. Kim bu rakipler. Ermenistan ve Galler. Öyle ya; Galler'in yenilmesi işimize geliyordu!

Bu grupta tek rakibimiz Hırvatistan olmalı oysa bizim. Galler kim, Ermenistan kim, Letonya kim?

Dediğim gibi. Balık baştan kokar! En baştan böyle bir yapılanmaya böyle bir takım çıkıyor haliyle. O kadar başarılı hocalarımız varken Almanya'da doğru dürüst bir takım çalıştırmayan, teknik direktör olarak başarısı bulunmayan Kuntz hala bu takımın başında. Alman Ligi'nde maçları yorumluyor, arada da gelip milli takımı yönetiyor.
Ondan sonra biz de başarı bekliyoruz. Letonya gibi bir takımı son anda 3-2 yendik diye zil takıp oynayacağız neredeyse.

Yazarın Diğer Yazıları