Lebaleb haritası

Vaka/hasta sayıları, Covid 19 tedavisi sırasında vefat edenlerin Covid'den ölmediğini belgeleyen(!) ölüm raporları, yılan hikayesine dönen aşı mevzuları ve verilerle ilgili oynama/çarpıtma/saklama iddialarından sonra kendisiyle ilgili olarak bir kere daha bu cümleyi kuracağıma bizatihi, ben, kendim, şahsım olarak(!) inanmazdım ya kuruyorum işte;
Sağlık Bakanı da n'apsın Allah aşkına!
İstifa etmek, pardon "Bu kafayla Allah sonumuzu hayır eylesin" diyerek, görevden affının gereğini arz etmekten başka verebileceği tek bir "anlaşılır" mesaj kaldı mı?
***

"Temizlik-Maske-Mesafe" uyarısını adeta "besmele" haline getirdi; olmadı.
Sosyal medya profiline at nalı gibi bir "Kontrollü Sosyal Hayat; Maske+Mesafe" görseli sabitledi; olmadı. Allah rızası için bir tane bakan arkadaşı da alıp paylaşmadı bu mesajı. Baktım, kimi ideolojik göndermeyle "Ayasofya" fotoğrafı koymuş, kimi siyasi bekasını garantilemek istercesine, nasıl bir teveccühe mahzar olduğunu gösteren "vatandaşla kucaklaşma" anlarını… Kiminde, atandığı bakanlıkla adeta bütünleşmiş halde olduğunun alameti olarak resmi logo var, kiminde gündeme getirdiği "Yeni Anayasa"nın onu da hedef alıyor olmasının yarattığı trajikomik çelişkiye aldırmaksızın, adını dahi değiştirmeyi tartışmaya açtığı bayrağımızın fotoğrafı! Yokmuş gibi davranınca yok oluyorsa demek ki; ne gam! Bir zahmet, Mars kabinesi düşünsün artık salgını ve yarattığı kırımı, kıyımı, sonuçlarını!
***
Daha nasıl görünür kılsın çaresiz bırakıldığını, kameraların karşısında ağladı yahu ağladı; partisi ne yaptı?
Afet bölgesinde korona mitingi; çay dağıtmalı, izdiham yaratmalı!
O günlerde "vatandaşı suçladı" diye pek üstüne gittik ama hâşâ "Vatandaşı keyif çayından mahrum bırakın" diyecek hali yok ya; gelinim sana söylüyorum kızım sen anla misali, bildiğin "Sen de gitme be kardeşim, uyma bunlara" imasında bulundu "anlayana"
Bakanlığına bağlı sağlık çalışanları, ruhen ve bedenen tükenmiş halde, gece gündüz, canları pahasına, öle öle, eksile eksile bir de üzerine takdir, teşekkür yerine hakaret yiye yiye kaşıkla doldurmaya çalışırken, kepçeyle boşaltmaya ant içmişçesine, sanki inadına inadına yapar gibi ve dahi aklımızla alay eder üslupta "lebaleb" kongreleri peydahlandı şimdi de!
***
Sağlık Bakanlığı'nın başta yüz yüze eğitim olmak üzere tedbirlerin akıbeti konusunda "yerinde karar"lar verilebilmesi için rehber olsun diye yayınladığı il il vaka yoğunluğu haritasının, aynı zamanda "lebaleb kongreler"in bu süreçte verilmiş en "yerinde olmayan karar"lar arasında olduğunu belgeliyor; yani bir "lebaleb" vahameti haritası niteliği taşıyor olması tesadüf olabilir mi?
Acaba biri de çıkar da, koca koca şehirlerin, en korkulan metropollerin risk derecesi "orta" olarak belirtilmişken avuç içi kadar "Kırıkkale" nasıl kan kırmızısına boyanmış diye bakıp sorumluluk hisseder mi?
***
Çok afedersiniz…
Lafın nereye gideceğini hesaplayamadım; tamamen benim patavatsızlığım…
6 yıl boyunca terör örgütünün insafına terk edilmiş ve soru işaretleriyle dolu bir sürecin sonunda bir mağarada cansız bedenlerine ulaşılmış 13 şehidimizin katlinin sorumluluğunu üstlenen çıkmadı daha değil mi!
Korona ne ki!
Sonuçta bir "doğal afet" sayılan "salgın"ın "fıtratında" olan ölümcül şekilde hasta etme işi niye iktidarın sorumluluğunda olsun sanki…
Hem ne malum , belki de Sağlık Bakanı'nın uyarılarına harfiyen uymaya gayret eden muhalefet partileri yüzünden sürü bağışıklığı oluşamadığı içindir virüsün etkisini sürdürmesi!!!

Unutmadan…
TBMM üyelerinin "bilgilenme" hakkının kaynağı iktidarların lütuf yahut tercihleri değil Anayasa, yasalar ve millet iradesidir… Onlara bu hakkı seçim yoluyla bizatihi "millet" verir; geri almak yahut engel koymak da "millet" dışında kimsenin had yahut yetkisi dahilinde değildir.

GÜNÜN TİVİTİ
Sevgili Melih Aşık, sosyal medyada paylaştı aşağıdaki satırları; haksız mı:
"Ben olsam salona maskeyle girmeyi de yasaklardım.
Bir iş yapıyorsanız tam yapın.
Madem virüsü yaymak istiyorsunuz,
Maskeleri de çıkartın ki tam olsun.
Aksıran, öksüren de ağzını açık tutsun.
Virüs bulaşmakta zorlanmasın."

SORU-YORUM
Hadi diyelim TBMM TV, görevini, sadece Meclis üyelerinin Meclis konuşmaları ve Grup Başkanlarının grup konuşmalarını yayınlamak olarak yorumladığı için, İYİ Parti ne zaman kürsüsünü bir vatandaşa açacak olsa yayını kesmeyi görevden sayıyor; peki ya "haber kanalları"na ne oluyor? Esnafın, işçinin, öğrencinin, dulun, yetimin feryadı "haber" değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları