'Kürdistan müzakerecileri' Misak-ı Milli'yi aşamayacak
MHP’nin Söğüt Belediye Başkan adayını ilan etmesiyle, 24 Ocak 2013’te, 2014 Mahalli İdareler Seçim Dönemi’ne fiilen girdi Türkiye.
Oslo fihristine
bakmak lazım
“400 çadırdan bir Türk cihan devleti yaratan Söğüt ruhu”yla çıktıkları yolun ilk durağında “miting”le yetinmedi MHP lideri Devlet Bahçeli. Esnafı gezdi, dükkanlara girdi, Çelebi Mehmet Camii’nin bahçesinde oturdu halkla sohbet etti. “Gemiciğimiz yok, bari sizinle bir hatıramız olsun” diyen amcalarla, teyzelerle, çocuklarla fotoğraf çektirdi.
Ve sıra dönüş yolunda günün değerlendirmesini yapmaya geldi.
Sıcak gündemden başlayalım, MHP liderinin Eskişehir’de verdiği molada gazetecilerle sohbetini aktarmaya. TBMM’de kabul edilen “Ana dilde Savunma” konusunu ve “bundan sonrası”nı soruyoruz:
“Oslo görüşmelerindeki fihriste bakmak lazım” oluyor Bahçeli’nin cevabı.
“O fihristten bizim şu an bilgimiz yok” diyor ama ne yazdığını merak edenler için güzergah tarifini de ihmal etmiyor:
“Bunların nihai amacı, PKK’nın 1978’de Diyarbakır Lice, Fis köyündeki kuruluş gayesidir. Bütün mücadelenin özü ve özeti bu amaca ulaşmaktır. Bu amaç bağımsız Kürdistan devletini kurmaktır. Adına kim, ne derse desin; ister “çözüm”, ister “barış” deyin, yaptığınız şey PKK’nın temel amacına hizmetten başka bir sonuç vermez.”
Bu durumda PKK amacına ulaşıyor mu?
Bahçeli, “MHP var olduğu sürece ulaşamaz” diyor net bir şekilde.
İyi de “çözüm/barış”tan yana geniş bir siyaset, sermaye, sivil toplum ve medya ittifakı kurulduğuna göre MHP yalnız kalmadı mı cephede?
Bundan şikayetçi değil. Hatta “tek başına direnme” durumunun MHP’yi daha güçlü kılacağına inanıyor. Böylece “MHP’nin bağımsız ve bağlantısız bir siyasi kurum olduğu”nun daha net biçimde görüleceğini düşünüyor.
Peki ya “etkisiz muhalefet” eleştirileri?
“Etkisiz” değil “sorumlu muhalefet” diye düzeltiyor Bahçeli.
Ne demek bu“sorumlu muhalefet”?
“Halkı iktidarın gerçek niyeti konusunda aydınlatmak”olarak özetliyor bunu:
“Müzakere sürecinin başladığı günden itibaren yaptığımız değerlendirmelerimiz birçok yönüyle doğru çıkmıştır. MHP, halkın iktidarın kafasındaki gerçeği görebilmesi açısından bir soru yöneltiyor: Bir çözümden bahsediyorsunuz, siyasi partilerin, aydınların, STK’ların bir arada olmasını ve katkı sağlamasını istiyorsunuz. Ama bu çözümün sınırını açıklamaktan da kaçınıyorsunuz. MHP şimdi bunu zorluyor. Çözümden maksat nedir? Bu çözüm Türkiye’yi nereye götürecektir? Bu çözüm nerede duracak, nereye kadar devam edecektir? PKK, iktidar, İmralı, BDP, Barzani, yorumcular, aydınların bu konuyu açıklamaları lazım.”
Adını koymuyor ama “muhalefet” in diğer kanatlarını da eleştiriyor MHP lideri:
“Birileri var ki Türkiye’yi komşu ülkelerde meydana gelen iç çatışma sürecine sokarak, BM’nin katkı sağlayabileceği bir desteğin oluşmasına yardımcı olabilecek telkinlerde bulunuyorlar.”
“Sorumlu muhalefet” in diğer ayağının da “Bu oyuna düşmemek” üzerine şekillendiğini anlatıyor.
AKP ya çökecek,
ya çökecek
Eee ne olacak peki?
Tek reçetesi var:
“Seçim!”
“Demokrasi içinde bir çözüm” tanımının tek karşılığı “seçim” MHP liderine göre. Toplumun “üzerine ölü toprağı atılmış halde” olduğu tezine katılmıyor. Ona göre suskunluğun tercümesi şu:
“Millet ’Benim adıma Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor. Sürekli onun konuştuğu yerde ben biraz sessiz kalayım. Benim de konuşma günüm yaklaşıyor’diyor. Millet de artık sona doğru geliyor.”
Bahçeli’ye göre AKP’nin önünde iki seçenek var ya çökecek, ya çökecek:
“Mahalli İdare Seçimleri’nde önemli bir oy kaybına uğrarsa o zaman AKP’nin önünde iki olay durur.
Birincisi, ’Biz 2009’dan beri bir program dahilinde demokratik açılım dediğimiz zırvayı uygulamaya koyduk. Bundan bekleneni alamadık. Dolayısıyla ne demokratik açılımı gerçekleştirebildik, ne de AKP’nin konumunu koruyabildik’diyecek ve kendisini gözden geçirme ihtiyacı doğacak. Bunu başaramazlarsa o zaman geriye çekiliş süreci devam edecek. Bu da seçim dönemleri açısından AKP’nin çöküşü ve çözülüşüne sebep olacak. Her iki halde de bu millet AKP’den kurtulmuş olacak.”
Devletleştiği söylenen bir siyasi parti
bu kadar kolay tarihe gömülebilir mi gerçekten?
“AKP’nin devleti ele geçirdi” ifadesini doğru bulmadığını belirterek başlıyor söze;
“Devlet yönetiminde sırasını kullanıyor demek daha doğrudur. O sıra değişirse iş farklılaşır. Bunun bir çıkmaz sokağı vardır. O çıkmaz sokak da, bağımsız devlet oluşunun mümkün olmayacağı bir sokaktır. Oraya doğru götürüyorlar. AKP, CHP, BDP, PKK, Barzani, uluslararası birtakım kuruluşlar burayı aşamazlar. Bu çıkmaz sokağın sınırları bellidir. O da önümüzdeki yıllarda kendisini gösterecektir. Daha iyi anlaşılacaktır. Misakı milli mülki millettir. Millet ise Türk’tür.”
Sohbeti son bir uyarıyla bitiriyor Bahçeli: “Bugün nasıl ” darbeler vs... “ diye bir sorgulama yapılıyorsa, gelecekte aynısı bu açılım zırvasıyla ilgili yapılacaktır. Bunun da bir hesap verme süreci olacaktır. Mutlaka olacaktır. Cesur yürekli savcılarımızın olduğunu, bu gidişata müdahale edeceklerine inanıyoruz. Yapmazlarsa onlar da bu hesap verme sürecine dahil olacaklardır.”
44. doğum gününü
gençlerle kutlayacak
9 Şubat’ta Ankara Arena Spor Salonu’nda düzenleyeceği Gençlik Şöleni ile 44. yılını kutlamaya hazırlanan MHP önümüzdeki günlerde önce Genişletilmiş Divan Toplantısı’nda İl Başkanları’nı buluşturacak hemen ardından da Mart ayında Belediye Başkanları’nı kampa alacak.
Bahçeli’nin söylediğine göre MHP milletvekili çıkaramadığı illerde fahri milletvekili gibi çalışacak “görevlendirilmiş milletvekili” uygulamasına da başladı. Görevlendirilen parti yöneticilerinin çalışma alanlarından biri “AKP’nin büyük şovlarla yüzer yüzer attığı temeller”in akıbeti.
Söğütlü ne diyor?
Gördüğüm kadarıyla oyunu iktidar partisine vermenin pek bir faydası olmamış Söğüt’e. Bir cümle yetiyor halkın halini özetlemeye:
İşsizlikten kırılıyorlar!
Bölgede bulunan fabrikalar bir bir kapanmış; kapanmayanlarda çalışanlar da aksayan maaşlar yüzünden aylardır mağdur durumdaymış.
Bir adam usulca kulağıma eğilip “Asgari ücrete bile koşa koşa çalışacak haldeyiz ama yok” diyor. Belli ki elinden tuttuğu çocuğunun bu ağlamaklı sözleri duymasını istiyor.
Gençler de dertli. “Üniversiteyi unutmadık” diyorlar manidar bir dille. Sözümü tuttum, sitemlerini MHP’nin eğitimden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zühal Topçu’ya ilettim. “Arsa alındı. Planı tamamlandı. Gençler oylarıyla Söğüt’ü yeniden MHP Belediyesi’ne emanet ettikleri gün temelini atma sözü veriyorum...” dedi.
Bir not da Ertuğrul Gazi Türbesi’nden aktarmalı. Söğütlülerin, belediyeyi aldıktan sonra ilçe ile irtibatını kesen Başbakan’a mesajı anlamlı: “Bir daha yolunuz düşerse buradaki mezar taşlarında yazılı adları okuyun: Sungur, Gündüz, Batu... ” Ecdad “ dediğiniz Osmanlı’nın mayası yüzde yüz Türk’tü, Oğuz’du. Ecdadın vasiyetini, adını silerek mi yerine getireceksiniz?”
Başbakan’ın dinlendiği ülkede
“milli güvenlik sorunu” vardır
Erdoğan’ın “dinlendiği” itirafına da değiniyor Bahçeli:
“Eğer Başbakan bir böcek ile dinlenebilir durumdaysa o zaman Türkiye’de ciddi manada bir milli güvenlik sorunu vardır. Sonuçta Başbakan her sohbetinde havanın güzelliğinden bahsedemez. Türkiye’nin meselelerinden de bahseder. Havanın güzel oluşu meteoroloji aracılığıyla herkesçe bilinebilir ama Türkiye’nin gündemiyle ilgili konuları ancak Başbakan’ı dinleyerek öğrenebilirsiniz. Bu da Türkiye için büyük bir kayıptır. Bu soruşturmanın çok sağlıklı yapılması lazım. Böcek, haşere ne varsa ortaya çıksın.”
Siyasi partilerin iç meselelerine dair yorum yapmaktan kaçınsa da, gazeteciler sorunca kısaca şöyle yorumluyor CHP’deki “ulusalcılık” başlıklı son
gerilimi:
“Ana muhalefet partisinin uyguladığı politikalar geçmişte varlık sebebi olarak bilinen
tüm değerlerin zıddı halinde devam ediyor... Yakında bunu kurultayda köklü bir tartışmaya açabilirler.”
Bahçeli, Belediye Başkan adayı Halil
Aydoğdu ile birlikte Çelebi Mehmet Camii
avlusunda Söğütlülerle çay içti, sohbet etti.