Kurşun gibi ağır sözler!
Çok ender yaparım bunu.. Bu köşeyi bazen çok esaslı sözlere, çok esaslı bir konuşmaya terk ederim..
Dün İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu'nu dinlerken dedi ki içimdeki ses;
- Murat yarın gazetedeki köşeni bu konuşmaya terk et..
Dinledim o sesi.. Buyrun siz de kulak verin efendim..
**
Dedi ki Dervişoğlu;
- Dünyada, 'Devletine sadakati' en yüksek milletlerden biridir..
Devletinin dar gününde çift başlı kartal olur..
Devletinin dar gününde her tür çileyi göze alır, kan içer kızılcık şerbeti der..
Devletinin da gününde yardan da geçer serden de..
Bu bir fıtrat meselesidir.. Çağlar değişir, Türk Milleti'nin bu hasleti değişmez..
Ve bu kutlu duruş, milletin dar gününde de, aynı hassasiyeti devletinden bekler..
Bu onun hakkıdır..
Devlet Ebed Müddet diyen bir milletin, dara düştüğünde de gözü kulağı devletinde olur..
Son haftalarda milletimizin duyguları da bu yöndedir..
**
"Ancak" diyerek devam etti;
- Dünyanın hemen her ülkesinde devlet vatandaşına el uzatırken, Türkiye'yi yöneten iktidar elini vatandaşının cebine uzattı.. Hayal kırıklığımız ve hüznümüz bundandır..
Ve beni sarsan sözler döküldü dilinden;
- Bayrağını iç çamaşırı yapıp giyebilen toplumlar devletlerinin desteğini alırken,
kanını bayrağına renk yapan Türk Milleti'ne, banka hesap numaraları verilip, onlardan destek istendi..
**
Beni en çok sarsan bölüm de buydu.. Bayrağını don yapanlar devletlerinden destek görürken, kanıyla bayrak yapan milletimizden para istenmesi..
Bir yorum değil, durum tespiti..
**
Müsavat Dervişoğlu'nun Büyükşehir Belediyeleri'nin kampanyalarına uzanan el ile ilgili de bir çift sözü vardı;
- Sayın Cumhurbaşkanı'ndan, derde derman sözler bekleyen milletimizin yaşadığı hayal kırıklığı, tamiri güç bir hüzündür..
Mesele dayanışma ruhuysa, bunu yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları yapar..
Onlara bırakın..
Siz devleti idare edenler olarak, iktidar olarak ne yapacağınızı söyleyin..
Nitekim, Millet ittifakının belediyeleri bu konuda önemli bir adım attı..
Vatandaşlarımıza çağrı yaparak, bu sıkıntılı günlerde dara düşen kardeşlerimize yardım eli uzatmak için harekete geçtiler..
Ve ne hikmetse, bu adımın hemen ardından Cumhurbaşkanı'nın aklına da yardım toplamak geldi..
"Ben devletim" yardım istemem, vatandaşıma yardım ederim demek akıllarına gelmedi..
"Ben devletim" her kuruma, her kişiye aynı mesafedeyim diye düşünmek akıllarından geçmedi..
Ne yaptılar?
İçişleri Bakanlığı marifetiyle, Büyükşehir Belediyelerimizin yardım hesaplarına bloke koydular..
Yasa dinlemediler.. Dayanışma ruhu dinlemediler.. Hukuksuzca ve zorbalıkla hesapları bloke ettiler..
"Yine parayı bulduk" iştahıyla, milletimizin damla damla doldurduğu vicdan havuzuna göz diktiler..
Doymak bilmediler.. Durmak bilmediler.. Bugün de, utanmak nedir bilmiyorlar..
**
"Çok şey istemiyoruz" dedi Dervişoğlu, "Devletsiniz ve bunun farkına varın diyoruz.." diyerek noktayı koydu;
- Yarışmayın, parti başkanı değil, herkesin Cumhurbaşkanısınız, farkına varın diyoruz..
Ve bütün bu hengame arasında, bir kez daha;
Türkiye'de tablo kötü.. Artık siyasi hesapları bırakıp, nasıl kurtulacağız onu hesaplayın ve bir an önce gerekli tedbirleri alın diyoruz..
Sorumluluktan kaçarak, karantinayı da milletin üzerine yıkmayın, gereğini yapıp TAM KARANTİNAYI ilan edin diyoruz..
Geciktiniz.. Ancak, daha da gecikirseniz, milletimizin canı yanacak ve insan içine çıkamayacaksınız diyoruz..
Siz milletimizi ve bizi düşünmeseniz de, biz sizi de düşünüyor, devlet adamı olduğunuzu hatırlatıyoruz..
Bugün 1 Nisan..
Büyükşehirlerimizin başlattığı gönül seferberliğinin önünü keserken, erkenden şaka yaptık deyin istiyoruz..
Millete vermeniz gerekirken, milletten alan kampanyanız için, erkenden "Şaka" yaptık deyin istiyoruz..
Bu zor günlerde alan el değil, veren el olun, yani devlet olun istiyoruz..
**
Dinledim, sustum..
"Teşekkürler Müsavat Dervişoğlu" dedi içimdeki ses..
Size aktarıyor ve yine susuyorum..