Kurtuluş Savaşı’nda Kürt Politikası

“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkının oluşturduğu millete, bu halkı oluşturan unsurlar içinde ağabey durumunda olan Türklerin adı verilmiştir.” Doğu Perinçek...
Birinci Paylaşım Savaşı sonunda, emperyalizmin “bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili” olmasına ve tatlı vaatlerine kanıp “Bağımsız Kürdistan” sevdasına düşenler, daha sonra nasıl olup da Mustafa Kemal’e inanıp “Bağımsız Türkiye” için onun yanında saf tutmuşlardır?
İki yanıtı var bu sorunun. Birincisi Mustafa Kemal, onlara, bir bütünün yarısı olduklarını hatırlatıp inandırdı. Akılla, fikirle, tarih bilinciyle yaptı bunu. İkincisi, emperyalizmin Doğu Anadolu’yu aslında Ermenistan yapmak istediği, Kürtlerin birkaç ili kapsayan uyduruk bir Kürdistan’la kandırılmak istendiği çıktı ortaya.
Peki o gün Kurtuluş Savaşı’na destek verenlerin torunlarının bir kısmı bugün neden “Kürt Ulus Savaşı” yürütüyorlar kendi devletlerine karşı?
Sayın Doğu Perinçek, Silivri Cezaevi’nden yolladığı mektupta, bu acı gerçeğin 90 yıllık ihmalini dile getirip “Cumhuriyetin Kürd’ü olmayacak mı?” diye soruyor ve satırlarına şöyle devam ediyor: “Amerika’nın Kürd’ü var, bölücülüğün Kürd’ü var, cemaatlerin Kürd’ü var; peki Cumhuriyet, kaybettiği Kürd’ünü kazanmayacak mı ve nasıl kazanır? Bu soru, bölücü terörden kurtulmanın özüdür. Son kertede halkı kazanan savaşı kazanacaktır. Cumhuriyetimiz, Kürtsüz kalınca yıkım ve bölünme tehdidiyle yüz yüze gelmiştir. Kürt de Cumhuriyetsiz kalınca, ayak altına düşmekte ve ne yazık ki küresel güçlerin oyuncağı olabilmektedir.”
Mektubuna “Kurtuluş Savaşında Kürt Politikası” (Kaynak Yayınları) adlı kitabının genişletilmiş 3. basımını da eklemiş Perinçek Bey. Bu kitabın ben 2. baskısını okumuştum, güncellik kolluyordum yazacaktım mutlaka, bu mektup ve yeni baskı, isabetli bir vesile oldu, bugün bu kitap hakkında siz değerli okurlarımı bilgilendireceğim.
Kitap, 548 sayfa, titiz bir incelemenin ürünü. Önemli bulduğum yerlerini yerimin yettiği ölçüde aşağıya sıralayacağım, fakat bu asla yeterli olmaz, bu kitap mutlaka okunmalı ve bölücülerin karşısına donanımlı çıkılmalıdır.
-Kurtuluş Savaşı’nın strateji ve politikalarının en önemlilerinden biri de “Kürt ve Kürt tekmil milleti bağımsızlık için birleştirmek” ti. Mustafa Kemal “Türk ve Kürt demirden bir kale” diyordu. 16 Haziran 1919’da, 15. Kolordu Komutanı Karabekir’e yolladığı bir şifrede bu demirden kalenin “Kürtleri bir öz kardeş olarak bağrımıza katıp tekmil milleti birleştirmek” le sağlanabileceğini vurguluyordu.
-Yunan orduları Polatlı’ya dayandığında Mustafa Kemal, Dersimli Diyap Ağa’ya, Dersim Dağlarında mücadeleyi sürdürme şartlarının olup olmayacağını soruyordu.
-Atatürk “Hudud-u millimiz Türklerin ve Kürtlerin oturduğu topraklardır” diyordu ama uyarıyordu da işi bölücülüğe dökmek isteyenleri: “Kürtlük adına bir hudut çizmek istersek, Türklüğü ve Türkiye’yi mahvetmek lazımdır”
-Kemalist devrimin Türkleri ve Kürtleri tek bir ulus yönünde kaynaştırma çabası, tarihsel süreç açısından mahkûm edilemez.
-Kurtuluş Savaşı sırasında çıkan isyanların yalnızca 2’si Kürt isyanıdır. Kürtler Kurtuluş Savaşı’na destek vermişlerdir.
-Kürtlere Özerklik Planı’nın aslı nedir? 1924 Anayasası neyi kaldırdı?

Yazarın Diğer Yazıları