Kürtçülük sorunu T.C.nin ürettiği bir sorun mudur?
AKP Hükümeti ve destekleyen politik/kültürel çevreler, PKK sorununun Türkiye Cumhuriyetinin bir üniter milli devlet olmasından kaynaklandığına inanırlar. Bundan dolayı, eğer milli-üniter devletten vazgeçilir ise PKK ve Kürtçülük sorununun da sona ereceğini düşünürler. Başbakan Erdoğan şöyle demektedir: Osmanlı medeniyetinde farklılıklar zenginliktir. Ama Osmanlıdan sonra zaafa uğradık ve neticesinde diğerleri, ötekileri, biz, onlar gibi bu tür yaklaşım tarzları birbirimize bağlayan kardeşlik özelliklerinde bir zafiyet meydana getirdi. Şimdi bunu aşmamız gerekiyor. (Hürriyet 1 Aralık 2012, Sedat Ergin, Dış politikada ecdadı sahiplenme doktrini R.T.Enin 3 Temmuz 2009 tarihli konuşmasından.)Buradaki algı şudur. Bir grup Türk milliyetçisi Osmanlıyı yıkmıştır. Biz Türküz demiş, diğer insanları kendisine yabancılaştırmıştır. Bu çok yanlış bir tarih algısı olmasına rağmen, anılan çevrelerde geçerlidir. Ancak bu algı Türkiye Cumhuriyeti öncesindeki Kürtçü isyanları izah etmemektedir. Oysa Cumhuriyeti kuran Türk milliyetçileri, Osmanlı devletinin yıkılmaması için Trablusgarbdan Filistin Cephesine, Iraktan Kafkas Cephesine yıllarca savaşmışlardır. Herkesin ayrıldığı noktada özellikle Balkan Savaşından sonra geriye kalan Türkler, Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlardır. 1806 Babanzade Abdurrahman Paşa İsyanı: (1806-1823) İsyan, Baban aşiretinden Süleymaniye kentinin kurucu lideri olan İbrahim Paşanın ölümünün ardından, aşiretin artan gücünden endişe duyan Osmanlı idaresinin, rakip aşiretten Halid Paşayı emir olarak atamasıyla patlak vermiştir.super nosupersubİbrahim Paşanın torunu Abdurrahman Paşanın 3 yıl süren bu isyanı, 1808 yılında bastırılmış ve Abdurrahman Paşa, İrana sığınmıştır. İsyan, İran tarafından desteklenmiştir. 1823e kadar sürmüştür. İkinci isyan, Babanzade Ahmet Paşa İsyanı (1812)dır. Türk-Rus Savaşının(1806-1812) sonlarına doğru ve Osmanlı Devletinin Sırp isyanıyla uğraştığı bir dönemde, yine aynı aileden, Babanzade Ahmet Paşanın başlattığı isyan, 1812de bastırılmıştır. Üçüncü isyan, Mir Muhammed İsyanı: (1830) Soran Aşiretinin lideri Mir Muhammed Paşanın, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşanın isyanından cesaret alarak çıkardığı isyandır. Bu isyan sürecinde, Yezidiler, Baban Emirliği ve yerel aşiretlerle de çatışan ve Musula kadar geniş bir bölgede etkin olan Mir Muhammed, 1836 yılında bölgedeki din alimlerinin Mir Muhammedin isyanını onaylamayan ve kınayan fetvalarının da desteğiyle, güçlü bir Osmanlı müdahalesinin ardından isyan bastırılmıştır. Dördüncü isyan Revandüzlü Kör Mehmet İsyanı: (1832) Revandüz hakimi Kör Mehmet Paşa liderliğinde Kuzey Irakta gerçekleşmiş ve Osmanlının, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşanın ordusuna Nizipte yenilmesi üzerine; 1833de Mardin ve Diyarbakıra kadar genişlemiştir. Ancak, bir sene sonra, Mehmet Reşit Paşa komutasında ilerleyen Osmanlı Ordusunun etkisi ve Kürt dini liderlerin tepkisi ile isyan sona ermiştir. Kör Mehmet, 1836da yakalanarak, İstanbula götürülmüştür. Beşinci isyan, Cizreli Bedirhan Bey İsyanı: (1836) Bedirhan Bey, 1831de Yeniçeri teşkilatını lağvetmiş ve yeni ordu için asker isteyen İstanbulun talebini, Türk-Rus savaşından istifade ederek geri çevirmişti. 1836ya kadar Cizredeki diğer aşiretleri etrafında birleştiren Bedirhan Bey, Osmanlıya isyan etmiştir. Altıncı isyan Yezdan Şer İsyanı: (1855) 1855te, Bedirhan Beyin yeğeni Yezdan Şer isyan etmiş ve Musuldan Van Gölüne kadar geniş bir bölgeyi kontrol altına almıştır. Rus Ordusu çekildikten sonra, umduğu İngiliz desteğini sağlayamayınca çökmüştür. Daha sonra Yezdan Şer tutuklanmıştır. Yedinci isyan Şeyh Ubeydullah İsyanı: (1880) 19. yüzyılda gerçekleşen son isyanın önderliğini Nakşibendi Şeyhi Şeyh Ubeydullah yapmıştır. Şeyh Ubeydullah İrandaki Kürtlerin maruz kaldıkları girişimleri bahane ederek, 20 bin isyancıyla, İrana girmiş ve birçok Azeri Türkünün de katledildiği saldırıda bulunmuştur. İsyan, 1881de Şeyhin Osmanlı tarafından tutuklanmasıyla son bulmuştur. 2. Meşrutiyetin ilanı üzerine Rusyanın tahriki ile Molla Selim İsyanı 1913de Taşnak Partisi ile işbirliği içinde başlamıştır. Bu isyanlara da mı Türkiye Cumhuriyeti neden olmuştur?