Kuyruğunu ısırmaya çalışan kedi gibi..
Üniversitelerde türbana özgürlük getireceği inancıyla(ya da dayatmasıyla) Anayasa’mızın iki maddesinde değişiklik yapan yasa, Cumhurbaşkanı eski AKP’li Abdullah Gül tarafından onaylandı ve Resmi Gazete’de yayınlandı.
Dün(25.02.2008, Pazartesi) ise üniversitelerimizde büyük bir kargaşa yaşandı. Kimi üniversiteler eski uygulamayı sürdürdü, kimileri ise Anayasa değişikliğini yeterli gördü ve türbana özgürlük tanıdı.
Aslında, Anasaya değişikliğinden önce de, yerleşkelerine (kampüslerine) türbanlı öğrenci alanlar, şimdi geçerli olmasa da kendilerine bir gerekçeye buldular..
KUYRUĞUNU ISIRMAYA
ÇALIŞAN KEDİ GİBİ..
Göreve gelir gelmez, rektörlere “mevcut yasayı uygulamamalarını” öğütleyen(!) Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, şimdi de iki bildiri yayınladı.
Özellikle Cumhuriyetimizin ilkelerini hatırlattığı bildiri çok tartışılacak.
Bir insan, makam uğruna nelerden, hangi ilkelerden vazgeçebiliyor; neler söyleyip, neler yapabiliyor!.
Allah bizleri, bu ve benzeri kişilerden korusun..
Bakınız, YÖK’ün dün yaptığı ikinci açıklamada özetle neler deniyor?
“Cumhuriyetin nitelikleri, hiçbir biçimde kişi hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılmasının gerekçesi olarak kullanılamazlar!..”
Yani, yasasız işlem mi yapılsın?..
Yani, Anayasa’da açıkça yer alan ve değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek temel ilkeler, üniversitelerde özgürlükleri mi kısıtlıyor?..
Yani, bizi esir etmek isteyen düşmanları yok eden Atatürk özgürlükçü değil miydi?..
Politikacıların toplum içine attığı tohumlara bakar mısınız?..
Türkiye, kuyruğunu ısırmaya çalışan kedi gibi, döndürülüp duruyor!..
ABANAYASASI’NI İMZALADIK DİYE HAK ALINDI MI?..
YÖK’ün dünkü duyurusu, kendi içinde pek çok çelişki barındırıyor. Açıklamanın birçok yerinde, “hak ve özgürlüklerin Anayasa ve kanunla belirlenmesi gerektiği” vurgulanıyor ama, YÖK Yasası’nın ilgili maddesinin henüz değiştirilmediği unutuluyor.
Yani, hem “kanun gerekir” deniyor; hem de “kanunu beklemeyin” deniyor!..
Bilim kuruluşlarının üst organı olan YÖK ve Başkanının tavrına bakar mısınız?..
Bir yerde de, Anayasa değişikliği sonucunda türban serbestliğinin “doğrudan uygulanabilir hüküm” olduğu ileri sürülüyor.
Tümüyle yanlış!..
Çünkü, 1- Hiçbir anayasa hükmü “doğrudan uygulanmaz.” Anayasa Hukuku’na göre, anayasalar temel ilkeleri belirler, uygulama için ayrıca yasa gerekir. 2- Eğer öyle olsaydı, 2004 yılında AB Anayasası’nı imzaladık diye AB’nin tüm haklarından yararlanıyor olurduk. Değil mi?..
YÖK Başkanı profesörün etrafında bir anayasa hukukçusu yok mu?..
Türkiye gibi büyük bir ülkenin geldiği durum içler açısı.
Hukuku bilmeyen ya da uygulamayan pek çok yönetici, ülkeyi yönetmeye çalışıyor!.. Anayasal yeminlerinde “toplumun huzurunu” koruyacaklarına söz veren milletvekilleri toplumun huzurunu bozuyor!..
AB,CUMHURİYETİMİZİN
TEMEL NİTELİKLERİNİ BOZMUYOR MU?..
Öte yandan, bir eleştiri de muhalefete.
MHP, AKP’ye destek verdiği için onun dışındaki muhalefeti kastediyorum. Onlar diyorlar ki, “Türbana serbestlik getirilirse, Anayasa’mızın değiştirilmesi teklif dahi edilemez temel maddelerinden olan laiklik ortadan kalkar.”
Pekii.
Cumhuriyetimizin temel maddeleri yalnızca bu şekilde mi yok oluyor?..
Aslında, AB’nin emirlerine göre yasalar çıkarmak, TBMM dışındaki bir güçten emir almak ve uygulamak, başkentin Ankara yerine Brüksel olması, üstüne üstlük AB Anayasası’nı imzalamak(29 Ekim 2004).. Bunlar da Cumhuriyetimizin temel niteliklerini değiştirmiyor mu?.. Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecekken!..
Buna ne iktidar ne muhalefet karşı çıkmıyor. Hepsi AB’ci.
Peki bu durumda biz kime güveneceğiz?..