Lâfımızı yemeyelim
"Sefer görev emri olanlar Afrin'e gitmeye hazırlansın"...
Mealen verdiğim bu cümleyi Tayyip Erdoğan, hem AKP Genel Başkanı, hem Cumhurbaşkanı olarak söyledi ve tezahüratla karşılandı...
Önceki gün de Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ "Sefer görev emri olanların bölgeye gitmesine ihtiyaç bulunmamaktadır" diyerek Erdoğan'ın çağrısını boşa çıkarmış oldu...
* * *
Bozdağ'ın açıklamasına göre Erdoğan bu çağrıyı, grupta "Reis bizi Afrin'e götür" talebinde bulunanlara yapmış...
Çağrı, mantıktan uzak, duygusal bir çıkış...
Siyaset tezatlarla dolu derlerdi, inanmazdım. Bunu diyenlere 16 yıldan beri hak veriyorum...
* * *
Erdoğan meydanlarda, çoklukla da AKP kongrelerinde "İnşâllah şahsım başta olmak üzere Afrin'e de gideceğiz" dedikçe ayran kabartıyor...
Aşka gelen gelene:
-Bizi de götür Reis...
-İnşâllah beraber gideceğiz...
Duyan da Afrin'i fethedeceğimizi zanneder...
Erdoğan'ın ve sivil yurttaşların Afrin'de ne işi var hacı; yoksa biz işgalci miyiz...
Nerede kalır o zaman komşunun toprak bütünlüğünden yanayız gösterisi...
Askerimiz terör çetelerini itlaf ederken gaza getirilen sivil yurttaşların Afrin'e yerleşmesine el âlem, "Bu işgalcilik" derse neler olur, başımıza neler gelir hiç düşünüyor muyuz...
O zaman kim ayıklayacak pirincin taşını!
* * *
Afrin'i şimdiden seçim kozu haline getirdiler...
Harekâtı fırsat bilerek hamasi konuşmalarla halkı köpürtmeye çalışıyorlar... Sanki Afrin'de işi bitiren Mehmetçik değil de AKP grubunda ya da kongrelerinde "Bizi de Afrin'e götür Reis" diye yırtınan bindirilmiş kıtalar...
Bu tür gösteriler halkı değil ama Erdoğan başta olmak üzere Başbakan'ı, bakanları, vekilleri hayli sevindiriyor ve böbürlendiriyor. Sürüklendiğimiz Suriye bataklığında, bu vatanın evlâtları şehit olmuş, yaralanmış, sakat kalmış inanın yürekleri hiçbirimizin yüreği gibi yanmıyor...
Afrin Harekâtı yapılmasaydı demiyoruz, yapılmalıydı, terörist çetelere Mehmetçik'in varlığı hatırlatılmalıydı...
Ama o kadar...
Girişim, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldıracak nitelikte olmamalıydı.
Bugün orada bölünmeyi sağlamaya çalışan terör çeteleri, ki onlara ÖSO da dahildir, Esad'ın elinden ülkenin büyük kısmını almak amacıyla silaha sarılmış durumda. Biz bunların üçüne karşı birini yanımıza alarak engel olmaya çalışıyoruz...
Komşularımızın toprak bütünlüğünden dem vuran bize, söylediğimizin tersini yapmak yakışıyor mu!
* * *
Boyumuzu aşan işler yapmaktan bakalım ne zaman vazgeçeceğiz.
Fanatizmin dik âlâsı
Şimdi size, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun medyaya da yansıyan konuşmasından bir bölüm aktaracağım. Şöyle demiş:
-Eğer 15 yıldır Ak Parti milletin oyunu almamış olsaydı, demokrasiye sımsıkı sarılmamış olsaydı, yaptığı hizmetlerle, milletle beraber olmasaydı, demokrasiyi baş tacı etmemiş olsaydı, 20. Yüzyılın başında elde ettiğimiz galibiyeti 21. Yüzyılın başında elde edemezdik. Liderler her zaman bulunmaz. 50 yıl, 150 yıl.. Bazen bulunsa da onların kıymeti, onların o ülkeyi yönetmesi sağlanamaz. Bugün Türkiye bunu elde etmiştir. Sizin bir şansınız var, örnek alabileceğiniz, kendinize ölçü bulabileceğiniz lideriniz var, Recep Tayyip Erdoğan var...
Edebimiz elbet de Soylu'yu karikatürize etmeye uygun değil; şu kadarını söylüyorum, bu konuşmayı neresinden alırsanız alınız fanatizmin dik alâsıyla karşılaşırsınız...
Meğer AKP, demokrasiye sımsıkı sarılmış, hatta onu baş tâcı etmiş...
* * *
Ülkede hukuk evrensellikten çıkarılarak bir kişinin hukuk anlayışına dönüştürülmüş, hak ve özgürlükler ortadan kaldırılmış, adalet kavramı unutulmuş, millî irade tek kişinin iradesi haline getirilmiş, parlamento ismi var cismi yok duruma düşürülmüş, beyefendi hâlâ demokrasiden bahsediyor, bahsetmekle de kalmıyor, ancak 12'ye beş kala, sahanlığında yer aldığı partiyi öven malzeme haline getiriyor...
* * *
Fanatizm mi mantığı hasta eder, yoksa mantık mi fanatizme hayat verir kestiremiyorum!
* * *
Bu arada değerli okurum Zeynel Gülek, Soylu'nun konuşmasına atıfta bulunarak şöyle demiş, aynen veriyorum:
-Getirdikleri değişikliklerin, tek adam iradesi ve cumhur ittifakı dahil, hangisinin demokraside yeri var hiç düşündünüz mü... Kör ve topal hale getirdikleri demokrasiyle sıkılmadan övünüyorlar, yazıklar olsun..
Sapıklık aldı başını gidiyor
Bu ülkede, ne de çok sapık var yahu...
Her gün basına yansıyan olaylar insanları "Toplum iyice kokuştu" diye düşündürüyor...
Her yaştan çocuklar, genç kızlar, kadınlarımız potansiyel tehlike haline gelen sapıkların tehdidi altında...
Yeni yasa hazırlanıyor, cezalar ağırlaştırılacak; iyi de bunlar yeter mi?
Yetmez...
Eğitim de şart; aileden başlayarak insanlara toplum olarak birlikte yaşamayı, edebi, fazileti, insan olmayı anlatmak da lazım.
* * *
Ayrıca sapıklık hastalıktır, tedavi de edilmelidir.
* * *
İnsan olmamakta ısrar edenlere yasaları ödün vermeden uygulamalıyız...
DUYURU
Eskişehir'de yeni yapılan stada Atatürk adı verilmemesi istenmiş. İsteyeni de açıkladılar; reis, "Başka isim koyun" demiş...